Tarihin tozlu sayfalarında yok olmaya yüz tutmuş, okunamayacak durumdaki belgeleri artık okumak mümkün. Bilim adamları üç boyutlu tarama yöntemiyle En-Gedi parşömeninde yazılanları açığa çıkardı.
1940’lı yıllarda keşfedilmiş, Ölü Deniz Parşömenleri olarak da bilinen Yahudi İncili‘nin (Hebrew Bible) en eski parşömeni olan En-Gedi parşömeni üç boyutlu tarama teknolojisiyle “okunabilir” hale getirildi. Eski yazı bilimi verilerine göre geçmişi milattan sonra birinci yüzyıla ya da ikinci yüzyılın başına dayanan bu tarihi belge arkeologlar tarafından 1970 yılında İsrail’deki Ölü Deniz’in yakınında bulundu. Altıncı yüzyıl sinagogunda bulunan kutsal sandık içindeki hayvan derisi parşömen, yanmış olan binadan büyük hasarlar almasına karşın günümüze kadar kısmen korunarak gelmeyi başardı. On yıllardır araştırmacılar parşömenin nasıl okunacağını çözmeye çalışıyordu. Çünkü en ufak fiziksel bir temas parşömende geri dönülmez zararlara sebep olabilirdi.
3D tarama teknolojisi sayesinde birkaç aşamada parşömende yazılanlar ortaya çıkarıldı. Önce 3D modelini oluşturdukları parşömende segmentasyon yapılıyor. Daha sonra parşömen ikinci kez taranarak çok açık renkli pikseller tespit ediliyor. Sanal platformda açılan parşömende 35 satırlık yazı olduğu belirlendi. 18 satırı korunan yazının 17 satırı yeniden yapılandırıldı. Araştırmanın sonucunda En-Gedi parşömeninin Tevrat’ın üçüncü kitabı olan Levililer‘in ilk kopyalarından olduğu anlaşıldı.
2015’te geliştirilmiş dijital görüntüleme yazılımıyla parşömende Levililer’in ilk sekiz ayeti ortaya çıkarılmıştı. Bu gelişme, 3D tarama teknolojisiyle tarihe ışık tutan araştırmacıların, fiziksel olarak okunamaz haldeki farklı metinlerin içeriklerini keşfetmesi için oldukça heyecan verici. Çözülen En-Gedi parşömenindeki yazıların, orta çağdaki metinlerin neredeyse aynısı olduğu belirtiliyor.