70'li yılların ortalarından itibaren başlayan macerasında artık altıncı jenerasyonuyla yollarda olan Volkswagen Polo, 2018 model yılıyla hatırı sayılır değişimler geçirdi. Üç günlük süre zarfı boyunca test konuğumuz olan bu yeni oyuncuyla ilgili anlatılacak pek çok şey var. SUV, Crossover ve Pickup. Son yıllarda "elektrikli otomobil" ile birlikte en çok duyduğumuz kelimeler arasında bu üçünün olduğuna hiç şüphe yok. Kullanıcıların yerden biraz daha yükselmiş modellere yönelmesi, belki de çoğumuzun şehir hayatından kaçma ve yola koyulma isteğinin dikkate alınması gereken sonuçlarından. Hal böyle olunca da inanılmaz bir talep patlaması gören bu sınıflarda her geçen gün yeni bir model karşımıza çıkıyor. Bir koltukta iki karpuz taşınmayacağını bize öğreten deneyimlerimiz, bu sürecin ilk başlarından itibaren beraberinde bazı kıyımları da getireceğini hissettirmişti. Nitekim şu anda önümüzdeki tabloya baktığımız zaman coupe ve sedan modellerin eski ihtişamlı günleri aradığını görüyoruz. Bu ilgi ve değişen dengeler karşısında istikrarı korumayı başaran temel taşlardan birisi ise hiç şüphesiz B sınıfının oyuncuları. Üreticilerin birbirlerine karşı attığı hamlelerin yanına kullanıcı beklentilerini eklediğimizde artık bu sınıfta da işlerin çok değiştiğini görüyoruz. Bunun en temel örneklerinden bir tanesi de yaklaşık üç gün boyunca test konuğumuz olan altıncı jenerasyon Volkswagen Polo. Ebatları ve iç dünyasında kazandığı detaylarla yeni jenerasyonun da üzerinde, Golf gibi hissettirecek noktaya gelmiş bir Polo ile karşı karşıya olduğumuzu ilk adımdan itibaren belirtelim. İşin içerisine teknolojik asistanlar da girdiği zaman tüm zamanların en yenilikçi modelinin de ortaya çıkması kaçınılmaz bir sonuç. Tabi ki her güzel şeyin bir bedeli var be tahmin edebileceğiniz üzere bu bedel Türkiye'de "biraz" can yakan seviyelerde. Polo ile olan yolculuğumuzu bitirdiğimizde ise geriye tek bir soru kalmıştı. [lpg start=2 end=6] DAHA OTURAKLI TASARIM 2018 model yılıyla birlikte yeni bir jenerasyona kavuşan Polo'nun beraberinde tasarım bazında hatırı sayılır değişimleri getirmesi bekleniyordu. Nitekim genel olarak baktığımızda bir önceki nesline göre büyüyen ebatlarıyla birlikte çok daha oturaklı bir karaktere bürünmüş olan modelde en büyük karakteristik farkı LED ışıklandırma grupları, ışıklandırma grubunun içerisine kadar uzayan krom parçasıyla ön ızgara ve ön tampon oluşturuyor. Bunun yanı sıra artık yepyeni jant seçeneklerine kavuşan Polo'nun görünümünü bu sayede daha tatminkar hale getirmek mümkün. Aracın genel olarak daha büyük yapıya sahip olmasında iki ana unsur var diyebiliriz. Bunlardan ilkini yeni tamponlar ikincisini ise MQB A0 platformu oluşturuyor. Toplamda 4.053 milimetrelik uzunluğuyla bu zamana kadar üretilmiş en uzun jenerasyonuyla karşımızda duran Polo'da, artan aks mesafesiyle birlikte yüzde 25 oranında bir bagaj hacim artışı söz konusu. Artık 351 litrelik kullanım alanı sunan modelin bu değeriyle sınıfının en iyilerinden birisi olduğunu söyleyebiliriz. Bu arada aracın maksimumda 1.280 kilogram gibi bir ağırlık değerinde olduğunu belirtmekte fayda var. [lpg start=13 end=16] ASIL ANAHTAR İÇERİDE Polo'nun kapılarını açıp içerisine girdiğimizde ise "işte şimdi yeni jenerasyon olduğu belli oldu." cümlesini kurarken buluyorsunuz kendinizi. Aracın buradaki yaşam alanının artışı bir kenara, sizi karşılayan konsol aslında Polo'nun Golf'e ne kadar yakınlaştığını kanıtlıyor. Konsoldaki tecrübelerimize geçmeden önce arkada oturan yolcuları nelerin beklediğinden bahsetmek gerekiyor. Bu bölüme oturan hemen herkesin ilk fark edeceği nokta aracın ebatlarındaki büyümenin hissedildiği nokta ile aynı çizgide kesişiyor. Burada