Son yedi yılda ihtiyaç duyulan elektriğin temiz enerji üzerinden karşılanması adına ciddi politikalar yürüten Almanya, bu sürecin karşılığını çok kısa bir sürede rekor seviyede aldı.
Hava kirliliği konusunda oldukça hassas politikalarıyla tüm dünya ülkeleri arasında öne çıkanlardan birisi olan Almanya bu alanda geçtiğimiz dönemde yaptığı yatırım karşılığını almaya devam ediyor. En önemli otomobil üreticilerinin yer aldığı bir ülke olmasına karşın dizel motorlar üzerine yasaklama projesi geliştiren ilk ülkelerden birisi olan Almanya’da yenilenebilir enerji kaynaklarına önemli politika ve yatırımlar söz konusu. Bu süreci 2010‘da hızlandıran Alman hükümeti aradan geçen sadece yedi yılın ardından bugün alanında bir rekora imza atmış şekilde karşımızda duruyor. Nükleer enerji istasyonlarından da yavaş yavaş vazgeçen ve bunu 2022 yılından tamamıyla sonlandırmayı amaçlayan ülke nisan ayını bir rekorla geride bıraktı.
Geçtiğimiz mart ayında açıklanan raporda rüzgar, güneş, hidroelektrik ve biyokütle gibi yenilenebilir kaynaklar üzerinden enerji üzerinden kullanımın yüzde 40 olduğunu açıklayan hükümet aradan geçen geçen sadece bir ayın ardından bunu neredeyse iki katına çıkarmış durumda. Geride bıraktığımız nisan ayı raporlarında belirtilen değer, ihtiyaç duyulan elektrik enerjisinin yüzde 85 oranında bu kaynaklar üzerinden elde edildiğine işaret ediyor. Kömür kaynaklı enerji üretiminin sağlandığı istasyonlara artık tamamen veda eden Almanya’nın 2030 yılı için planıysa ihtiyaç duyulan enerjinin tamamına yakınını yenilenebilir kaynaklardan elde etmek. Çizilen bu yol haritası doğrultusunda Volkswagen başta olmak üzere birçok önemli üreticinin 2020 sonrası ulaşımında planlarını elektrikli motorlar üzerinden şekillendirdiğini düşündüğümüzde hava sahasına olan katkının seviyelerini hayal etmek daha da kolay hale gelebiliyor.