sahip olmak
mülkiyetinde olmak, elinde bulundurmak
Güncel Türkçe Sözlük
Satın aldığınız bir uygulama, indirdiğiniz bir oyun veya her ay abonelik ücretini ödeyerek dinlediğiniz şarkılar… Bir yazılıma para verip kullanmaya başladığımızda o yazılımın bizim olduğunu düşünürüz. Çünkü bize bir hizmet sunulur ve biz de o hizmetin karşılığını veririz. Ancak burada küçük bir nüans var. Dijital ortamda bir şeyler satın almak ve fiziki satın alımlar yapmak arasındaki fark bugüne kadar hep vardı ancak abonelik sistemlerinin yaygınlaşmasıyla uçurum gittikçe derinleşiyor.
İhtiyacınız olduğu için bir bardak aldığınızı düşünelim. Aldığınız bu bardakla isterseniz çay içersiniz, isterseniz su içersiniz veya hiçbir şey yapmadan vitrine de koyabilirsiniz. Çünkü o bardak sizindir ve size bu bardağı satan kişi veya firma, bu bardakla ne yaptığınızla ilgilenmez veya bu bardakla ilgili ne yapacağınıza karışamaz. Fakat dijital bir içerik satın aldığınızda durum biraz değişiyor. Geliştiriciler uygulamalara veya servislere giriş yapabilmemiz için bize küçük bir anahtar veriyor. Siz uygulamayı aldıktan sonra geliştirici desteği keserek uygulamayı kullanılamaz hale getirebilir, hoşunuza gitmeyen bazı özellikler ekleyerek deneyiminizi olumsuz etkileyebilir ve hatta üyesi olduğunuz bir uygulamayı kullanmanıza bile izin vermeyebilir. Para vererek uygulamayı satın alan birini hiçbir geliştirici kaybetmek istemez tabii ki fakat bu örnekler aslında sahip olduğumuzu düşündüğümüz uygulamaların ne kadar kontrolümüz dışında olduğunu gösteriyor.
Gelelim bu yazının esas konusuna, yani aboneliklere. Ne kadar fazla servise abone olduğunuzu hiç düşündünüz mü? Film ve müzik servisi abonelikleri bunların en çok öne çıkanı. Ancak hayatımızda yavaş yavaş abonelikle çalışan servislerin sayısı artıyor. Apple’ın App Store’da uygulamaların abonelik sistemini daha kolay bir şekilde entegre etmesini sağlaması, gelecekte belki de yüzlerce uygulamada abonelik sistemine geçilebileceğine işaret ediyor. Apple gibi bir teknoloji devinin bu konuda ön ayak olması, firmaların bu trendi takip edebileceği anlamına geliyor. Apple her ne kadar bu abonelik sisteminin akla yatkın uygulamalara verileceğini belirtse de sınırların tam olarak çizilmemiş olması, her uygulamanın istenen yapıya getirilmesi ihtimalini doğuruyor.
Abonelik modeli uygulama geliştiriciler için neden bu kadar çekici geldiğiniz merak ediyor olabilirsiniz. Ücretli halde bile binlerce ve hatta milyonlarca satış rakamına sahip uygulamaların var olduğunu düşündüğümüzde abonelik sistemine geçiş ilk etapta mantıksız gibi görünebiliyor. Fakat gözden kaçırılmaması gereken bir nokta var ki o da uygulamaların belirli bir süre boyunca popüler olması. Uygulamalar dönem dönem yüksek satış rakamlarına ulaşırken daha sonrasında işler kötüye gidebiliyor. Bu da geliştirici ekibin yeni güncellemeler sunmasının önüne geçiyor. 5–10 TL ücret ödeyen müşteriler sınırsız destek bekliyor ancak uygulama için verilen ücret tek seferlik olsa da ekibin geçimini sağlaması için düzenli gelir kaynağına ihtiyaç duyuluyor.
