reklamı kapat

POPÜLER

Nereden Nereye #4: Mitsubishi Lancer EVO

 - Güncelleme: 20 Temmuz 2017 09:34

Mitsubishi, denince belki ilk akla gelen, otomotiv tarihinin kült modelleri arasında yer alan Lancer EVO ilk jenerasyonundan bugüne Nereden Nereye‘nin bu haftaki konuğu.

Ustaya Saygı

Nissan Skyline GT-R ile başlayan maceramız ilk ayını, Mitsubishi’nin kült modeli Lancer ve EVO modellerinin geçmişine inerek geride bırakıyor. Otomotiv mühendisliğine, getirdiği teknoloji ve geleneğiyle Mitsubishi, motor teknolojileri konusunda hatırı sayılır bir üretici. 1870 yılında Yataro Iwasaki tarafından gemi üretimi yapan bir şirket olarak kurulan Mitsubishi, 146 yıllık bir geleneği günümüze kadar getiriyor. Mitsubishi’nin logosu isminden geliyor diyebiliriz; logo, Japonca’da “üç” anlamına gelen “Mitsu” ve “bishi” ile birlikte üç elmas olarak adlandırılıyor. İkinci Dünya Savaşı‘nda, savaş uçakları üreten marka, kamikaze uçakları olarak da bilinen A6M‘nin üretimini gerçekleştirdi. Mitsubishi, otomotiv endüstrisine Mitsubishi Motors olarak 1970 yılında resmen dahil oldu ancak markanın otomobil serüveni çok daha gerilere, 1917 yılına dayanıyor. 1917 yılında üretilen Model A, Japonların ilk seri üretim otomobil modeli oldu. Savaş dönemine kadar aksayarak devam eden otomobil üretimi savaş zamanı tamamen sona erdi. Savaş sonrasında tekrar otomobile yönelen Mitsubishi, otobüs modeli Fuso‘nun çalışmalarına başladı. 1970’li yıllara gelindiğinde Chrysler ile temas haline geçerek Galant modelini oluşturdu. Mitsubishi Lancer’ın hikayeside bu tarihten itibaren resmi olarak başlamış oldu.


Birinci Jenerasyon: Lancer (1973–1979)

Mitsubishi, ilerleyen süreçte imza modeli olacak olan Lancer’ı ilk olarak 1973 yılında tanıttı. Aslında diğer modellerin yanı sıra ilk jenerasyondan itibaren Lancer’a ayrı bir parantez açmamız gerekiyor. Otomobil tarihinde nadir görülebilecek bir stratejiyle yola çıkan Lancer, Mitsubishi’nin o dönemdeki ralli organizasyonlarındaki varlığını ve üstünlüğünü kanıtlamak için ortaya çıktı. Yani Lancer için şunu net olarak söyleyebiliriz; Mitsubishi Lancer, kuruluş mantalitesi olarak “safkan” bir performans modeli olarak yaratıldı. Bu altyapıyla birlikte Mitsubishi’nin o dönemde büyüyen binek segment ligindeki taleplere cevap verebileceği bir model olarak kullanıcılara sunulan Lancer, 1975 yılında markanın Avrupada satışa çıkan ilk modeli olma özelliğine de sahip. Mitsubishi Lancer, Liftback, sedan ve sınırlı sayıda olsada stationwagon olmak üzere üç farklı gövde tasarımıyla sunuldu. Lancer İngiltere, İrlanda ve diğer Avrupa ülkelerinde ise Colt Lancer adıyla satışa sunuldu. Ancak Amerika ülkelerinde ise Dodge Lancer olarak biliniyordu. Mitsubishi’nin ralli organizasyonlarında 1600 GSR modelinin elde ettiği başarısının devam etmesi için hayata geçirdiği Lancer’ın birinci jenerasyonlarında 1.2 litre‘den 2.0 litreye değişen motor hacim seçenekleri yer aldı. Lancer, Mitsubishi’nin motor sporlarında elde ettiği başarılarla birlikte dünyanın en zor şartlarına sahip ralli etaplarından birisi olan Kenya’da “Otomobillerin Kralı” lakabını aldı. Lancer’ın motorsporları versiyonu 169 beygir güç ve 162 nm tork değerine sahipti.


