Ancestors, günümüzden tam 10 milyon yıl önce başlıyor. İsminden de anlaşılabileceği üzere atalarımız olan Afrika primatlarını konu alıyor. Her ne kadar bilimsel karşılığı olarak bu engin canlı türü havuzundaki arkadaşlara “maymun” deyip geçmek doğru olmasa da, yazının sağlığı için kontrolümüz altındaki canlılara maymun diye hitap edeceğiz. Oyunda bir amacı gerçekleştirmeye çalışan tek bir maymunu kontrol etmiyoruz. Bunun yerine, sorumlu olduğumuz tüm sürüyü kontrol ediyoruz. Çünkü Ancestors’ın amacı; 8 milyon yıl yaşayarak insan türüne evrimleşmeyi başarmak! Takdir edersiniz ki tek bir maymunla bunu başarmak mümkün değil. Bu nedenle öğrenen, gelişen ve hayatta kalan bir sürüyü kontrol ederek yeni nesiller oluşturmaya çabalıyoruz. Öğrendiklerimizi çocuklarımıza aktarıyoruz, türümüz ortama uyum sağlıyor ve evrim ağacında bir üst basamağa zıplıyoruz. Başlangıçtaki maymunlarımızın genlerini 8 milyon yıl yaşatıp evrimi başarıyla sonuçlandırabilirsek de oyundan zaferle ayrılıyoruz. Bu süreç, oyun zamanı ile yaklaşık olarak 40-50 saate denk geliyor. Başlı başına oldukça zorlu ve meşakkatli bir yolculuk anlayacağınız ancak daha da zor olanı, bunu birkaç seferde başarmanın neredeyse imkansız olması. Ancestors; çok defa başarısız olmayı, öğrenmeyi ve baştan başlayarak daha iyisini yapmayı gerektiren tarzda bir yapım. Bu da başarıyla sonuçlanabilecek 50 saatlik bir yolculuğa gelene kadar yolda bu zamanın çok daha fazlasını harcayacağınız anlamına geliyor. “Ben ne oyunlar oynadım? Dark Souls’u, Celeste’i, Castlevania’yı, Jump King’i gözlerim kapalı bitiriyorum, bunu mu tek seferde bitiremeyeceğim?” diyenler olabilir aranızda. Bitiremeyeceksiniz, biz onu şimdiden söyleyelim.
TEKERLİĞİ BAŞTAN KEŞFEDECEKSİNİZ
Ancestors bir hayatta kalma oyunu. Üstelik belki de “hayatta kalma” ifadesini tam anlamıyla karşılayan yegane oyun. Oyuna gerçek anlamda hiçbir şey bilmeyen bir grup maymunla başlıyorsunuz. Yeni nesillere ulaşmanız için yapmanız gereken şey basit; hayatta kalacaksınız, öğreneceksiniz ve üreyeceksiniz. Hayatta kalmak için doğadaki tüm tehlikelerden bağımsız olarak üç temel ihtiyacınızı karşılamanız gerekiyor. Karnınızı doyurmalı, su içmeli ve uyumalısınız. Bu her hayatta kalma oyunun temelini oluşturan bir mekanik zaten. Ancak burada şöyle bir detay var; unutmayın, siz hiçbir şey bilmiyorsunuz. Diğer hayatta kalma oyunlarında çubuktan olta yapabilir, balık tutabilir ve pişirip yiyebilirsiniz. Burada ise henüz balığın yenebilen bir şey olduğunu dahi bilmiyorsunuz. Kimse elinize yenebilecek ürünler listesi tutuşturmuyor. Doğaya çıkmalı ve her şeyi tek tek deneyerek neyin yemeye uygun, neyin olmadığını öğrenmelisiniz. Ve tahmin edebileceğiniz gibi bu oldukça sancılı bir süreç çünkü bu deneme yanılma sırasında boğazınızdan kesinlikle geçmemesi gereken pek çok şey de geçecek…