Şimdi abonelik ve yazılımlara sahip olma özelinde konuyu tekrar ele alalım. Abonelik sistemleri aslında normal satın alımlara göre biraz daha acımasız görünüyor. Bunun en büyük nedeni normal bir şekilde herhangi bir yazılım satın alındığında, yine kontrol tam anlamıyla bizde olmasa da, uygulamaya istediğimiz zaman ulaşabiliyoruz. Abonelik sistemi devamlı olarak ücret ödeme gerektirdiğinden az önceki örnektekinin aksine geliştirici bize kapının anahtarını bile vermiyor. Bunun yerine para vermediğinizde göremeyeceğiniz bu içeriğe pencereden baktırıyor ve ödemeler sekteye uğradığında da perdeyi çekiyor. Milyonlarca filme ve müziğe erişim sağlamak elbette güzel, fakat bunların bizim olduğunu düşündüğümüz an yanılgıya düşüyoruz. Bunu bir örnekle açıklamak isterim. Eğer konsol kullanıcısıysanız ve bir de ücretli üyeliğiniz varsa, her ay bedava oyunlar verildiğini biliyorsunuzdur. Her ay güzel oyunlar verilmese de genelde başarılı yapımlara ücretsiz olarak ̈sahip oluyoruz ̈ veya öyle olduğunu düşünüyoruz. Ancak yıllarca bu servise üye olsanız, onlarca ücretsiz oyun indirseniz ve haliyle yüklü miktarlarda para ödeseniz bile abonelik bittiğinde yenilenmediği takdirde tüm bu sahip olduğunu düşündüğümüz oyunlar uçup gidiyor. Hatta size ayrılan zaman tam olarak dolduysa zorla oyundan çıkarılıyorsunuz. Pek tabii abonelik sistemlerinin hepsinde olay benzer şekilde işliyor fakat oyunların bedava olarak verilip sonra geri alınması, sanırım abonelik sistemini en net şekilde özetleyen örnek.
Dijital içeriklere hiçbir zaman tam anlamıyla sahip değildik. Aşağıya doğru kaydırarak “okudum” kutucuğunu işaretlediğimiz ve aslında hiçbirimizin okumadığı kullanıcı sözleşmeleri bunu zaten belirtiyordu. Abonelik sistemlerinin yaygınlaşmasıyla birlikte sahiplik hissiyatının çok daha az olduğu bir geleceğin bizi beklediğini şimdiden söyleyebilirim. Abonelik sisteminin yaygınlaşması kullanıcıların herhangi bir servise üye olurken daha seçici davranmasını sağlayacaktır. Örneğin onlarca müzik servisi içerisinde insanların büyük bir bölümü yalnızca tek bir servise abone olur. Aynı durum benzer servisler için geçerli. Bu da rekabetin çok daha kızışacağı bir ortamın oluşacağını gösteriyor.
Buraya kadar karamsar bir tablo çizmiş olsam da aboneliklerin bize sağladığı bazı avantajlar da mevcut. Abone olan kitle, verdiği ücretin karşılığını tam olarak almak istediği için bu durum geliştirici ekibi daha sıkı çalışmaya itiyor. Dolayısıyla abonelik sistemi sunan servis, uygulama veya oyunlar sürekli güncelleniyor ve kullanıcı deneyimi olabilecek en üst düzeyde tutulmaya çalışılıyor. Geliştiriciler gereken geliri servis üzerinden elde edebildiği için farklı uygulamalar geliştirmeye çalışmak yerine tüm dikkatini tek noktada toplayabiliyor.
Teknoloji tüm hızıyla gelişiyor ve kullanıcıların alışkanlıkları da sürekli değişiyor. Böyle bir ortamda satın alma alışkanlıklarının değişmemesini beklemek mümkün değil. Tüm uygulama ve servislerin abonelik sistemine geçmesini tabii ki beklemiyoruz fakat genelde kıyıda köşede kalan bu sistemin artık daha yaygın bir şekilde hayatımıza girmeye başladığı gerçeğini görmezden gelemeyiz. Abonelik sistemini sevelim veya sevmeyelim. Önümüzdeki yıllarda bu sisteme çok daha fazla alanda rastlayacağız gibi görünüyor.