Sunset Overdrive incelemesi

DURMAK YOK
Sunset Overdrive aslında bir kıyamet sonrası senaryosu işliyor. Ancak bunu genele yaymak yerine küçük bir bölgeye sıkıştırıyor. Fizzco isimli bir enerji içeceği firması, Sunset City halkını zehirleyerek bu üründen içen herkesin mutanta dönüşmesine sebep oluyor. Bu kaotik ortamda bizim yapmamız gereken ise öncelikle şehirdeki yaratıklara karşı hayatta kalmak ve sonrasında da buradan kurtulmak için bir yol bulmak. Şehirde adım başına yaklaşık olarak beş yaratık düşüyor ve insan ister istemez bu şehirde kaç insan yaşadığını sorgulamadan edemiyor. Ancak senaryoda ilerledikçe görüyoruz ki OD ismi verilen bu yaratıkların gelişmiş versiyonları da bulunuyor ve bunlardan birisi de durmaksızın ortaya yeni OD çıkaran Spawner. Yani ne kadar yaratık öldürürseniz öldürün, şehirdeki OD popülasyonunda azalma olmuyor. İşte açık dünya olmasına rağmen sürekli aksiyonu tavanda tutan yapı da bu sayede oluşmuş oluyor. İster bir görev içerisinde olun isterseniz de şehirde dolaşıyor olun, sürekli üzerinize akın eden düşmanlar oluyor ve bir saniye durup nefes alma şansınız bulunmuyor. Düşmanlar dedik çünkü Sunset City içinde sizi öldürmek isteyen şeyler sadece mutantlar ile sınırlı değil. Eli silahlı insanlar ve robotların da konuya dahil olması ile birlikte karmaşa kontrol edilemez bir noktaya sürükleniyor. Karşımızda bu kadar düşman varken bu durumla nasıl başa çıkabildiğimizi sorguluyor olabilirsiniz.

Yapımcı Insomniac Games, önceki oyunlarından biriktirdiği tecrübelerini ana karakterimizi güçlendirmek için başarıyla bir araya getirmiş. Gelmiş geçmiş en iyi platform türü oyunlardan biri olarak kabul edilen Ratchet & Clank’ın mobil yetenekleri ile Resistance’ın çatışma ögelerini birleştiren ekip, ortaya enfes bir melez çıkarmış. Sunset Overdrive’da hareket edebilmeniz için iki seçenek bulunuyor. Birincisi ayaklarınız üzerinde yolda koşmak şeklinde ki bu yolu tercih ederseniz hayatta kalma süreniz en fazla 10 saniye civarı sürüyor. İkinci ve asıl yol ise gökyüzünü kullanabilmek. Oyunda hemen her yapının üzerinde kayarak ilerleyebiliyorsunuz. Elektrik telleri, borular, tren rayları gibi pek çok seçenek üzerinde sanki altınızda bir kaykay varmışçasına rahatlıkla kayabiliyorsunuz. Bunun yanında arabalar, tenteler, havalandırma sistemleri gibi yapılar sizi havaya zıplatırken, bir de her türlü düz duvarda koşabiliyorsunuz.

Kısacası bir yere giderken de, düşmanla savaşırken de havada olmalısınız. Yapımcı firmayı burada kutlamak gerekiyor çünkü harita tasarımını o kadar kusursuz hazırlamışlar ki, ayağınızı bir kez bile yere dokundurmadan şehrin bir ucundan diğerine ulaşmak mümkün. Ancak bunu ilk denemenizde başaracağınızı sanmayın sakın çünkü Sunset Overdrive kolay bir oyun değil. Hem karşınıza çıkan engellerle nasıl başa çıkacağınızı öğrenmeli hem de akıcı hareket sistemine alışkanlık geliştirmelisiniz. Bir arabadan elektrik teline zıplayıp sonrasında duvarın etrafında dönüp çatıdaki su borusundan yolunuza devam etmek mümkün ancak bir miktar yetenek gerektiriyor.

MANTIK MI DEDİNİZ?
Sizi öldürmek için yanıp tutuşan bu kadar çok düşmanla sadece hareket ederek mücadele etmeniz elbette mümkün değil. İşte bu noktada devreye silahlarınız giriyor. Sunset Overdrive’a benzer bir yapı barındıran Dead Rising serisinde olduğu gibi burada da elimizde akla mantığa sığmayacak, saçmalık derecesinde silahlar bulunuyor. Eski müzik plaklarını düşmanlar arasında sektiren bir silah da var, oyuncak ayı bombaları atan bir silah da. Örnekleri çoğaltmak istemiyoruz çünkü karşınıza çıktıklarında atacağınız kahkahalara engel olmak gibi bir niyetimiz yok. Tüm bunlara rağmen yine de düşman karşısında yetersiz kalacaksınız. Bu yüzden de kendinizi geliştirmelere vermeniz gerekiyor. Sunset Overdrive, uzun zamandır gördüğümüz en komplike ve yaratıcı geliştirme sistemini bünyesinde barındırıyor. Silahlarınızı ve karakterinizi amp ismi verilen yeteneklerle geliştiriyorsunuz. Bu ampleri üretebilmek için şehirde bulunan pek çok farklı materyali toplamanız gerekiyor. Yetenekleri elde ettiğinizde ise kullanabilmek için kayma, zıplama, kombo halinde düşman öldürme gibi yollarla “style” barını doldurmanız şart. Her bir unsur birbirine bağlı ve o kadar sürükleyici bir şekilde ilerliyor ki yaptığınız hiçbir şeyin öylesine olduğunu hissetmiyorsunuz.