İkinci Jenerasyon (1979–1987)

Mitsubishi’nin ilk jenerasyonuyla segmente hareket getiren modeli Lancer, ikinci jenerasyonuyla karşımıza 1979‘da çıktı. Çok daha modern ve aerodinamik tasarım hatlarına kavuşan ikinci jenerasyon Lancer’da dış tasarımda ön plana çıkan plastik tamponlarla birlikte, boyut değerleri her açıdan artış gösterdi. İlk jenerasyonuna göre daha uzun ve geniş yapıya kavuşan Lancer, iç tasarımında yolcusuna çok daha rahat ve konforlu bir yolculuk vadediyordu. İlk adımda sadece 1.4 ve 1.6 litrelik motor seçenekleriyle sunulan ikinci jenerasyonda Mitsubishi’nin dünyada ilk olarak sunduğu Silent Shaft (Balans Şaftı) teknolojisi yer alıyor. O dönen içerisinde gelişen ve hacim olarak büyüyen dört silindirli motorlarda yaşanan aşırı vibrasyon probleminin önüne geçmek için geliştirilen sistemle, motora dahil edilen iki adet ayarlanmış denge şaftı motorda yaşanan ikincil vibrasyonun önüne geçiyordu. Bu teknolojiyle birlikte Mitsubishi’nin otomobilleri çok daha konforlu bir sürüş deneyimini kullanıcılara sunuyordu. İkinci jenerasyonla birlikte Lancer’ın vites opsiyonlarına üç ileri otomatik şanzıman dahil oldu.


Üçüncü Jenerasyon (1988–2000)

1988 yılında kullanıcıların karşısına çıkan üçüncü jenerasyon Lancer, bu süreçte en geniş formuna bu üretim yılları arasında kavuştu. Lancer, Mitsubishi’nin bir diğer modeli olan Mirage ile birlikte hemen hemen aynı yapıda kullanıcılara sunuldu. Üçüncü jenerasyonu bir geçiş evresi olarak geride bırakan Lancer, 2003 yılında Mirage modelinin üretimden kalkmasının ardından Mitsubishi’nin en önemli binek modeli pozisyonuna geldi. Bu süreçte Lancer’da geçmiş jenerasyonlara paralel olarak 1.3 ve 2.0 litrelik üniteler sunuldu.


Dördüncü Jenerasyon (2000–2007)

Dördüncü jenerasyon geldiğimizde ise günümüz hatlarına en yakın Mitsubishi Lancer platformunun ilk adımlarına şahit oluyoruz. Sunulduğu pazara göre gerek isim gerekse motor seçeneklerinde çeşitlilik gösteren Lancer’da dördüncü jenerasyon boyunca 1.3 litreden 2.4 litre hacme kadar sadece benzinli motor opsiyonu satışa sunuldu. Motor gamının en tepesinde yer alan 2.4 litrelik ünitenin değerleri 154 beygir güç 220 nm tork olarak kayıtlara geçti. Bu nesildeki en önemli motor seçeneği ise 135 beygir güç ve 176 nm tork değerine sahip 2.0 litrelik DOHC motor oldu. 5 ileri manuel, 4 ileri yarı otomatik ve 4 ileri otomatik şanzımanlarla birlikte CVT şanzıman seçeneği dördüncü nesilde görev yapan vites seçenekleri arasındaydı.


Beşinci Jenerasyon (2007-…)

