Otonom sürüş teknolojisi BMW M efsanesini nereye götürecek?
BMW M departmanı CEO‘su Frank van Meel, katıldığı programda markanın geleceğiyle ilgili soruları cevapladı.
BMW, otomotiv dünyasının kayıtsız en büyük ve önemli üreticileri arasında yer alıyor. Gerek binek gerekse SUV platformlarında referans olarak kabul edebileceğimiz birbirinden değerli modelleri tüketicilere sunan Alman devi 1916 yılından beri 100 yıllık bir genetik mirası günümüz teknolojisine uyarlıyor. Bir konuşmada veya yazıda BMW üzerine bir konu işleniyorsa çoğu kişinin aklına elbetteki markanın yüksek performans değerine sahip “M” modelleri de gelir. Motorsport olarak açılımı yapılan BMW’nin M birimi, üretim hayatına başladığı 1972 yılından beri piyasaya sürdüğü her yüksek performanslı model, kendi kitlesini oluşturabilmiş önemli modeller arasında yer alıyor.
Gelişen otopilot sistemleri ile birlikte yeni bir boyut kazanan otomobil endüstrisi hemen hemen her üreticinin ileriki süreçte kayıtsız kalamayacağı bir teknoloji. Şimdiden ortaya çıkan bazı konsept modellerde direksiyona bile yer yer rastlayamıyoruz. BMW’de günümüzde bu sistemlere yatırım yapan önemli üreticilerden bir tanesi. Otonom sistemlerle alakalı yapılan en büyük eleştirilerden biriside şüphesizki otomobil kullanma zevkinin ortadan kalkması yönünde. Özellikle konu üreticilerin ikonik modelleri olunca bu durum daha da ciddiyet kazanıyor.
BMW M departmanının CEO’su Frank van Meel, katıldığı bir röportajda M modellerinin geleceğiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. M platformunun ilk DTM modeli M3’ün yapıldığı oldukça önemli bir yerde gerçekleştirilen röportajda Meel, açıklamasında M modellerini diğer modellerden ayıran en büyük farkın otomobillerin karakterleri ve araç dinamiklerinin olduğunun altını çizdi. Gelecek süreçte üretilecek olan modellerin M sürüş karakterinden ve ruhundan hiçbir şey kaybetmeden sunulmaya devam edileceğinin vurgusunu yapan Meel bu karaktere en güzel örnek olarak M3’ü örnek gösterdi.
Röportajın en önemli kısımlarından birisi “Otonom sürüş teknolojilerinin M geleneğine ne derece etki edecek?” sorusunun sorulduğu bölüm oldu. Meel otonom sürüş sisteminin diğer marka ve modellerde olduğu gibi M departmanında da yer almasında hiçbir sakınca görmediklerini belirtti. Özellikle yoğun ve dur kalk şeklinde ilerleyen trafik koşullarında otonom sistemlerin oldukça işe yarayıcı bir fonksiyon olduğunu belirten Meel, “Ne kadar güzel ve geleneksel bir model kullanıyor olsanızda bazı durumlarda otonom sistemlere ihtiyaç duyulabiliyor.” diyerek geleceğin M modellerinde de otonom sürüşün yer verilmesine yeşil ışık yaktı.
Peki siz otonom sürüş teknolojisi hakkında ne düşünüyorsunuz?
VİDEO