Kanada’da yaşayan grafik tasarımcı ve fotoğrafçı Ulric Collette, aynı ailenin farklı üyeleri arasındaki genetik benzerlikleri ortaya çıkartmak için bir genetik portre projesi hazırladı.
Zaman zaman aile bireylerimize ne kadar çok benzediğimiz söylenir. Genetik kodlarımız bizi biricik yapar ancak ebeveynlerimizden tamamen bağımsız bir görüntüde değiliz. Fotoğrafçı Ulric Collette ailemizden aldığımız genlerle onlara ne kadar benzediğimizi sorgulamış ve aynı ailenin farklı yaştan ve cinsiyetten bireylerini tek fotoğraf karesinde birleştirmiş. Bu fikir ona kendi oğluyla olan benzerliğini fotoğraflamak istemesiyle başladı. Aile bireylerinden babadan oğula, anneden kıza, kardeşlere büyükanne ve büyükbabalara ve kuzenlere kadar Ulric, soy ağacının birçok dalında genetiğin gücünü araştırarak bunları fotoğrafladı.
Collette bu genetik portre fotoğraf çalışmasında kendi kimliğimizle ilgili temel soruları sorarak cevap bulmayı istemiş. Kimiz? Nereden geliyoruz? Aynı ailenin üyeleri birbirine ne kadar benzeyebilir? Genetik faktörlerin bir insanın fiziksel görünümündeki rolü nedir?
Yapılan röportajda Ulric bu genetik fotoğraf serisini 2008 yılında çekim yaparken keşfettiğinden bahsediyor. O zamanlar çoğunlukla portre çeken Ulric, 7 yaşındaki oğlunun fotoğrafıyla Photoshop’ta oynamalar yaparken bu fikri keşfediyor. Kazara oluşturduğu bu seriyi oluşturup Flickr’da yayınladığında aldığı olumlu geri dönüşler sayesinde, yıllar içinde birkaç kez daha genetik portre serisi çektiğinden bahsediyor. Ailesiyle ve arkadaşlarıyla başladığı fotoğraf projesi birkaç kez viral olmuş.
Ulric, yalnızca internet üzerinden yayınladığı fotoğraflarla değil aynı zamanda Montreal, Belçika ve Amerika’da dünya çapında birkaç sergi açarak bu seriyi insanlara sunma fırsatı yakalamış. 2012’de Canne Lion’da bir hazırlık projesi için final hazırlayan Ulric’in çalışmaları şu anda Atlanta’daki Hartsfield-Jackson Uluslararası Havalimanı’ndaki Transportation Mall Fotoğraf Sergisinde sergileniyor.
LEGO’dan görme engelli çocuklara yönelik harika proje