Köpek balığı karaya çıkıyor

Mitsubishi Lancer’ın duraklama dönemi diye nitelendirebileceğimiz son jenerasyonu ilk olarak 2007 yılında karşımıza çıktı. Tasarım hatlarıyla sınıfında kendine özgü bir karakter ortaya koyan yeni Lancer aradan geçen neredeyse 10 yıllık sürenin ardından makyajlanarak güncellendi. Yeni formuyla Mitsubishi Lancer artık bir aile otomobili olmaktan çıkmış, adeta nereden geldiğini, köklerini hatırlayan bir savaşçı gibi sportif ruhuna geri dönmüştü. Yeni jenerasyonla birlikte çok daha güvenli bir şasiye sahip olan Lancer’da 157 beygir güç üreten 2.0 litrelik DOCH motor görev yapıyordu. Mitsubishi, Lancer için 2010 yılında kendi geliştirdiği 1.8 litre hacmindeki dizel motoru ürün yelpazesine dahil etti. 1.8 litrelik yeni motorun bloğunu tamamen alüminyumdan yapan Mitsubishi, motorda 16V‘lik “Common Rail” enjeksiyon sistemine yer verdi. Bu sistemle birlikte motor içerisinde basınç oluşumu ve püskürtme ayıran Mitsubishi, çok daha yüksek bir basınç elde ederek bu basıncı ortak bir boru üzerinden enjektörlere dağıtarak, daha performanslı bir motor elde etmeyi amaçladı. Mitsubishi’nin yeni dizel ünitesi 115 beygir güç ve 300 nm tork değerine sahipti. Beşinci jenerasyon, sadece sedan ve hatchback kasa seçenekleriyle sunulduğu bir dönem olarak kayıtlara geçiyor.


“Evrim” başlıyor: Mitsubishi Lancer EVO

Evolution I (1992-1994)

Mitsubishi dendiği zaman akıllara ilk gelen model olan Lancer EVO otomobil tutkunlarına 1992 yılında armağan edildi. 2.0 litrelik turbo beslemeli DOHC motora sahip olan EVO, ilk jenerasyondan itibaren dört tekerlekten çekiş altyapısına sahip olarak sunuldu. 5 ileri manuel şanzımanıyla 244 beygir güç üreten birinci jenerasyon EVO, 300 nm‘lik maksimum torkunu 3,000 devir bandında verebiliyordu. Maksimum sürati saatte 228 km olarak açıklanan ilk jenerasyon Mitsubishi EVO 1992-1993 yılları arsında 5.000 adetlik satış rakamına ulaştı.


Evolution II (1994-1995)

EVO, ikinci jenerasyon evrimini 1993 yılında tamamladı. 1994 yılından itibaren ikinci jenerasyon olarak satışına başlanan EVO’nun bu jenerasyon üretimi 1995 yılında sona erdi. Mitsubishi yeni EVO’nun yeni jenerasyonunda gerek tasarımsal gerekse motor detaylarında iyileştirmelere gitti. İlk jenerasyonuna göre daha hafif ve az da olsa daha geniş bir yapıya sahip olan EVO, birinci jenerasyona sunulan aynı motorun üzerinde yapılan iyileştirmelerle birlikte artık 252 beygir güce sahip olarak kullanıcıların karşısına çıktı.


Evolution III (1995-1996)

Takvimler Şubat 1995‘i gösterdiğinde üçüncü jenerasyon EVO, otomobil dünyasının karşısına çıktı. İkinci jenerasyonda olduğu gibi tasarımsal makyaj ve motor geliştirmelerine sahip bir şekilde sunulan EVO’nun tasarım kısmı çok daha dikkat çekici bir forma kavuştu. Yenilenen turboşarj ünitesiyle yaklaşık 275 beygir güç değerine sahip olan yeni nesil EVO, 309 nm olan maksimum torkunu yine 3,000 devir bandında verebiliyordu.


Evolution IV (1996-1998)

Mitsubishi Lancer EVO’nun dünya çapında popüler olmasını sağlayan modeli dördüncü jenerasyonda ortaya çıktı. RS ve GSR olmak üzere iki farklı versiyonla üretilen yeni nesil EVO’nun, RS versiyonunda aracın sürüş karakterine tamamen farklı bir hava katacak olan, ön ve arka tarafta LSD (limited-slip differential) diferansiyele yer verildi. 16 ve 17 inç olarak değişiklik gösteren jantlarda hafifliği ile bilinen OZ’un yarış kiti kullanıldı. Bu seri EVO’larda klima, opsiyon olarak ürün gamına dahil edildi. Güçlendirilen şasiyle birlikte dış tararımda yepyeni bir çizgi uygulandı. Her iki versiyonda da twin scrool turboya sahip motor yaklaşık 276 beygir güç ve 330 nm maksimum tork(4,000 devir) üretiyordu. Mitsubishi’nin yeni nesil Aktif Savrulma Sistemi (AYC) GSR modelinde sunuldu. EVO IV, çok kısa sürede 10.000 gibi ciddi bir satış rakamına ulaştı.


