Brown Üniversitesindeki bilim insanları, veri saklamanın “amino asitler” ve “şekerler” gibi yapay metabolik moleküllerin içinde mümkün olduğunu kanıtlıyor.
İnsan bedeninin önemli bir parçası olan ve metabolizmayı güçlendiren moleküllerin verileri depolaması ilerleyen yıllar için devrim niteliği taşıyor. Zira bu sayede verileri yüzde 99 oranında saklayabilmek mümkün oluyor. DNA’da veri depolamak şu an için daha olası dursa da moleküllerde veri depolamak kesinlikle daha sürdürülebilir bir sonuca ulaşmayı sağlayabilir. Çünkü moleküller hem DNA’dan küçük, hem de enerji gerektirmiyor. Ve dış koşullara daha dayanaklı oldukları için de geleneksel depolama araçlarından daha stabil olabiliyor. Metabolik molekülleri, DNA ve proteinlerden çok daha küçük ve daha çeşitli olarak karşımıza çıkıyor. Bu ise küçük miktardaki verileri DNA’dan daha yoğun olarak temsil edebilecekleri anlamına geliyor.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
İlerleyen yıllarda moleküllerde depolanan veri ile karşılacağız
ABD Savunma Bakanlığı’nın araştırma kolu DARPA tarafından finanse edilen proje, moleküllerin sürdürülebilir olarak nasıl kullanılabileceğini ortaya koyuyor. Örneğin, bir molekülün varlığında bir bit veri bulunuyor. Bir molekül ne kadar karışık olursa, o kadar veriyi içinde depolayabiliyor. Bu ise bir karışımın içinde ne kadar veri depolayabileceğini gösteriyor. Bilim insanları, molekülleri karışık hale getirmek için laboratuvar ortamında minik metal kalıplarda binlerce karışım enjekte ettiler. Bu ilk etapta, bir çapa, Mısır kedisi ve dağ keçisi gibi görsellerin saklanmasını içeriyor. Basit görüntülerin saklanmasını içeren bu depolama yöntemi ile moleküller söz konusu görüntüleri yüzde 1’lik bir kayıp ile gösteriyor. İlerleyen yıllarda bu yöntem DNA’da depolanan verilerin yerine geçebilir, ancak şu anlık DNA üzerinde depolanan verinin hacmi çok daha yüksek.