Nokia Lumia 930 incelemesi

Microsoft’un yeni amiral gemisi Nokia Lumia 930, Windows Phone deneyimini bir seviye yukarıya taşıyor. Güncellenmiş arayüzü ve gelişmiş kamera özellikleriyle dikkate değer bir rakip olduğunu hatırlatan Nokia, farklılık arayanlara hitap ediyor

Gelişmiş özellikler, vurucu değişiklikler ve tabii ki güçlü bir kamerayla diğer devlere kafa tutmaya hazır bir Nokia ile karşılaştık geçtiğimiz ay. Microsoft’un gerçekten çabaladığı her halinden belli olan telefonda, inatla bazı noktaları değiştirmediğini de gözlemledik ve Microsoft’un piyasaya çok farklı bir açıdan baktığına ikna olduk. Lumia 930’da ilk dikkatimizi çeken şey telefonun sağlam yapısı oldu. Firmalar ardı ardına inceliğiyle övünülen telefonlar çıkarırken Microsoft bu konuda onlarla hem fikir olmadığını belirtmek istercesine oldukça kalın bir telefon üretmiş.

Selefi Lumia 920’den tasarım olarak tamamen ayrılan Lumia 930, 9,8 mm kalınlığında. Elinize aldığınızda sağlam bir his bırakan telefon başta biraz kaba görünse de detaylara inildiğinde bu keskin duruşunu biraz yumuşatıyor. Kenarları alüminyum kaplı olan telefonun arka kasası alıştığımız o yumuşak dokulu plastikten üretilmiş. Nokia Lumia 930, Lumia serisinin vazgeçilemeyen canlı renklerine sahip. Turuncu, yeşil, siyah ve beyaz olmak üzere dört farklı renkte üretilen telefonun ilk sıkıntısı değiştirilemeyen arka kapağı. Her ne kadar çok güzel renklere sahip olsa da entegre bataryayla gelen Nokia bu konuda kullanıcılarını sınırlandırıyor. Ekranın sağ yan tarafında ses açma kapama, tuş kilidi ve deklanşör düğmeleri bulunuyor. Deklanşör düğmesi diğer tuşlara göre biraz daha dışarıda duruyor. Bu durum her ne kadar kusurlu tasarım hissi verse de bir amaca hizmet ediyor. Deklanşör tuşuna yarım basarak kamerayla netleme yapabiliyorsunuz.