Evolution V (1998-1999)

Geçtiğimiz jenerasyona göre radikal bir değişikliğe sahip olamayan EVO V’te dış ve iç tasarımla birlikte motor performans geliştirmeleri yapıldı. Eski nesline göre daha sportif görünmesini sağlayan tampon kitine ve yeni alüminyum spoilere kavuşan EVO, yere basma kuvveti olarak çok daha iyi noktalara erişti. Yapılan iyileştirmelerle birlikte çok daha hafif bir piston yapısına kavuşan EVO’da turboda yine geliştirme yapıldı. Bu jenerasyonda beygir gücünden ziyade tork ve bu torkun verildiği devir aralığında ciddi iyileştirmeler yapıldı. Bir önceki jenerasyonuyla aynı değer olan 276 beygir gücünde olan yeni nesil EVO, 43 nm’lik tork artışıyla 373 nm tork değerine ulaştı ve bu tork 3000 devirde verebilecek hale geldi.


Evolution VI (1990-2001)

Mitsubishi, EVO VI’de motor dayanıklılığı ve soğutmasına odaklandı. Motor içerisinde turbonun yarattığı sıcak havayı ek olarak soğutma görevini üstlenen intercooler‘ın yanı sıra daha büyük yağ soğutucusuna yer verildi. Yeni nesil geliştirilmiş pistonlarla birlikte titanyum-alüminyum soğutma pervanesi kullanılan ilk model oldu. Bu jenerasyonda Ralliart imzasıyla sınırlı sayıda üretim adedine sahip 330 beygirlik özel bir EVO versiyonu üretildi. EVO VI için yeni bir özel versiyon tarihler 1999’u gösterdiğinde kullanıcılara sunuldu. Dönemin Dünya Ralli Şampiyonu olan Tommi Mäkinen‘ın adıyla üretelen özel versiyonda iç ve dış tasarım değişikliyle birlikte daha aerodinamik bir yapı sunuldu.


Evolution VII (2001-2003)

Mitsubishi, milenyum çağının ilk EVO’sunu altyapı ve mekanik geliştirmeleri yaparak kullanıcılara sundu. Yeni nesil EVO’nun hızlanmasına doğrudan etki sağlayan aktif merkez diferansiyelini (ACD) entegre eden Mitsubishi LSD üzerinde de geliştirmeler yaparak sürüş deneyimini bir üst seviyeye çıkarttı. Yeni nesilde EVO’da yapılan motor geliştirmeleriyle maksimum tork 385 nm‘ye yükseldi. Beygir gücü ise önceki jenerasyonlarda olduğu gibi 276 beygirde kaldı. Bu jenerasyon 5 ileri manuel vites kutusunun yanında, 5 ileri otomatik şanzımanında sunulduğu ilk jenerasyon olarak kayıtlara geçti.


Evolution VIII (2003-2005)

Vites kutusu seçeneklerinde tekrar manuele odaklanan Mitsubishi, bu jenerasyonda sadece 5 ve 6 ileri manuel şanzımanı sundu. Mitsubishi yeni nesil Ralliart versiyonununda (FQ400) dahil olduğu dört farklı EVO versiyonunu tanıttı. FQ300, FQ320, FQ340 ve FQ400 kod numaralarına sahip yeni nesil EVO seçenekleri sırasıyla 305, 325, 345 ve 405 beygir güç değerlerine sahipti. 2.0 litre hacmindeki standart EVO ise 271 beygir güç üreten motoruyla 0‘dan 100‘e sadece beş saniyede erişebilir konuma gelmişti.


