Italdesign ve Airbus ortaklığıyla geleceğin “uçan otomobil” konsepti: Pop.Up [Video]
Hakkındaki ilk bilgiler tanıtım organizasyonu öncesi ortaya çıkan uçan otomobil konsepti tüm detaylarıyla karşımızda.
Bu yıl 87’ncisi düzenlenen Cenevre Otomobil Fuarı‘nda organizasyon tarihinde yeni bir döneme şahit olacağımız ilginç projelerle karşılaşıyoruz. Düzenlendiği ilk yıldan beri otomotiv sektörüne yön veren organizasyonlardan bir tanesi olan fuarda son birkaç yıl içinde adım adım ilerleyen elektrikli otomobillerin geldiği son noktayı görme şansına sahip oluyoruz. Geleceğin otomobilleri olarak nitelendirilen elektrikli otomobillerle birlikte son dönemde öne çıkan “uçan” otomobillerin konsept modelleri de bu yılki organizasyonda yerini aldı. Bahsettiğimiz bu projenin ilk detaylarını hafta başında sizlerle paylaşmıştık.
Organizasyonun kapılarını açacağı günün hemen öncesinde ortaya çıkan, ünlü tasarım firması Italdesign (Giugiaro) ve Airbus‘ın ortaklaşa geliştirdiği uçan kokpitli otomobil projesinin ilk detayları resmi olarak karşımızda. Pop.Up olarak isimlendirilen modüler konseptte yapay zekanın da ana karakterlerden biri olacağını gördüğümüzde uçakların otomatik pilot özelliğine ne kadar yakın olduğumuz bir kez daha aklımıza geliyor. Temelde Renault Twizy ve Smart modellerine benzer bir yapıya sahip iki kişilik küçük bir otomobil olan Pop.Up’ın teknolojisi, yolcuların gitmek istedikleri rotayı girmesiyle birlikte devreye giriyor. Gidilmek istenen adresin girilmesinin ardından anlık olarak trafik bilgisini kontrol eden sistem, adrese en hızlı varılması adına alternatif rotaları belirliyor. Otonom sürüş teknolojisinin de yer aldığı modelde tamamlanan sürüşün ardından uçan kokpit ve yerde seyreden kısım otomatik olarak belirlenen istasyonlara dönüş yapabiliyor.
Konseptin aklımıza daha net canlanması adına boyutlarına göz attığımız zaman toplamda 2,6 metre uzunluğa, 1,4 metre yüksekliğe ve 1,5 metre genişliğe sahip olduğunu görüyoruz. Genel yapısıyla birlikte Pop.Up’ın şüphesiz en merak edilen kısmı teknik değerleri. Bu kısmı iki parça halinde değerlendirdiğimizde, yerde seyreden bölümde toplamda 80 beygir güç üreten iki adet elektrik motorunun kullanıldığını görüyoruz. Toplamda 130 kilometre menzili bulunan bu bölüm, 15 dakikalık şarj süresine ve saatte 100 kilometrelik maksimum sürate sahip.
Projeye Airbus’ın dahil olduğu, yerdeki bölümden ayrılan uçuş modülüyse 182 beygir güç üretiyor. Maksimum sürat olarak yerdeki modülle aynı değere sahip bölümün menzilinin ise yaklaşık 100 kilometre olduğu ifade ediliyor. Havacılık ve otomotiv sektörünün ortak noktada buluştuğu bu ve benzeri projelerin örneklerini ileriki süreçte çok daha fazla görmemiz muhtemel.
VİDEO