Oyun İnceleme

Fallout: New Vegas

Faruk AKINCI 04 Ocak 2011 10:26

Fallout 3, teknik anlamda gerçek bir başarıydı. Senaryosu, oyunun teknolojisi, seslendirmesi derken ciddi bir ticari getirisi olmuştu Bethesda için. Fakat Fallout’un gerçek hayranları, yani seriyi eski günlerinden beri takip edenler hep bir şeyin eksikliğini hissediyordu. Kimi çok tanımlayamadı neyin eksik olduğunu ama teşhisi doğru koyabilenler, üçüncü oyunun içinde eski Fallout ruhunun olmadığını söylüyorlardı. Orijinal Fallout oyunlarından hatırlanası karakterlerin kalmadığını, diyalogların çok daha mekanik olduğunu, oyunun serbest yapısının yerinde yeller estiğini düşünenler, Fallout’un teknolojinin gölgesinde kalacak bir oyun yapısını hak etmediğini iddia ediyorlardı. Fallout 3 kendine milyonlarca hayran kazanırken, biraz da düşman ediniyordu kısacası. Fakat yeni oyun New Vegas’ı, bizzat Fallout 1 ve 2’yi geliştirenler yapacaktı.

VEGAS’TA RADYOAKTİF GÜNLER
Oyunun geliştiricisi olan Obsidian, büyük oranda eski Black Isle çalışanlarından oluşuyor. Bilenler bilir, firma eskinin efsanevi oyun geliştiricilerinden biridir ve her zaman saygıyla anılır. Açıkçası New Vegas’ın duyurulmasından sonra oluşan beklenti onlar için bir handikaptı. Firmanın referansları çok sağlam olduğunu için bu beklentiyi doyurmak zor olacaktı. Ancak Obsidian tecrübesini de kullanarak ortaya eskinin tadını yakalatabilen bir yapım çıkarmayı başarmış. Bir kere oyuna başladığınız an grafiklerdeki değişim direkt göze çarpıyor. Fallout 3, Washington’da geçiyordu ve görece sıkıcı bir atmosfere sahipti. New Vegas’ta oyunun renk paleti biraz olsun değişmiş ve günahlar şehrinin artık eskide kalan renkli havasıyla, post-apokaliptik ortamın yıkıcı unsurları tek bir potada başarıyla eritilmiş. Arka plan müzikleri de başarılı olunca oyunun atmosfer yaratmak gibi bir derdi kalmamış. Başladığınız anda kaptırmanız olası. Oyunda üçüncü oyuna göre iki önemli yenilik var. Bu iki yenilik oynanışı bütünüyle etkilemiş. Bunlardan ilki silahları modifiye edebiliyor olmanız. Çok derin olmasa da var olan silahlara nişangah takabiliyor, şarjör ayarlarını ve atış şekillerini değiştirebiliyorsunuz. Bu, oynanışa epeyce bir esneklik kazandırmış çünkü etrafta bulduğunuz silahlara olan bağımlılığınız ortadan kalkmış. Yapabilecekleriniz sadece bununla da bitmiyor. Silahların özelliklerini değiştirebildiğiniz gibi, cephane de üretebiliyorsunuz. Elbette ki bunun için ham madde toplamanız şart. Farklı cephane türleri, farklı ham maddelere ihtiyaç duyuyor. Burada oyunun bir diğer yeniliğine ilişiyor gözümüz: Hatırlayacak olursanız Elder Scrolls serilerinde (Morrowind, Oblivion vs.) bir bitki toplama sistemi vardır. Etrafta gezerken, çeşitli amaçlar için bitkileri toplayabilir ve ileride kullanmak için saklayabilirsiniz. Aynı sistem New Vegas’a da uygulanmış ve oynanışı derinden etkilemiş. Elbette buralarda bulabileceğiniz bitkilerin çoğu radyoaktif serpintiden etkilenmiş durumda. Kimilerini cephane yapmak için bile kullanabiliyorsunuz. Bu iki yeni özellik, oynanışı serinin bir önceki oyununa göre çok daha esnek kılmış. Ancak oyunun sürprizleri bunlarla bitmiyor. Fallout 3’teki en büyük eksikliklerden biri ün sisteminin olmamasıydı. Yani, etrafta faaliyet gösteren topluluklar arasında isim yapamıyor, rastlantısal olarak onlarından arasından dost ya da düşman edinemiyordunuz. Artık bunu yapma imkanınız var. Yani, aldığınız kararlara bağlı olarak, senaryodan bağımsız bir şekilde dost ya da düşmanlar kazanabiliyorsunuz.

