Singularity incelemesi

Faruk AKINCI 01 Eylül 2010 14:36 - Güncelleme: 20 Eylül 2010 14:36

1955 yılında Sovyetler Birliği’nin üzerinde deneyler yaptığı Katorga-12 adlı adada korkunç bir kaza meydana gelir ve Rus Hükümeti apar topar olayın üzerini kapatmaya çalışır. Fakat adadan çok yoğun miktarda radyasyon yayılmaktadır ve ABD olayı araştırmak için Nate Renko adlı istihbarat askerini görevlendirir. Nate adaya zorunlu (!) iniş yapmak zorunda kalır ve ortalığı araştırmaya başlar ve korkunç gerçekle yüzleşir. Ne şekilde olduğu bilinmese de ‘zaman’ adada kırılmaktadır ve tarih 1955 ile 2010 arasında gidip gelmektedir.

TEKİLLİK KURAMI ÜZERİNE
Singularity’nin en çok dikkat çeken tarafı Nate’in oyunun hemen başında bulduğu Time Manipulation Device (TMD) adlı cihazın kullanımı. TMD, konvansiyonel silahlardan çok farklı olarak FPS türü için bir yenilik sayılabilir çünkü türün mekaniklerine olumlu anlamda birkaç özellik katmış. TMD ile zamanı ileri geri sarabiliyor, durdurabiliyor ya da yavaşlatabiliyor, düşmanları sersemletmek ve hatta belli durumlarda öldürmek için de bir şok dalgası gönderebiliyorsunuz. TMD, oyunun belkemiğini oluşturuyor. Düşmanlarınızı aniden yaşlandırıp öldürebiliyor ya da etrafınızdaki nesneleri zamanda bir yolculuğa çıkarıp askerlerin üzerinde oldukları köprüyü çürütebiliyor, kilitli olan kasaları eskiterek açabiliyorsunuz. Elbette ki kombinasyonlar sınırsız ancak kesin olan bir şey var ki TMD oyuna büyük zenginlik katmış. Nate yolculuğu sırasında Victor Barisov adlı bir bilim adamıyla da karşılaşıyor. Katorga-12’nin tüm deneylerinden sorumlu olan kişi olan Victor, bize Nicholai Demichev adlı kişinin adadaki deneyleri çok daha büyük bir ölçekte yeniden başlatacağını ve bunun yaşanan felaketin çok daha korkuncuna sebep olacağını söylüyor. İplerin koptuğu nokta aslında tam da burası. Çünkü adanın flora ve faunası bile mutasyona uğramış durumda ve biz hem 1955 yılı, hem de 2010 yılı Rus askerleriyle baş etmek zorundayız. Buraya kadar ciddi bir casusluk ya da soğuk savaş hikayesi gibi duruyor Singularity. Fakat oyunda ağır ağır ilerledikçe ve adanın derinliklerine indikçe karşınıza değme korku oyunlarına taş çıkaracak kadar atmosferi yoğun bir deneyim çıkıyor. Zaman manipülasyonundan mıdır yoksa adanın üzerinde kurgulanan başka deneylerden mi bilinmez, birtakım garip mahlukatlar, çöken binalar, aniden üzerinize düşen cesetler derken ciddi anlamda gerilip sıçrıyorsunuz. Raven’ın atmosfer yaratmak konusunda bir sıkıntısı olmadığını biliyorduk ancak Singularity gerçekten bu yönüyle çok başarılı bir oyun. Oyunu bir diğer başarılı kılan şeyse akıcı aksiyonu… Silahların ve TMD’nin kullanımı oldukça iyi bağlanmış birbirine. Örneğin, keskin nişancı tüfeğini kullanırken, dürbünden bakıp zamanı yavaşlatabiliyorsunuz. Bunun gibi tonla taktik kurgulamanız olası.

BİR İLERİ, BİR GERİ
TMD’yi elinize geçirdiğiniz gibi kullanmaya başlamıyorsunuz elbette. Oyunun bir diğer olayı ise bu cihazı güçlendirmek üzerine kurulu. TMD’nin şemaları oyunun haritasına yayılmış durumda. Öncelikle bunları bulmalı ve belli terminalleri kullanarak cihazın özelliklerini yükseltmelisiniz. Half-Life’daki Gravity Gun’ı hatırlar mısınız? İşte, tıpkı o silahtaki gibi nesneleri taşıma işini TMD ile halledebiliyorsunuz. Yükseltmeler ise daha çok cihazın kullanımındaki süreleri uzatmak üzerine kurulu. Örneğin, zamanı daha uzun yavaşlatabilmek gibi… Singularity sizi öyle silahlara boğan bir oyun değil. Gayet belli başlı sınıflar altında standart tabanca, pompalı tüfek, bomba atar, roket atar ve nişancı tüfeği gibi silahlar bulunuyor.

ZAMANIN KUMLARI
“Silahlar” demişken, bazı silahların da ilginç özelliklere sahip olduğunu belirtmek gerek. Örneğin, Seeker adlı silahı ateşledikten sonra mermisini siz kontrol ediyorsunuz. Bomba atar, normal bombaların yanında, kocaman gülle gibi bir bombayı da bırakmanızı sağlıyor. Daha sonra siz bu bombayı patlamadan önce istediğiniz yere yuvarlayabiliyorsunuz. Var olan konvansiyonel silahlara eklenen yeni özellikler oynanışa büyük zenginlik katmış.

KLASİK OLMASA DA…
Singularity kesinlikle klasik diyebileceğimiz bir oyun değil. Ana senaryonun 10 saat gibi bir sürede bitmesi, kesinlikle -hala- iyi görünmesine rağmen yaşını belli etmeye başlayan Unreal 3 motoru ve hikayenin biraz sığ bırakılması, onu en iyiler listesine girmekten alıkoyuyor. Ancak atmosferi yoğun, aksiyon dozajı yerinde ve ilginç silahlara sahip bir FPS isterseniz Singularity size istediğinizi verecektir.

TMD’nin perspektifinden oyun gerçekten çok başka bir hale gelmiş. Sadece bu cihazı kullanarak çözebileceğiniz bulmacalar da bulunuyor. Bu nedenle dikkatle çevrenizi gözlemleyin.

Cephanesini sizin yönetebildiğiniz silahlar işinizi çok kolaylaştıracaktır. Gerçekten de çatışmaların çok yoğun olduğu anlarda bir yere saklanıp Seeker’ın mermisini yönlendirmek son derece anlamlı.

Bir diğer yönetebildiğiniz cephaneyse bomba atarın güllesi. Diyelim ki güvenli bir mesafeden bir grup düşmanı tespit ettiniz. Bombayı düşürün ve ağır ağır onların yanına sürüp patlatın.

Keskin nişancı tüfeğinin dürbününden bakarken bir süreliğine zamanı yavaşlatabiliyorsunuz. Bu, gerçekten çok eğlenceli çünkü düşmanlarınızı rahatça teker teker avlayabiliyorsunuz.