Android ve Windows’un Apple‘a kıyasla çok daha fazla cihaz sattığı istatistiki olarak ortada. Ancak işin matematiğine daha yakından bakıldığında, Apple’ın pazardaki baskınlığını anlamak daha kolay oluyor.
Firmaların sattıkları cihaz sayısı genel anlamda başarılı oldukları anlamına ne yazık ki gelmiyor. Sayısal olarak baktığımızda, Phil Schiller, geçtiğimiz gün yaptığı Mac duyurusunda, cihazın 100 milyonluk bir kullanıcı kitlesi olduğundan bahsetmişti. Geçtiğimiz eylül ayında Windows’un açıklaması ise sadece Windows 10 kullanan 400 milyon kullanıcı olduğunu işaret ediyordu. Bu açıdan bakıldığında Apple için işler pek de iyi görünmüyor değil mi? Karşı tarafta sadece son işletim sistemini kullanan en az 400 milyon kişi varken dörtte biri oranında kullanıcı kitlesi kulağa çok hoş gelmiyor.
Ancak kazın ayağı öyle değil. Statista paylaştığı son grafikler Apple’ın hacimsel değil değersel olarak güçlü bir şirket olduğunu gösteriyor. Geçtiğimiz yıl satılan telefonların yaklaşık yüzde 11‘inin iPhone olmasına karşın Apple, endüstrinin toplam karının üçte birinden fazlasına sahip. Nitekim aynı örneği tabletlerle vermek gerekirse, 2016 yılında satılan tabletlerin sadece yüzde 25’i Apple ürünüyken, pazar gelirinin neredeyse yüzde 50’si Apple’ın elinde. İşe bu yönden bakınca Apple’ın neden daha değerli bir şirket olduğu da daha net anlaşılıyor. Şirketin değeri sattığı her bir donanım parçasıyla değil kullanıcıların o donanımda harcadıkları parayla da ölçülüyor. Apple bu sayede Android ve Windows gibi iki büyük deve kafa tutabiliyor.