Apple iPad incelemesi

02 Haziran 2010 10:40

Detaylı inceledik demek az olur. Kaba tabirle iPad‘le yattık, iPad‘le kalktık. Teknoloji dünyası, hakkında bu kadar spekülasyon çıkarılan, bu kadar çok konsept tasarıma ilham kaynağı olan bir ürün daha görmedi. Teknolojiseverlerin hayatını alt üst etmeyi kendine görev bellemiş olan iPad sonunda son kullanıcının eline yavaş yavaş geçmeye başladı. Başlı başına yeni bir segment olan ‘tablet’i hayatımıza sokarak teknoloji sektörünü de ileriye taşıyan, bu alanda öncü olan iPad hakkında ‘büyük bir iPod touch’, ‘netbook katili’ gibi tanımlamalar yapıldı. ‘Şişirme’ bir cihaz olduğu, yalnızca Apple ürünü olduğu için bu kadar çok satıldığı söylendi. İtiraf etmeliyiz ki iPad’i birkac dakikalığına eline alıp da “Ben de istiyorum!” demeyen birine rastlamadık.

Şu an için yalnızda Amerika’da satışa sunulmuş olan ve önümüzdeki günlerde Wi-Fi versiyonu belli ülkelerde satışa sunulacak olan iPad’i satın alabilmek için Amerika’ya gitmeniz gerekiyor. Tabii ki oraya vardığınızda da önce stokları henüz tükenmemiş bir Apple Store bulmanız gerekiyor. Çünkü bu günlerde Amerika’da değil iPad, iPad aksesuarı bile bulmak oldukça güç. Nakit olarak satış yapılmıyor ve bir kredi kartıyla en fazla iki adet iPad alabiliyorsunuz. Daha fazlasına izin yok. iPad’e bir şekilde ulaştıktan sonra Apple’ın dipsiz kuyu uygulama dükkanı App Store’a girebilmek için Amerika’dan bir kredi kartına ihtiyacınız var. Türkiye’den aldığınız Amerikan Express Card’lar bile ne yazık ki geçmiyor. Bu noktada düşünebileceğiniz bir diğer ihtimal ise iTunes Gift Card’lar. Amerika’da bir tanıdığınızın size bunlardan göndermesini isteyebilirsiniz. Yine bunları yalnızca Amerika’da kayıtlı olan kredi kartlarıyla alabiliyorsunuz. En iyisi Türkiye’ye gelene kadar beklemek fakat biz bu satırları yazarken henüz Avrupa’ya bile satışa sunulmamış olan cihazın ne zaman Türkiye’ye geleceği bilinmiyor. Şimdi sıra geldi bundan iki ay önce Türkiye’de ilk kez duyurduğumuz ve teknik özelliklerini detaylıca aktardığımız iPad’in gerçekte nasıl bir cihaz olduğuna. İşlerimizi aksatma pahasına elimizden bırakamadığımız iPad’i ve çılgın iPad maceralarımızı gelin sizlerle paylaşalım.

ELDE TUTUŞ
Tutuş aynı reklamlarda gördüğünüz gibi. En ideal tutuş ve kullanış, rahat bir koltuğa hafifçe uzanıp dizlerinizi büküp üzerine iPad’i yerleştirdiğiniz an. Bu anda iPad’in hakkını vererek saatlerce (10 saatlik pil ömrünü tüketene kadar) iPad keyfi yapabilirsiniz. Bu açıdan bakarsanız iPad tam bir aylaklık cihazı. Bu pozisyondayken kucağınızda asla bir laptopla rahat edemezsiniz. Denedik ve gördük ki iPad bu pozisyon için yaratılmış adeta. İlk elinize aldığınızda tok bir tutuşu var. Kısa sürede yormayacak kadar hafif ve tam ihtiyacınız olan boyutlarda. Ne daha büyük, ne daha küçük. İlk tanıtımı yapıldığında çerçeve kalınlığına takılmıştınız ya… Bunu da unutun. Çünkü iPad elinize geçtiği anda bunu görmüyorsunuz. Aslını söylemek gerekirse cihazı elinize aldığınız anda iPad ile ilgili tüm fikirleriniz değişecek.