bizleri çok iyi bir diz mesafesi ile karşılayan Polo, şaft tünelinin yüksekliğine rağmen ortada oturan üçüncü yolcu için de fena sayılmayacak konfor vadediyor. Bu kadar arkada oturmak yeter diyerek direksiyon başına geçtiğimizde ilk baştan itibaren altını çizmekte olduğumuz yol ayrımlarıyla baş başa kalıyoruz. Sürücü ekranı dahil olmak üzere multimedya sistemini de tamamen elden geçiren Volkswagen burada çok daha üst segment bir deneyim peşinde. Baz donanımında 6,5 inç en üst donanımında 8 inç multimedya ekranla gelen Polo, Volkswagen modelleri arasında ilk kez kullanılan yeni sisteme ev sahipliği yapıyor. Oldukça akıcı bir deneyim sunan ve dokunmalara verdiği tepkisi gayet hızlı olan bu ekranın akıllı telefonlardan pek de aşağı kalır yanı yok. Normal şartlarda sürücü bölümünde de dijital bir ekranla satın alınabilen araçta şimdilik bu seçenek karşımıza çıkmış değil. Bunun yerine bir önceki jenerasyondan çok da farklı olmayan klasik bir yapının kullanıldığı sürücü kısmında, ortadaki yol bilgisayarının en üst donanımda bile halen renksiz ve basit olması, konsolun genel anlamda oluşturduğu intibaya pek yakışmıyor. Bu sınıfta yer alan pek çok modelde olduğu gibi eşya gözü konusunda kullanıcıların artık çok da dert etmesini gerektirecek durumun olmadığını söyleyebiliriz. Nitekim Polo da, konsolun altında yer alan oldukça geniş bölmesiyle 5,5 inç'lik büyük cihazlarda bile sorun yaşatmıyor. Bardaklık ve kol dayama gibi detayların unutulmadığı araçta koltukların da gayet rahat bir sürüş deneyimi sunduğunu söyleyebiliriz. [lpg start=7 end=12] SÜRÜŞ DİNAMİKLERİ Ülkemizde Trendline, Comfortline ve Highline olmak üzere üç farklı donanım seçenekleriyle satın alınabilen Polo'nun sürüş dinamikleri doğrudan bizi kullanıcı deneyimi hortumunun merkezine oturtuyor. Motor ve aracın asfalt üzerinde ortaya koyduğu karakter öncesinde, donanım paketlerinin özellikle çok ciddi fark yarattığını belirtmek gerekiyor. Giriş seviyesindeki pakette çok daha fazla sert plastik parça ile bizleri karşılayacak olan Polo'yu gerçek anlamda hissetmek için tabiri caiz ise işe 2. kattan itibaren bakarak başlamanızı öneririz. Halihazırda 1,6 litre dizel ve 1.0 litrelik benzinli motor seçeneklerinin varyasyonları üzerinden kullanıcılarla buluşan modelde, bizim test konuğumuz 95 beygirlik güç ve 175 Nm tork üreten 1.0 TSI ve 7 ileri DSG ile harmanlanan versiyon oldu. Otomobil meraklılarının artık çoğunlukla bildiği gibi turbo destekli küçük hacimli bu tip motorları üst segmentlerde de görebiliyoruz. Hal böyle olunca akıllarda "Bu motor ne kadar yeterli?" sorusu bir anda beliriveriyor. Bu motor/şanzıman kombinasyonuyla 1.145 kilogramlık toplam ağırlığa sahip olan Polo'nun turbo ile 95 beygire yükselen güçle gayet sorunsuz ve isteklere cevap verebilecek seviyede olduğunu söyleyebiliriz. Aracı 0'dan 100'e 10,8 saniyede çıkartan bu motorun maksimumda ulaşacağı limit ise 187 km/s olarak değer tablosuna yansımakta. Peki, 7 ileri DSG şanzıman ile güzel bir kombinasyon sunan motorun yüksek hızlarda da gayet yeterli olan performansına nasıl bir tutumluluk karakteri eşlik etmekte? Motor hacminin düşmesiyle ilgili genel kanı dizele meydan okunabilecek tüketim değerlerinin yakalanabileceği üzerinedir. Aslında kullanım bazında bu tezi bir ucundan tutarak savunmamız mümkün. Lakin işin içerisinde bir turbo motorun olduğunu gördüğünüzde kendinizi ortalama tüketim kısmında fazlasıyla esnek rakamlar görmeye alıştırmanızı öneririz. Polo ile geçirdiğimiz 3 günlük zaman dilimi içerisinde yaklaşık 350 kilometrelik mesafe kat etme şansımız oldu. Yer Yer yoğun trafik içerisine de dahil olduğumuz bu süreçte yol bilgisayarı bizlere 6,7 litrelik ortalama tüketim