2017’yi geride bırakırken pek çok teknolojik gelişmeye de şahit olduk. Gelin bunlar neler kısaca hatırlayalım.
Teknoloji açısından oldukça yoğun bir yılı geride bıraktık. Çerçevesiz ekran tasarımının yavaş yavaş akıllı telefon sektörünü ele geçirdiği dönemde 3,5 mm’lik kulaklık girişinin yokluğuna laf edenlerin, evet Google sözümüz sana, yeni cihazlarında bu tasarım anlayışını benimsediğini gördük. Ancak bunun dışında önemli gelişmeler de oldu. Bitcoinin önlenemeyen yükselişiyle blockchain teknolojisine ilişkin konuşmalar kripto para alanına kayarken, quantum bilgisayarların geliştirilmesi de hızla devam ediyor. Gelin yıl içinde aklımızda yer eden önemli teknolojik olayları kısaca hatırlayalım.
Kripto paralara olan ilgi bir süredir mevcut. Ancak bitcoinin önce 10 bin sonra 15 bin sınırını geçip 20 bin dolara kadar ulaşması sanal parayı aralarında en ünlüsü yaptı. Teknolojiyle çok arası olmayanların dahi adını bir kere mutlaka duyduğu bitcoin devletlerin de odak noktası olmayı başardı. Kuzey Kore’nin kripto paraya duyduğu ilgi ve “çalma” teşebbüslerinin basına yansıması da cabası. Tabii bitcoin bu kadar büyüyünce esas konuşulması gereken blockchain teknolojisi biraz geri planda kaldı. Gündemi meşgul etmeyi asla bırakmayan bitcoin ilk milyardelerine kavuştuğu 2017’de aynı zamanda yatırımcılarını korkutan bir düşüş de yaşadı. 12 bin dolar seviyelerine gerileyen kripto para birimi şimdi toparlama döneminde. Kripto paranın değeri şu sıralar 16 bin dolar civarında seyrediyor.
Son kullanıcıya yönelik teknoloji cihazlarının ışıltısı arasında gölgede kalan quantum bilgisayar teknolojisi aslında hepimizi ilgilendiren ve önemli bir konu. Kaspersky’nin İrlanda’da basına yaptığı panelde de değinilen konuda IBM’in başarılı testleri olduğunu biliyoruz. 50-qubit işlemci prototipini ortaya çıkaran firmanınsa önünde uzun bir yolculuk bulunuyor. Çünkü bundan çok daha fazlasına ihtiyacımız var ne yazık ki. Çin’in de çalışmalarını hızlandırdığı quantum bilgisayar araştırmalarında ne yazık ki o taraftan pek bir açıklama alamıyoruz. Kriptografi alanında önem taşıyan tam fonksiyonlu quantum bilgisayarların ilk kimin tarafından üretileceği ise merak konusu. Şüphesiz 2018’de quantum bilgisayar teknolojilerinin gelişimine ilişkin daha çok haber duyacağız.
Bu yılın bir diğer önemli konusu ise yapay zeka teknolojilerinin gelişimi üzerineydi. Facebook ve Google’ın yapay zeka üzerine çalışmaları sık sık gündem konusu olurken, akıllı telefon üreticilerinden de bu alanda çalışmalar geliyor. Huawei, Mate 10 Pro ile “akıllı değil zeki telefon” dönemini başlatmış ve yapay zeka destekleyen işlemcisi Kirin 970‘i tanıtmıştı. Öte yandan yıla damgasını vuran bize göre videoları değiştirebilen yapay zeka teknolojisi. NVIDIA’nın video örneklerle gözler önüne serdiği durum gelecekle ilgili çeşitli kaygılar oluşturuyor. Tabii yıl içinde yapay zekanın geleceğine yönelik önemli isimlerin açıklamaları da oldu. Bunlardan en dikkat çekenini ise Elon Musk yaptı. Yapay zekanın insanı alt etmemesi için çalışmalar yapan Musk, yapay zeka karşısında insanların pek şansı olmadığını düşünüyor.
Bir süredir hayatımızda olan robotlar ve robot teknolojileri bu yıl da hız kesmeden gelişmeye devam etti. Olimpiyat meşalesini taşıyıp yakan robotlardan, vatandaşlığa geçen robot Sophia‘ya kadar ilginç pek çok yeni teknolojiyle karşılaştık. Ancak bunlardan en akılda kalanı Atlas’ın yeni yetenekleri oldu. Boston Dynamics’in bir süredir üzerinde çalıştığı Atlas, artık havada ters takla atabiliyor. Kapı açabilen ya da yere düşünce rahatlıkla kalkabilen Atlas, giderek daha atletik bir robot olma yolunda.
Geleceğin teknolojisi olarak gösterilen Hyperloop’a (Hız kovanı) yönelik çalışmalar da devam ediyor. Hatırlarsanız Virgin Hyperloop One ve Elon Musk’ın Hyperloop’u ciddi bir rekabet içinde. Yıl bitmeden son testini tamamlayan Hyperloop One ise en son gerçekleştirdiği testte saatte maksimum 387 km hıza ulaşarak son hız rekorunu kırmış durumda. Gözler Musk’a çevrilmişken hala her iki aracın da istenen maksimum hıza ulaşamadığını belirtelim. Bakalım 2018’de nasıl rekorlar göreceğiz?
Heyecan verici uzay çalışmaları da 2017’de ilgimizi çeken konulardandı. NASA, üzerinde çalıştığı Space Launch System’ine (Uzay Fırlatma Sistemi) ait ilk simülasyon videosunu paylaşarak geleceğe göz atmamızı sağladı. Öte yandan Elon Musk’ın Mars projesi Space X’e dair yeni bilgiler de edinmeyi başardık. Hatta Musk, Mars’a bir Tesla Roadster göndereceğini bile paylaştı. Ancak yıl içinde ilgimizi en çok çeken şey “uzayda hayat var mı?” sorusuna cevap arayışlarıydı. Güneş Sistemi’nde gözlemlenebilen ilk yıldızlar arası ziyaretçimize kavuştuğumuz 2017’de NASA yıldızlararası yolculuğun tarihini verdi. Apollo 11’in 100. yılında yıldızlararası yolculuk yaparak en yakın yıldız sistemine gideceğini açıklayan NASA, şimdilik bu teknoloji üzerinde çalışıyor.