UÇUŞA GEÇİYORUZ

iPad’i tuttunuz, evirip çevirdiniz ve o tanıdıklık hissini tattınız. Az da olsa iPhone ya da iPod touch kullandıysanız, elinizdeki zaten tanıdığınız bir cihaz demektir. Şimdiye dek böyle bir cihaz kullanmadıysanız bile ğer iki yaşından büyükseniz, cihazı çözmeniz 10 dakika sürmez. Tecrübeyle sabittir. Home tuşuna bastınız ve tanıdık ekran geldi karşınıza. Küçük bir farkla. Ekranda minik bir buton var. Üzerinde de bir ayçiçeği ikonu. Tahmin edebileceğiniz gibi bu ikona basınca iPad’iniz anında bir fotoğraf çerçevesine dönüşüyor. İki yaşında olmak yeterli demiştik. iPad’i ilk kullanmaya başladığımız anda en çok dikkatimizi çeken şey hızı oldu. iPhone’dan alışık olduğumuz hızı beklerken bir anda elimizdeki cihazın ‘uçtuğunu’ fark ettik. iPhone’daki uygulamalarımızı iPad’e yükleyince yaptığımız testlerde de gördük ki iPad, iPhone 3GS’i hem yüklenme zamanı, hem uygulama içi kullanış, hem de internet deneyimi anlamında fena halde geride bırakıyor. Bu hıza alıştık bir kere.

BÜYÜLEYİCİ EKRAN
iPad’in en güçlü yönü ekranı. Geniş yüzeyi sebebiye doğal olarak oldukça fazla parmak izi tutan ancak oleophobic kaplaması sayesinde anında silinebilen iPad’in 9.7 inç LED arka aydınlatmalı IPS ve çoklu dokunma teknolojisine sahip, 132 ppi (inç başına düşen piksel sayısı) değerinde 1024×768 piksek çözünürlük sunan kapasitif parlak geniş ekanı kullanıcıyı anında büyülüyor. En başarılı dokunma teknolojisine sahip olan iPhone’dan dokunma teknolojisi alanında bir farkı yok fakat sanırız boyutlar büyüdükçe hipnotize etkisi artmış. Biz büyülendik.

SABAHA kADAR ŞARJ ŞARJ ŞARJ
Pili bir sünger misali emen bu ekran sayesinde kitap da okusanız, en canavar oyunu da oynasanız pil ömrünüz 10 saat. Yani pili harcayan tek kayda değer birim ekran. Bu sebeple iPad’i kullanırken USB kablosuyla bilgisayardan şarj etmek mümkün olmuyor. Ekranı kapattığınızda ise bilgisayardan şarj olması oldukça uzun sürüyor. iPad’i şarj etmek için en etkili yöntem, kendi şarj cihazını kullanmak. Volt olarak iPhone ve iPod’larla aynı olan bu şarj cihazının amper değeri diğer cihazlardan farklı. Bu yüzden biz iPad ile diğer cihazlarımızın şarj aletlerini ayırdık.

16 32 64
İşte en kafa kurcalayan bölüm. Hayır. LOST’un mistik rakamları değil. Alacağınız iPad’in kaç GB olacağı sorusu. Türkiye’de Hulu, ABC gibi online video servisleri olmadığı için videoları stream ettirme şansınız yok. Bu yüzden eğer film izlemek istiyorsanız mecburen videoları iPad’e indirmek zorunda kalacaksınız. Bu durumda 16 GB’lık iPad’i pek tavsiye etmiyoruz. Çünkü iPad’in uygulamaları iPhone’un uygulamalarının yaklaşık 3-4 katı büyüklüğünde. 200-300 MB’lık uygulamalar indirdik ve uyuglamalar yüksek çözünürlüklü oldukları için küçük boyutlarda uygulama yok diyebiliriz. 32 GB normal bir kullanıcı için ideal olacaktır. Eğer uzun seyahatlere çıkıyor ve yanınıza birkaç film almak, bilgisayarınızdan PDF’ler, dokümanlar, müzik ve fotoğraflar almak istiyorsanız size 64 GB versiyonunu tavsiye ederiz. iPhone’un ve iPod touch’ın aksine bu cihazın kapasitesini doldurma ihtimaliniz oldukça yüksek.

