Hatırlayacak olursanız ilk oyunda filmin haklarını satın almış ancak Al Pacino’yu oyunda görünmeye ikna edememişlerdi. The Don’un görünmediği berbat bir oyun oynamıştık. Yazımızın konusu olan bu devam oyununda da ne romandaki, ne de filmdeki havayı zerre soluyamıyorsunuz. Oyunumuzun adı The Godfather ama kendisi, GTA olmaya çalışan basit ve ucuz bir oyun.
AT BAŞI
Biraz olsun oyun geçmişiniz varsa ve bu konuda bir damak tadı sahibiyseniz oyunu açtığınız anda bir bitmemişlik hissiyatı yakalıyorsunuz. The Godfather II resmen bitmeden piyasaya sürülmüş bir oyun. Bildiğiniz gibi EA gibi büyük dağıtıcı firmalar oyunlarını yaptırdığı stüdyolara belli deadline’lar koyuyor. Yani stüdyolar oyunu belli bir süre içinde bitirmek zorunda. Elbette ki belli ticari kaygılar düşünülerek koyulan bu proje bitiş tarihleri, zaman zaman bu oyundaki gibi fena sonuçlar ortaya çıkabiliyor. Durum o kadar fena ki oyunu neresinde tutsanız elinizde kalıyor. Belli ki oyuna yeterince play-test uygulanmamış, hataları yeterince denetlenmemiş. GTA tadında açık-uçlu bir oyun yapısı benimseyen The Godfather II’de tonla hata bulunuyor. Oyunu temel olarak ikiye ayırabiliriz. Ağırlıklı olarak içinde bulunduğunuz haritada bir mafya imparatorluğu kurmaya çalışıyorsunuz. Etrafta dönen kirli işleri ekibinizle birlikte ele geçirmeye uğraşıyorsunuz. Bu işlerin yönetimini ele geçirdikten sonra ise kazandığınız para ve saygınlığınız artıyor. Yavaş yavaş sokaklardan en tepeye tırmanmaya başlıyorsunuz. Oyunun aksiyon kısmında tıpkı GTA’daki gibi sokaklarda çatışıyor ve mahalle mahalle bulunduğunuz yeri ele geçirmeye çalışıyorsunuz. Oyunun bir de strateji kısmı var. Burada oyun haritasına tepeden bakıyor ve aldığınız mekanlarda dönen para akışını kontrol edebiliyorsunuz. Ayrıca hangi bölgede kaç adam duracak, kim nereyi yönetecek gibi unsurları bu haritada belirleyebiliyorsunuz. Prensipte yeni ve güzel fikirler ortaya koyan oyun, uygulamaya geçişte fena halde çuvallıyor. İnanın iğneye iplik geçirmek daha eğlenceli ve daha az sinir bozucu bir aktivite. İzin verin, örneklerle anlatmaya çalışayım. Teoride yanınıza birkaç adam alıp bir mekanı basmaya gideceksiniz. Merkez evinize gidip adamlarınızı seçiyor ve basacağınız mekana doğru yola çıkıyorsunuz. Fakat o da nesi?! Adamlarınız yanınızda yoklar. Abarttığımı düşünebilirsiniz ancak rüzgarda salınan bir pamuk topağının yönünü bulma ihtimali, The Godfather II’deki adamlarınızdan çok daha fazla. Adamlardaki yapay zeka ölü bir balıktan daha fazla değil. Duvarlara takılıyor, kendi etraflarında dönüyor, arabaya binemiyorlar. Diyelim ki bir banka soydunuz ve polisten kaçmaya çalışıyorsunuz. Siz arabayı kullanırken adamlarınız da arabadan polisle çatışacaklar ve bu yüzden adamlarınıza ihtiyacınız var. Yapay ‘zekalılar’ arabaya binemiyorlar ve oradan oraya koşturup duruyorlar. Siz de anında enseleniyorsunuz!