OTURMAYA MI GELDİK?
Bunu sağlayan en önemli etmenlerden bir tanesi diyalog sisteminin daha anlamlı bir hale getirilmiş olması. Artık kim olduğunu diyalogların başarısını ya da ekranda görünen diyalog şekillerini bire bir olarak etkiliyor. Örneğin, eğer zeki bir karakter yarattıysanız bir bilim adamıyla çok daha rahat konuşabiliyorsunuz ama sosyal özellikleri pek de güçlü olmayan yalnız savaşçı özelliklerine sahip bir karakteriniz varsa askerlerle iletişime daha rahat geçiyorsunuz. Bu sayede aldığınız kararlar ve ağzınızdan çıkan her bir söz, oyunun gidişatını ve insanların size olan bakış açılarını direkt olarak etkiliyor. Elbette tüm bunlar oyunu çok daha inandırıcı hale getiriyor çünkü yaptıklarınızın sebep ve sonuçlarına daha fazla önem vermeye başlıyorsunuz. Tıpkı gerçek hayattaki gibi attığınız her adımı düşünerek atmaya çalışıyorsunuz.

VEGAS’TA OLAN…
Ve geldik en sağlam yeniliğe… Yeni oyunda artık kendinize yol arkadaşı edinebiliyorsunuz. Wasteland’de yalnız takılmak elbette apayrı bir şey ancak sıkı çatışmalara girmeden önce yanınıza adam toplayabiliyor olmanız çok anlamlı. Biraz önce bahsettiğimiz ün sistemi bunu yapabilmek için önemli. Örneğin, haydutlar arasında ün yaptıysanız bu adamların arasında sözünüz geçecek demektir. Güvenlerini iyice kazandıktan sonra yanınıza adam toplayabilir hale geliyorsunuz. Bu sayede ekstra bir menü açılıyor ve adamlarınıza buradan çeşitli komutlar verebiliyorsunuz. Ne yalan söyleyelim, Wasteland’in verdiği yalnızlık hissine karşı birebir.

…VEGAS’TA KALIR
Fallout: New Vegas, bizce üçüncü oyunun üzerine çıkan, yenilikleriyle çok daha esnek ve eğlenceli bir oyun haline gelmiş. Fakat şunu da bir dip not olarak verelim, üçüncü oyunu sevmeyenler, bu oyunu da sevmeyeceklerdir. Çünkü yapısal olarak iki oyun arasında devrimsel farklar yok. Oynanış temel olarak aynı. Ancak atmosfer ve derinlik olarak iki oyun arasında bariz değişimler de yok değil. Bu nedenle üçüncü oyunun başından sıkılarak kalkanlar New Vegas’a mutlaka bir şans versinler.

Yeterli derecede aksiyon puanının varsa özellikle oyunun başlarında mutlaka V.A.T.S. sistemini kullanarak ilerleyin. İsabetli atışlar yapmak, karakterinizin daha hızlı gelişmesini sağlıyor.

Etrafta kullanabileceğiniz yığınla silah var ancak hiçbiri sizin kendinize özel olarak geliştireceğiniz silahlar ve cephaneler kadar etkili olmayacaktır. Parçalar için etrafı iyice aramayı unutmayın.

Bitkileri toplamak sandığınızdan çok daha fazla işe yarıyor. Hem iyileştirici özelliğe hem de patlayıcı özelliğe sahip tonla bitki çeşidi var etrafta. Bunların ne işe yaradığını bulmak bile başlı başına bir keyif.

Karakterinizi sağlam bir şekilde geliştirmek istiyorsanız, görevler arasında mutlaka gezin. Haritayı açıp daha önce gittiğiniz bir yere otomatik olarak gidebiliyorsunuz ancak siz, mutlaka yürümeyi tercih edin.