KULLANIŞLI SANAL KLAVYE

iPad’in pek çok netbook kullanıcısının kalbini çalan klavyesini sizler için bol bol anında mesajlaşma servizleri üzerinde, Pages uygulamasında ve e-posta göndermek için kullandık ve test ettik. Apple’ın kablosuz klavyesine oldukça yakın olan tuş ebatları ve tuş aralıkları çok hızlı yazmanızı sağlıyor. Hatta klavyenin tuş seslerini de kapattığınızda hiç ses çıkarmadan çok keyifli bir şekilde yazılarınızı yazabiliyorsunuz. Yatayda çok kullanışlı olan kayveyi dikeyde de kullanmak mümkün. iPhone’la kıyas kabul etmeyecek kadar hızlı yazmanızı sağlayan klavyede yazma deneyimimiz yine de kablosuz klavyeyle karşılaştırıldığında daha yavaş kalıyor. Üç-dört sayfalık yazılar, günlük e-posta gönderimleri, kısa raporlar, anında mesajlaşma servisleri ve sosyal ağlar için oldukça kullanışlı olan sanal klavye gerçek bir klavye bağlamanıza fırsat vermeyecek kadar başarılı.

UYGULAMA CENNETİ
Eğer bir iPhone’unuz varsa ‘teknik olarak’ iPhone’unuza yüklemiş olduğunuz tüm uygulamaları iPad’inize ücretsiz olarak yükleyebiliyorsunuz. iPad bunları iPhone boyutunda görüntüleyebiliyor. Yani etrafında dev bir siyah boşluk bırakarak. iPad burada size bir seçenek daha sunuyor. 2x özelliği. Özel bir algoritma ile uygulama arayüzünü büyüterek iPad ekranına uygun boyutlara getiren bu özelliği inanıyoruz ki birkaç kez denedikten sonra bir daha elinizi bile sürmeyeceksiniz. Görüntüleri rahatsız edici boyutta bozuyor. Bunu özellikle yazılarda fark ediyorsunuz. En iyisi uygulamanın varsa iPad versiyonunu yüklemek. Şu an için iPad için özel olarak geliştirilen uygulamalar biraz sorunlu ve bu sorunlar büyük bir hızla düzeltiliyorlar. Bu sorunların en büyük sebebi, Uygulama geliştiricilerin yazdıkları uygulamayı gerçek cihaz üzerinde değil de Apple’ın sağlamış olduğu ve bilgisayar üzerinde çalıştırdıkları simülatörlerde test etmeleri oldu. Bu sebeple iPad piyasaya çıktığı anda ilk satışa sunulan uygulamalarda çökmele r yaşanması, programda hatalar olması oldukça doğal bir süreç olarak kabul edilmeli. Tekrar söylemeliyiz ki bu sorunlar neredeyse ışık hızıyla düzeltiliyor. App Store’a her girdiğimizde altı, yedi update ile karşılaşıyoruz. iPad uygulamalarında en büyük trend iPhone uygulamalarının HD versiyonları. Daha büyük ekran ve daha yüksek çözünürlükten en az yararlanan ‘akıllı geçinen’ uygulama geliştiriciler üç dolarlık uygulamayı yüksek çözünürlükle üzerinde hiçbir değişiklik yapmadan on dolara satıyorlar. Bu sebeple App Store’daki yorumları iyice okumak gerekiyor. Bazı uygulamalar ise iPad için güncelleme yayınlıyorlar. Eğer uygulamanın iPhone versiyonuna sahipseniz, hiçbir para ödemeden iPad versiyonuna da sahip oluyorsunuz. Sevdiğimiz uygulama geliştiriciler işte bunlar. Bir de iPad için geliştirilen yepyeni uygulamalar var. Bunların bir kısmı oldukça başarılı. Genel olarak yüksek fiyatlı ve yüksek MB’lı olan iPad uygulamalarını satın almadan önce mutlaka ücretsiz uygulamalara bakmanızı öneririz. Aynı iPhone’da olduğu gibi, hatta iPhone’a oranla belki daha fazla, uygulamaların demo versiyonları bulunuyor. Genenllikle ‘Lite’ ibaresiyle belirtilen  bu uygulamaları denedikten sonra dilerseniz ücretli versiyonunu satın alabilirsiniz. İşinizi görebilecek ücretsiz uygulamalar da bulunuyor. Ücretli uygulamalar satın almaya mahkum değilsiniz. Uygulamaları önümüzdekli aylarda detaylıca inceleyeceğiz ve deneyimlerimizi aktaracağız. İncelememizi istediğiniz özel bir uygulama ya da kendi geliştirdiğiniz uygulamalarınız varsa info@log.com.tr adresine e-posta gönderebilirsiniz.

