A Way Out incelemesi

21 Nisan 2018 21:00

ELEŞTİRDİĞİN ŞEYE DÖNÜŞMEK

Oyun her kaçış hikayesinde olması gereken kovalamacaları da barındırıyor içerisinde. Bu kovalamaca anları yüksek bir heyecan sunsa da, tamamen doğru zamanda doğru tuşa basmayı gerektiren sinematiklerden oluşmaları vermeyi amaçladığı hissiyatı büyük oranda öldürüyor. Hatta bu anların, Fares’in en çok eleştirdiği yapının bir örneği olduğunu söylemek de yanlış olmayacaktır. Deneyimi, hissiyatı ve paylaşımı bu kadar ön plana çıkaran bir kişinin, sinematiklerle hayata geçen tuş bombardımanlarına oyununu kurban etmesi son derece ironik. Hele bir de aralara silahlı çatışmalar ve benzeri aksiyonlar koymuşlar ki sormayın gitsin, evlere şenlik… A Way Out; bazı şeyleri çok iyi yaparken gittikçe her şeyi yapmaya çalıştığı için okyanusu geçip derede boğulan bir yapım. Oyunun ilk bölümlerini oluşturan hapishaneden kaçış ve sonrasındaki saklanma süreci ne kadar iyiyse, intikam alma kısımları da bir o kadar kötü. Keşke intikam gibi herkese gına getirmiş bir konsept yerine, çok daha karakter odaklı ve duygu yoğunluğu yüksek bir hikaye anlatmayı tercih etselerdi dememek elde değil.

BİR OYUN FİYATINA İKİ OYUN

A Way Out, bugüne kadar oynadığınız en iyi co-op deneyimi veya gördüğünüz en iyi hapishaneden kaçış öyküsü olmayacak kesinlikle. Çok daha iyilerini, çok daha farklı şekillerde gördük geçmişte. Ancak deneyimlediğiniz en ilginç tecrübelerden biri olacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Özellikle birlikte vakit geçirmekten keyif aldığınız bir arkadaşınızla beraber oynarsanız çok iyi zaman geçireceğinize şüpheniz olmasın. Üstelik oyunu yalnızca 1 kişinin satın alması da yetiyor, daha ne olsun?

Sayfa: 1 2 3 4 5 6

Paylaş