Skandallardan bir türlü yakasını kurtaramayan Volkswagen, bu kez Daimler ve BMW ile birlikte hayvan hatta insan denekler üzerinde çalışma yaptığı suçlamasıyla karşı karşıya.
2018 ilk ayını geride bırakmaya hazırlandığımız şu günlerde, 2017 yılını değerlendirme gereği barındıran her haberimizde bazı temel noktalara değinmeden geçemiyoruz. Elektrikli ve sürücüsüz otomobillerin en hızlı gelişim ve girişim kazandığı noktalardan birisi olarak kabul edebileceğimiz 2017, aynı zamanda birçok dünya devini içerisine alan emisyon skandallarıyla hatırlanacak. Tabi ki geride bıraktığımız bu süreç içerisinde Volkswagen grubunun yaşadığı milyar dolarlık kayıp ile diğer hiçbir marka boy ölçüşemez. Volkswagen’den başlayıp Audi ve Porsche‘ye kadar uzanan bu skandal akıllarımızdaki yerini korurken, şaşkınlık yaratacak bir olayın başrolünde karşımıza yine Volkswagen çıktı. 2013 yılında Bettle‘ın karbon salınım testi sırasında 10 adet maymunu denek olarak kullandığı söylenen Volkswagen, resmi twitter hesabından yaptığı açıklamayla durumu kabul ederek özür diledi. BMW ve Daimler gibi diğer Alman devlerin de dahil olduğu olayda dış kaynakların ortaya koyduğu diğer iddialar ise soruşturmanın kesinlikle derinlemesine yol açacak gibi gözüküyor. Durum bizler için ise kan dondurucu düzeyde.
Beetle’ın test sürecinde hayvanlara asla işkence yapılmadığının ve ortaya konan bu iddiaların kesinlikle yalan olduğunu ifade eden Volkswagen cephesi için sıkıntılı bir süreç daha başlayacak gibi gözüküyor. Raporlarda yer alan dikkat çekici ilk detayda yetkililerin, yaklaşık dört saat süren test sırasında maymunları dumanın salındığı odaya alıp dikkatlerinin dağılmaması adına çizgi film izlettiğine yönelik satırlar dikkat çekiyor. Burada dikkat çeken bir diğer nokta ise Mercedes-Daimler, BMW ve Volkswagen tarafından bu gibi durumları önlemek, insan sağlığını ve çevreyi korumak için kurulan E.U.G.T‘nin de konu hakkında hiçbir araştırma yapmaması. Kurumun olumlu adımlar atmak yerine, dizel kullanımını savunacak çalışmalar yapmak için bilim insanlarını kiraladığı ve dizel motorun kanserojen olarak sınıflandırılması için Dünya Sağlık Örgütü tarafından çıkartılan kararına itiraz eden araştırmalara sponsor olduğu da can sıkan detaylar arasında yer alıyor.
30 Haziran 2017‘de kapatılan E.U.G.T’den bir süre önce ayrılan Mercedes-Daimler de, Volkswagen’in yaptığı özür açıklamasının ardından kendi kaynakları üzerinden ufak çaplı bir basın açıklaması yayınladı. Bu açıklamada “Şirketimiz konuyla ilgili detaylardan ötürü dehşete düşmüş durumda. Bu uygulamayı yapanları kınıyor ve kısa sürede gerekenin yapılmasını diliyoruz. Daimler her ne kadar bu sürecin hiçbir noktasında yer almasa da kapsamlı bir soruşturma başlatılmıştır.” denilerek şirketin E.U.G.T ile bağlantısının kesildiğinin altı çizildi. Konuyla ilgili henüz ortaya çıkan bir önemli iddia ise belki de “yok artık” dedirten son nokta.
Geçtiğimiz günlerde Netflix üzerinden yayınlanan “Dirty Money” isimli bir belgesel, konuyla ilgili iddialara yepyeni bir boyut getiriyor. Virginia merkezli avukat Michael J Melkersen, Lovelace Solunum Araştırmaları Enstitüsü’nden bilim adamı James McDonald‘a göre test sürecinin asıl çıkış noktası insan denekler üzerine kurulu. Nitekim Alman basınında Aachen kentindeki bir üniversite hastanesinde 25 kişiye, gazların etkilerinin ölçülmesi adına zehirli gaz solutulduğu iddiası da belgeselde yer alan açıklamalarla paralellik göstermekte. Denek odaklı ilk testlerin 40 yıl öncesine dayandığına dair korkutucu bilgiler paylaşılan bu programla birlikte, durum yeni bir boyut kazanacak gibi gözüküyor. Tüm parçaları bir araya getirdiğimizde şu anda konuyla ilgili özür dilese de çalışmaları yapanları suçlayan bir Volkswagen ve E.U.G.T ile ilişkilerini çok önceden kestiğini ifade eden Daimler ve BMW var. Önümüzdeki günlerde daha da hareketlenmesini beklediğimiz süreçle ilgili düşüncelerinizi bizlere yorum olarak paylaşabilirsiniz.