Dünyanın ne önemli otomobil üreticilerinden BMW geçtiğimiz gün 100. yaşına bastı. Otomobil, motosiklet ve uçak motoru üreten dev şirket, koca bir asıra sayısız model sığdırdı. Bugün dünyanın önde gelen lüks otomobil üreticilerinden biri olan BMW, yüz yıl boyunca önemli değişimler, zorluklar, başarılar yaşadı. Biz de şirketin 100 yıllık tarihini kısaca özetlerken bu sırada gerçekleşen o dönüm noktalarına yer verdik.
Bayerische Motoren Werke veya dünya çapında bilinen adıyla Bavarian Motor Works, bundan tam yüz yıl önce, 7 Mart 1916 tarihinde kuruldu. Uçak motoru üreticisi olarak kapılarını açan şirketin bugünlere geleceğini o zamanlar kimse tahmin edemezdi.
Uçak motorundan sonra BMW’nin ayaklarını asfalta bastığı ilk araç 1923 yılında motosiklet oldu. Yukarıdaki fotoğrafta, BMW fabrikasında ilk motosiklet modeli olan R 32 üretiliyor.
BMW’nin ilk otomobili 1928 yılında üretilen 3/15 PS oldu. Otomobilin doğuşu Bavyeralı üreticinin Dixi otomobil firmasını satın almasından sonra gerçekleşti.
BMW’nin kendi imzasını attığı ilk otomobil ise 303 modeli oldu. İlk 6 silindirli BMW modeli, aynı zamanda meşhur “böbrek” ızgaranın kullanıldığı ilk model olma özelliğine sahip.
Yavaş yavaş ustalık dönemine geçen BMW için artık kendini motor sporlarında da kanıtlama zamanı gelmişti. 1936 yılında üretilen BMW 328 ile bunun ilk adımı atılmış oldu. Yukarıdaki fotoğrafta otomobili, 1940 yılında ilk İtalyan Mille Miglia yarışında görüyoruz.
Nazi rejiminin iyiden iyiye etkisini hissettirdiği 30’lu ve 40’lı yıllarda BMW fabrikalarında yoğun bir şekilde Alman silahları ve uçak motorları üretildi. BMW taleplere yetişmek için toplama kamplarından çağırdığı insanları fabrikasında zorla çalıştırdı. Şirket daha sonra tarihinden bu kara lekeyi silmek adına, zorla çalıştırılan işçileri anmak ve zararlarını karşılamak için 1999 yılında Erinnerung, Verantwortung und Zukunft derneğini kurdu.
1955 yılına gelindiğinde BMW bu ilginç otomobili üretmeye başladı. BMW’nin yakıt ekonomisini düşünerek geliştirdiği Isetta adındaki otomobil, yalnızca 13 beygir gücünde tek silindirli motora sahipti. Isetta, önden açılan kapısıyla hala en tuhaf tasarımlı otomobiller arasında gösteriliyor.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra hemen hemen tüm ticari kuruluşlar gibi BMW de zor günler geçirdi. Ancak BMW için işler daha ciddi bir hal almıştı. 1950’lerde Alman ekonomisinin düzelmeye başlamasına rağmen BMW neredeyse en büyük rakibine, Daimler-Benz’e satılma aşamasına geldi. Şirketin geleceğine dair inancını yitirmeyen ufak bir hissedar grubu ise satışa karşı çıktı ve ipleri eline aldı. Devamı hepimizin bildiği gibi…
1961 yılında çıkan BMW 1500 modeliyle birlikte artık yeni bir dönem başladı. Neue Klasse, yani Yeni Seri doğmuş, BMW artık lüks bir otomobil üreticisi konumuna gelmişti.
1970’li yıllarda motosiklet pazarında Uzak Doğu’dan esen rekabet rüzgarlarına BMW’nin cevabı epey sert oldu. GS serisini duyuran BMW, yepyeni bir segmentin de temellerini atmış oldu. “Gelände Straße” yani “arazi yolu” veya İngilizce “off-road” anlamına gelen GS, günümüzde en çok satan seyahat ve arazi modellerinden.
90’ların sonuna gelindiğinde BMW, ecnebilerin “game changer” dediği ezber bozan atağını bu kez otomobil sektöründe yaptı. SUV pazarının yeni yeni palazlanmaya başladığı yıllarda BMW’nin 1999 yılında “seyahat otomobili ve arazi otomobili konusunda hala büyük bir ayrım içerisinde” olduğunu belirttiği otomotiv sektörüne cevabı bu ayrımı ortadan kaldıran X5 oldu.
Devir tasarruf devri, ortam daha fazla kirlilik kaldıramayacak bir ortam olunca BMW de önlemini ona göre aldı. Tamamen elektrikli ilk BMW modelini, yani i3’ü duyuran şirket, daha sonra i8’le birlikte elektriğe iyice alıştığını kanıtladı.
Ve artık geldik günümüze. Geleceğe desek daha doğru olur zira BMW 100’üncü yaşını önümüzdeki 100 yılı düşünerek ortaya çıkardığı Vision Next 100 isimli konseptle kutladı. Biz de otomobil devinin 100’üncü yaşını kutlarken sektördeki sağlam duruşundan taviz vermemesini diliyoruz.