değeri gösterdi. Uzun mesafe aralığı artan yollarda, daha da düşük değerlerin elde edilebileceğini de bu bağlamda net bir şekilde söyleyebiliriz. Tabi ki bu durum trafik durumuna göre daha da yükselebilmekte. Motorla birlikte sürüş kısmında kenara not etmemizi gerektirecek diğer önemli husus viraj kabiliyeti ve yalıtım üzerine oldu. Artan aks mesafesi ve yeni altyapı sayesinde yeni jenerasyonun hatırı sayılır oranda daha iyi yere tutunduğunu söyleyebiliriz. Kullanıcısına sürüş sırasında güven veren bu sağlam karakter belirli limitleri göz ardı etmediğimiz sürece hiçbir problem yaşatmıyor. Konforu da doğrudan etkileyen bu parçanın tamamlayıcısı ise kesinlikle yalıtım. Bu konuda bizden tam not alan Polo'nun bozuk yollarda hissettirdiği geri dönüş ve süspansiyon sönümlemesi ise bir tık daha geride. [lpg start= end=] BİR ADIM YAKIN, İKİ ADIM DAHA YAKIN 2018 Volkswagen Polo, dışarısında sunduğu yeni renk seçenekleri, jantları, iç dünyası ve renklendirilebilen konsolu sayesinde genç kulllanıcı kitlesiyle olan takip mesafesini biraz daha yaklaştırdı. Özellikle büyüyen ebatları ve elde ettiği donanımlarla pek çok kişi için "Golf'ün alternatifi" haline bile gelmiş durumda. Aslında tüm parçaları bir araya koyduğumuzda bunu bir adım yaklaşmak olarak nitelendirebiliriz. Bu tezi ortaya atanları iki adım geriye götürecek nokta ise teknolojik asistan kısmında. En üst donanım paketinde bile artık hemen her modelde görmeye alışık olduğumuz özellikleri sunan modelde aslında kablosuz şarj, kör nokta uyarı sistemi, otomatik olarak park imkanı sağlayan park asistanı, ön bölge çarpışma asistanı ve adaptif hız sabitleyici gibi çok önemli destekler de var. Lakin hepimizin bildiği şarkıdan da hatırlayabileceğimiz gibi "gezmesek de görmesek de o köy bizim köyümüzdür" satırları, birebir içerisinde bulunduğumuz durumu anlatıyor. Günümüzde kullanıcıların çok daha aktif kullanır hale geldiği bu donanımları B segmentinde görmek elbette ki çok keyif verici. Lakin aracın halihazırda olan yüksek fiyatına bir de bunları eklediğimizde, gelinen noktanın kesinlikle Golf'e iki adım daha yakın olduğunu söyleyebiliriz. Tabi ki bu yakınlık biraz üzücü seviyelerde. Sınıfındaki en pahalı modellerden birisi olan Polo, kimileri için halen tartışılmasına bile gerek duyulmayan lider model. Özellikle içeride sunulan dünya ile bizleri C sınıfındaymışız gibi hissettirmesi akıllarda yer edinen ilk şey olacak. Lakin buradaki tercihin kesinlikle kullanıcı odaklı seviyeye geldiğini de görmezden gelemiyoruz. Bu bağlamda ortalığı en çok karıştıran kardeşi SEAT Ibiza ile karşılaştırılmaya devam edecek olan Polo standartlarından bir şey kaybetmese de kendisine yaklaşanların standartlarını artırması durumu çok daha keyifli hale getiriyor. DETAYLAR [lpg start= end=] TASARIM Elden geçirilen dış tasarımıyla birlikte çok daha oturaklı olan Polo'da, LED farlar ve netleştirilen çizgiler en büyük farkı yaratıyor. İÇ DÜNYA Boyutları itibarıyla çok ciddi iyileşme elde eden altıncı jenerasyon, bunu ferah iç yaşam alanında fazlasıyla hissettiriyor. BAGAJ HACMİ 2018 Volkswagen Polo'nun artan aks mesafesiyle birlikte 351 litrelik bagaj hacmine erişilmiş durumda. Bu sınıfının üst seviyelerinden bir tanesi KOKPİT Aracın kokpitinde boyutu 8 inç olan multimedya ekranın çözünürlüğü ve geri tepkimesi akıllı cihazları aratmayacak bir performans sunuyor MOTOR Polo, 95 beygir güç üreten motoruyla 0'dan 1002e 10,8 saniyede çıkarken maksimumda erişebildiği sürat 187 km/s olarak kayıtlara geçiyor MALZEME KALİTESİ Kapı bölümleri standart sert plastik olan aracın hissiyat olarak en büyük farkı hissettirdiği noktalar üst konsol ve tavan döşemelerinde TEKNİK ÖZELLİKLER VE PUANLAMA