Şubat ayı pek de alışık olmadığımız bir bereketle geride kaldı. Özellikle de isminin başında Far Cry olan bir oyunun bu dönemde piyasaya çıkması biraz enteresan. Tatil dönemini pas geçip, sene başına alınması bile, Far Cry Primal için büyük beklentilere girilmemesi gerektiğinin en büyük göstergesi olsa gerek.
Ubisoft’un çok sık görmeye başladığımız hastalığının azalarak bitmesi gerekiyor artık. Yaptıkları bir oyunda çok sevilen bir özelliği alıp, ya sonrasında alakalı alakasız her oyunlarına dahil etmek ya da bu özelliği merkezine alan bir oyun haline getirmek. Far Cry 3’ün psikopat düşmanı Vaas çok tutunca, Far Cry 4’te kör göze parmak dercesine her şeyi benzer özelliklere sahip Pagan Min üzerine kurguladılar mesela. Keza Assassin’s Creed 3’te gemi savaşlarının sevildiğini görüp, komple bu özelliğe dayalı olan Black Flag’i yarattılar.
Şimdi de, Far Cry 4’ün övgü alan yanlarından birisi olan hayvan kontrolü ve desteği mekaniğini oyunlaştırarak Primal ismiyle karşımıza çıkıyorlar. Seriye ait bir oyun olmaması ve çıkış tarihiyle fazla önem verilmediğini ispatlaması bir yana, tamamen “fan-service” olması amacıyla tasarlandığı kendisini oldukça belli ediyor. Yoksa şu oyunun neresi Far Cry? Hiç Far Cry görmemiş olsak inanacağız.