YAPAY ‘ZEKALI’
Bir diğer yapay zeka problemi ise çatışmalarda ortaya çıkıyor. Adamlarınız keklik gibi ortalık yerde vurulmayı bekliyorlar. Zaten çatışma sekanslarına da o kadar boş verilmiş ki birbirine düşman iki mafya grubunun keskin savaşlarını değil, birbirini kurşun zehirlenmesinden öldürmeye çalışan bir grubun maceralarını oynuyorsunuz. Öte yandan oyunun bir diğer ağırlık merkezini oluşturan araba kullanımına da gereken özen gösterilmemiş. Kullandığınız şeyin bir araba değil, boş bir teneke bidon olduğunu düşünmeniz olası. Emin olun bol bol kaza yapacak, polislere yakalanacak ve sinirlerinizi bozacaksınız.
SAKIN BULAŞMAYIN
Geliştirici ekip Redwood Shores sanki oyunun tek kişilik senaryosunu tamam etmiş gibi, oyuna bir de çok oyunculu seçenekler eklemiş. Özellikle GTA’nın çok oyunculu seçeneklerini oynadıysanız, The Godfather II’nin bu modu size kağıt helva gibi gelecektir. Silahların balistik modellemeleri son derece kötü ve dengesiz, haritalar gereğinden fazla büyük, kontroller de bir o kadar berbat. Karakterinizi saldırılardan korumaya çalışmak bir karın ağrısı. Saçınızı başınızı yolmak istemiyorsanız denemeyin bile.
REDDEDECEĞİNİZ BİR TEKLİF
Ne yalan söyleyeyim bir EA klasiği ile daha karşı karşıyayız. Büyük reklam kampanyaları, kocaman bir fikri mülk ama berbat edilen fikirler öbeği, tekmili birden burada. Hele ki GTA IV gibi bir deneyim yaşadıktan sonra, The Godfather II oynamak hiç çekilesi bir dert değil. Paranızı sokağa atmak, zamanınızı boşa harcamak ve sinirlerinizi germek istiyorsanız bu oyun sizin için ideal, daha iyisini bulamazsınız. Özellikle profesyonel bir boksörseniz ve maça çıkmadan önce sinirlenerek motive olmak istiyorsanız, The Godfather 2’yi şiddetle tavsiye ediyorum.
ADAMLARINIZI TOPLAYINYanınıza adam toplamadan görevleri başarıyla yerine getirmeniz fazlasıyla zor olabiliyor. Adam toplarsanız ise imkansız. Bu oyunda ekip arkadaşlarınız ile bir şeyler yapmak sizi ya gülme ya da sinir krizine sokuyor.
ÇATIŞMA BAŞLIYORSilah modellemeleri ve karakter kontrolleri tam bir karın ağrısı. Adamlarınız sinekler gibi avlanıyorlar. Siz de kabak gibi ortada kalıveriyorsunuz. Ve büyük ihtimalle kurşun zehirlenmesinden ölüyorsunuz.
ZORLU YOLCULUKTabii sürebilirseniz. Araba kullanmak da oyunun geri kalanı gibi tam bir işkence. İster kaçan, ister kovalayan olun hedefinize varmanız oldukça zor. Çelik gibi sinirleriniz varsa birkaç denemeden sonra başarabilirsiniz elbette.
ÇOKLU OYUNA BULAŞMAYINBir hata yapıp oyunu almış olabilirsiniz. Baktınız ki tek kişilik oyunda hayır yok, kendinizi çok oyunculu seçeneklere verdiniz. Ne var ki oyunun genel problemleri burada da aynen devam ediyor.
TAHTA TASARIMBu devirde bu grafikleri önümüze hangi cesaretle sundular acaba? Karakterlerden tutun, çevre tasarımına kadar her şey tahta gibi. Gözünüze batan grafik hataları da cabası. Oyun resmen acınası durumda.
OYNANABİLİRLİK
-2YILDIZ-
GRAFİK
-2YILDIZ-
EĞLENCE
-1YILDIZ-
MÜZİK
-3YILDIZ-
YAPIMCI
EA REDWOOD
DAĞITICI
ELECTRONIC ARTS
PLATFORM
PC, PS3, XBOX 360