Evolution IX (2005-2008)

Mitsubishi, Lancer EVO IX tarihler 3 Mart 2005‘i gösterdiğinde gün yüzüne çıktı. Yeni nesil motoruyla gelmiş gelmiş en güçlü ve en hafif EVO modeli haline gelen IX, 2.0 litrelik değişken valf zamanlamasına sahip (VVT) motoruyla 287 beygir güç ve 392 nm tork değeri üretiyordu. 5 ileri seçeneği ile tekrardan otomatik şanzıman opsiyonuna kavuşan EVO’da 5 ve 6 ileri manuel şanzımanlarda opsiyon olarak sunuldu. EVO’nun bu jenerasyonundaki versiyonların 0-100 zamanlamarı 4.2 saniye ile 4.5 saniye aralığında değişiklik gösterdi. Mitsubishi bu versiyonda radikal bir karar vererek EVO’nun station kasa seçeneğini de ürün gamına ekledi. 6 ileri manuel ve 5 ileri otomotik şanzımanlarla satışa sunulan EVO Wagon’dan sadece 2.500 adet üretildi.


Evolution X (2007- 2016)

Vee Mitsubishi Evo’yu gelmiş geçmiş en asi, en kızgın tasarım formunda karşımıza çıkaran son jenerasyon. Mitsubishi, EVO’nun en yeni ve asi versiyonunu 2005 yılında 39. Tokyo Otomobil Fuarı‘nda ilk kez konsept olarak kullanıcıların karşısına çıkardı. EVO X 2007 yılında Kuzey Amerika Otomobil Fuarı’nda ikinci kez konsept olarak yüzünü gösterdi. Mitsubishi’nin Super All Wheel Control adını yeni geliştirilmiş dört tekerlekten çekiş altyapısına sahip olan yeni jenerasyonun versiyonlarına göre değişen güç değerlerinin en düşüğü, kayıtlara 276 beygir olarak geçti. Tork iletimi tabanlı olan yeni nesil dört tekerlekten çekiş sistemi arka tekerlere şartlara göre farklı değerlerde güç iletimi sağlıyordu. Mitsubishi, yeni nesil EVO’da yeni vites kutusu olan 6 ileri yarı otomatik seçeneğine de yer verdi. 2011‘in Mart ayında Mitsubishi’nin artık kült modeli haline gelmiş EVO ile alakalı herkesi şaşkına uğratan bir haber ayyuka çıktı. AutoCar muhabiri Matt Prior, Mitsubishi’nin global ürün müdürü Gayu Euseg ile gerçekleştirdiği röportajda, Euseg’in kendisine Lancer EVO X’in, son Evo modeli olacağını söylediğini açıkladı. Prior, Eusegi’nin “Evo halen çok değerli bir model lakin durmak zorundayız” açıklamasıyla bu konuda markanın stratejisini belirlediğini belirtmişti. Bu süreçte Mitsubishi, Evo Final Edition adıyla 1600 adet üretim ile sınırlandırdığı versiyonu satışa sundu. İlerleyen süreçte bu açıklamayı değiştiren Mitsubishi, hali hazırda sunulan modelin üretine devam edilmesinin düşünüldüğünü açıkladı. Günümüz koşullarında elektrikli modellerin ivme kazanmasıyla birlikte, üretilecek olan yeni EVO modellerinin hybrid veya tamamen elektrikli motor seçenekleriyle sunulması bekleniyor. Otomobil tutkunları için özel modeller arasında yer alan Mitsubishi EVO’yu sokaklarda bir daha göremeyecek olmak gerçekten ciddi bir kayıp olacağı kuşkusuz. Özellikle denizde ulaşılamayan ve fazlasıyla tehlikeli olan köpek balığına, karada bu kadar alışmışken…

BONUS VİDEO

NEREDEN NEREYE SERİSİ
Nereden Nereye #1: Nissan Skyline GT-R
Nereden Nereye #2: Ford Focus
Nereden Nereye #3: Volkswagen Golf
Nereden Nereye #4: Mitsubishi Lancer EVO
Nereden Nereye #5: BMW 3 Serisi
Nereden Nereye #6: Subaru Impreza
Nereden Nereye #7: Toyota Corolla