Otomobil firmaları yanında birçok büyük teknoloji firması da sürücüsüz otomobil modelleri üzerinde çalışma gösteriyor. Yakında bize ihtiyacı kalmayacak bu otomobiller, oldukça gelişmiş donanım ve teknolojiler üzerine kuruluyor. Gelin bunlara yakından bakalım.
Otomobillerin otonom yani sürücüsüz hale gelebilmesi için bizim gibi çevreyi görebilmesi gerekiyor. Herhangi bir merkezden kontrol edilmeyen yani hepsi bağımsız olan bu araçlar, bunu şu an üstlerinde taşıdıkları donanımlara borçlu. Bu donanımlar arasında LiDAR sensör, radar, kameralar, merkezi işlemci ve GPS gibi teknolojiler bulunuyor. Bunların hepsi bir araya geldiği zaman bizi aradan çıkartan sürücüsüz otomobiller, ayrıntılara indiğiniz zamana oldukça ilginç detaylara sahip.
LiDAR
LiDAR sensörler sürücüsüz otomobillerin üstünde bulunuyor ve en önemli parçalar arasında yer alıyor. Ortama gönderdikleri lazer darbeleriyle çevredeki nesne veya yüzeylerin uzaklığını belirleyen bu cihazlar, 360 derece hareket ediyor. Sürekli olarak dönerek 2 cm hassaslıkta haritalar çıkartabilen LiDAR sensörleri, bazı modellerde saniyede 1.4 milyon lazer sinyali gönderebiliyor. Bünyesinde bulunan lazer miktarı arttıkça etrafını daha yüksek çözünürlükte gören sistemler, gece de çalışabildiği için sürücüsüz otomobillerin en güvenli sistemleri arasında yer alıyor. Kamera ile desteklenmesi gereken LiDAR sensörlerin etrafını nasıl gördüğüne dair aşağıda güzel bir örnek bulunuyor. Bu videodaki algılama kalitesinin şu an çok ama çok daha iyi seviyede olduğunu belirtmekte fayda var.
Radar
Radar, radyo dalgalarının yansıması yardımıyla uzaktaki nesneleri ve bu nesnelerin hız ile mesafesini tespit eden bir teknoloji. Radyo dalgalarıyla çalışan bu teknoloji, otonom araçlarda da kendisine yer bulmuş durumda. Radar teknolojisi sayesinde sürücüsüz otomobil modelleri çevresindeki objelerin mesafesini algılayabiliyor. Otomobillere genelde birden fazla yerleştirilen radar sensörleri, topladıkları verilerle otomobilin kendisini yola konumlandırmasına yardımcı oluyor. LiDAR kadar yüksek çözünürlük sunamayan radar, farkını “sis, kar ya da yoğun yağış” gibi durumlarda da çalışabiliyor olmasıyla koyuyor. Bu noktada örnek vermek gerekirse Tesla otonom sistemlerinde LiDAR değil radar kullanıyor. LiDAR’a göre daha ucuz ve kompakt olan radar sistemleri, nispeten daha az işlem gücüne ihtiyaç duyuyor. Ancak seviye 5 (Tamamen sürücüsüz) sistemler için her ikisine de ihtiyacımız var gibi görünüyor.
Kameralar
Sürücüsüz otomobillerin çevresini görmek için kullandıkları bir diğer teknoloji de kameralar. Aracın etrafına 360 derece görüntü çıkartabilecek şekilde yerleştirilen kameralar, yol çizgilerini belirlemeden, çevredeki tabelaları okumaya ve trafik ışıklarını belirlemeye kadar birçok görevde aktif olarak yer alıyor. Bazı modellerde üç boyutlu görüntü oluşturmak için de kullanılan kameralar, kızılötesi teknolojisiyle gece de kullanılabiliyor. Kameradan alınan veriler bazı durumlarda LiDAR ile radar haritalarıyla da eşleştirilebiliyor. Böylece otonom araçlar bizden çok daha iyi görüş sağlayabiliyor.
GPS
Global Positioning System ya da kısa adıyla GPS, birçok otonom araç içerisinde aktif olarak bulunuyor. Otomobilin bulunduğu konumu uydular üzerinde tespit etmesi için gereken bu teknoloji, biliyorsunuz navigasyon sürecinde de kullanılıyor. Bunun için otomobillerde güçlü antenler kullanılıyor. GPS sürücüsüz otomobilleri işlevsel kılan teknolojiler arasında başı çekiyor.
Merkezi işlem birimi
Yukarıda saydığımız tüm teknolojiler bir merkezi işlem ünitesiyle anlam kazanıyor. Bu ünite elde edilen verileri anlamlandırarak otonom aracın çevresini gerçekten görmesine imkan tanıyor. Özel algoritma, obje algılama ve yapay zeka sistemlerini barındıran bu üniteler, adeta aracın beynini oluşturuyor. Bu noktada en çok çalışan isimlerin başında ise ekran kartı üreticisi Nvidia geliyor. Geçtiğimiz ay Pegasus kod adlı bir bilgisayar tanıtan şirket, bununla seviye 5 otonomun kapılarını aralıyor. Saniyede 320 trilyon bilgi işleme yeteneğine sahip olduğu açıklanan sistem, Drive PX platformu altında bulunuyor. Nvidia ile çalışan isimler arasında Baidu, Toyota, Audi, Tesla, ve Volvo gibi üreticiler yer alıyor.
Sürücüsüz otomobil ne zaman hayatımıza girecek?
Günümüzde sürücüsüz otomobil modelleri üzerinde çalışmayan neredeyse hiçbir üretici bulunmuyor. Geleceğin bu alanda olduğunu iyi bilen firmalar, kesi olarak gelecek bu sürece hazır olmak istiyor. Peki sürücüsüz araçlara kısa sürede geçebilecek miyiz? Bunun cevabı büyük bir hayır. Araçlar teknolojik olarak hazır olmasına rağmen yasal izinlerin alınması gerekiyor. Geçtiğimiz haftalarda tamamen sürücüsüz otomobillerin yola çıkış hakkında konuşan Musk, şunları söylüyor: “Düzenleyiciler tam sürücüsüz araçlara izin vermek için insan kapasitesinin üzerinde bir farka ihtiyaç duyabilirler. Onlar insana oranla yüzde 50 daha güvenli, yüzde 100 daha güvenli, yüzde 1000 daha güvenli otonom sistemler isteyebilirler. Bilmiyorum. Ancak onların da bildiğinden emin değilim.”
Özetle sürecin henüz tam olarak oturmadığından bahseden CEO, gelinen mevcut durum hakkında güzel bir özet yapıyor. Şu an kimse sürücüsüz otomobillerde yasal olarak ne bekleniyor bilmiyor. Bunun kesinleşmesi sonrasında hayatımıza gireceği düşünülen bu geleceğin teknolojisi, gerçekten büyük heyacan yaratıyor. Bu arada süreçte sadece otomobiller yok. Firmalar sürücüsüz otobüs ve kamyon gibi modeller de geliştiriyor.