KİTAP KURDUNUN DÜNYASI
iBooks iPad’in kalbi demeyi isterdik fakat iPad’in o kadar özelliğinin arasında yaramaz çocuklar gibi aklımızı çelen oyunlar ve uygulamalar varken kitap okumaya pek vakit bulamadık doğrusu. Ama bu “iPad kitap okumak için kötü bir araç,” demek anlamına kesinlikle gelmiyor. iPad üzerinden kitaplar arasında gezinmek, seçim yapmak ve okumak oldukça keyifli ve rahat. Arkadan aydınlatmalı ekran sizi kesinlikle endişelendirmesin. Kitap okumaya bir kez başladığınız zaman iPad gerçekten bir kitap haline geliyor ve elinizde bir ekran tuttuğunuzu unutuyorsunuz. iBooks Store iPad’i aldığınızda kurulu olarak gelmiyor. Bu ücretsiz uygulamayı iPad’inizi alınca kendiniz kuruyorsunuz. iBooks’un içerisindeki iBooks Store’da saatlerinizi harcıyorsunuz. Eğer kitaplara ufacık bir ilginiz varsa, kitap okumaya harcayacağınız zamanın çoğunu kitaplara bakmak, kategoriler arasında gezinmek, en çok satanlar hakkında yapılan yorumları okumak, yazarın diğer kitaplarına, hatta audiobook, yani sesli kitaplarına bakmakla geçiriyorsunuz ve bir fark ediyorsunuz ki gecenin saat 3’ü olmuş. Bütün bu güzel özellikler diğer e-kitap okuyucularda olmadığı için onlarda doya doya kitap okuyabilirsiniz. iPad yaramaz bir çocuk gibi eğlenceli özellikleri ile sürekli ilginizi dağıtacaktır. iPad’de dergilerin kendi uygulamaları bulunuyor. Umarız bizler de LOG Dergisi olarak önümüzdeki günlerde sizlerle müjdeli haberlerimizi paylaşacağız. Her derginin kendi uygulaması olduğu için iPad’inizin bir sayfasını yalnızca dergilere ayırmanızı tavsiye ederiz. Yakında son kullanıcı ile buluşacak olan OS 4.0’dan sonra uygulamalar ekranınızda yer kaplamak yerine sakince ait oldukları klasörde toplanabilecekleri için an a ekranınız uygulama çöplüğü olmaktan kurtulacak merak etmeyin. Dergiler iBooks Store’un içerisinde bir bölüm olsaydı daha kullanışlı olacağı görüşündeyiz. Özellikle dergilerde uygulamalar çöküyor. iPad için henüz tam olarak optimize edilememiş dergi uygulamaları çileden çıkarmasa da can sıkıcı olabiliyor.

PRATİK AkSESUARLAR
iPad’in pek çok aksesuarı yok satıyor, bu nedenle elimizle dokunup inceleyebildiğimiz kısmıyla yaşadığımız deneyimleri size aktaralım. Öncelikle iPad’in aslında pek bir aksesuara ‘ihtiyacı’ olmadığını gördük. Eğer iMac’lerden çıkan siyah kare ekran temizleme mendiliniz varsa onu yanınızdan ayırmayın, kimselere kaptırmayın. Eğer yoksa en yakın gözlükçüye gidip bir gözlük temizleme mendili alın çünkü en çok ihtiyaç duyacağınız aksesuarınız bu olacak. iPad’i iPhone kullanırken yaptığımız gibi pantolona sürtme yöntemiyle ekranını temizlemek için oldukça büyük. Bu nedenle ekrana nazik davranacak bir mendile ihtiyacınız olacak. Eğer Apple kablosuz klavyeniz varsa harika. Çünkü uzun soluklu yazılarda ihtiyacınız olabilir. Eğer yoksa ve almayı da düşünmüyorsanız, ki bizce eğer iMac ya da Mac Pro kullanıyorsanız kablolu klavyeden çok daha başarılı, o zaman klavye bağlayabileceğiniz iPad Dock’unu tavsiye ederiz. Kablosuz klavyeyi bağladığınızda Türkçe karakterleri tanımadığını üzülerek belirtelim. iPad Türkiye’de satılmaya başladığında bu desteğin geleceğini düşünüyoruz. Orijinal iPad kılıfını da denedik. Üzerinde çok fazla toz tutuyor ve malzemesi de kalitesiz bir his uyandırıyor. Daha başarılı olabilirmiş. Arkaya doğru katlayıp stant haline getirdiğinizde oldukça kullanışlı fakat malzemesini çok şık bulmadık doğrusu. iPad’in boyutları sebebiyle henüz uygun bir kılıf bulamadık. 10 inç’lik netbook’lar için üretilmiş kılıfları deneyebilirsiniz ya da iPad çılgınlığının Çin’deki üreticileri harekete geçirmesini bekleyebilirsiniz. Daha önce iPhone ve iPod için üretildiğinde komik bulduğumuz çorap şeklindeki kılıflar iPad boyutlarına geldiğinde gözümüze uzaktan hoş gözüktüler. Yakından görene kadar beklemedeyiz. iPad için üretilen SD kart okuyucu ve mini USB’li kamera bağlantı kit’ini henüz denemeye fırsatımız olmadı. Çok önemli bir açığı gidereceğini düşünmesek de bir grup kullanıcının ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik pratik bir aparat olduğu düşüncesindeyiz.

KUTUDA NELER VAR?

iPad, USB bağlantı kablosu, 10W’lık güç adaptörü, kullanım klavuzu

SANAL KLAVYEYatay ve dikey olarak kullanabileceğiniz tam Q klavyesi oldukça rahat kullanılıyor

APP STOREApp Store’da iPad için özel olarak geliştirilmiş uygulamalar bulunuyor

iBOOKSiPad için kitaplarınızı iBooks Store’dan alıyorsunuz

AKSESUARLARiPad’in aksesuarları kullanıcı deneyimini zenginleştiriyor

DÖNÜŞ KİLİDİiPad’de ekran pozisyonunu kilitleyebilmenizi sağlayan tuş bulunuyor

PUANLAMA
-5YILDIZ-

ARTILAR
Yanınızdan ayırmak istemeyeceğiniz eksiksiz bir cihaz.

EKSİLER
Wi-Fi üzerinden internet bağlantısı zaman zaman dalgalanma yapabiliyor.

SONUÇ
iPad hayal ettiğimizden çok daha başarılı ve eksiksiz bir cihaz. Yeni bir segment yaratmasıyla öne çıkan iPad’i siz de elinizden bırakamayacaksınız.

TEKNİK ÖZELLİKLER

İşlemci
• 1 GHz Apple’ın özel üretim A4 çip

Ekran
• 9.7 inç LED arka aydınlatmalı IPS ve çoklu dokunma teknolojisine sahip kapasitif parlak geniş ekran
• 132 ppi 1024×768 piksek çözünürlük
• Oleophobic koruma katmanı

Kapasite
• 16 GB, 32 GB ve 64 GB flash bellek

Dil Desteği
• Desteklenen diller ve klavyeler arasında henüz Türkçe bulunmuyor.

Bağlantılar
• Wi-Fi (802.11 a/b/g/n)
• Bluetooth 2.1 + EdR teknolojisi

Pil Ömrü
• Wi-Fi üzerinden 10 saate kadar internette gezinme, video izleme ya da müzik dinleme

Boyutlar
• 242.8 × 189.7 × 13.4 mm

Ağırlık
• 680 gram Wi-Fi modeli
• 730 gram Wi-Fi + 3G modeli

Detaylı inceledik demek az olur. Kaba tabirle iPad’le yattık, iPad’le kalktık. Teknoloji dünyası, hakkında bu kadar spekülasyon çıkarılan, bu kadar çok konsept tasarıma ilham kaynağı olan bir ürün daha görmedi. Teknolojiseverlerin hayatını alt üst etmeyi kendine görev bellemiş olan iPad sonunda son kullanıcının eline yavaş yavaş geçmeye başladı. Başlı başına yeni bir segment olan ‘tablet’i hayatımıza sokarak teknoloji sektörünü de ileriye taşıyan, bu alanda öncü olan iPad hakkında ‘büyük bir iPod touch’, ‘netbook katili’ gibi tanımlamalar yapıldı. ‘Şişirme’ bir cihaz olduğu, yalnızca Apple ürünü olduğu için bu kadar çok satıldığı söylendi. İtiraf etmeliyiz ki iPad’i birkac dakikalığına eline alıp da “Ben de istiyorum!” demeyen birine rastlamadık.

Şu an için yalnızda Amerika’da satışa sunulmuş olan ve önümüzdeki günlerde Wi-Fi versiyonu belli ülkelerde satışa sunulacak olan iPad’i satın alabilmek için Amerika’ya gitmeniz gerekiyor. Tabii ki oraya vardığınızda da önce stokları henüz tükenmemiş bir Apple Store bulmanız gerekiyor. Çünkü bu günlerde Amerika’da değil iPad, iPad aksesuarı bile bulmak oldukça güç. Nakit olarak satış yapılmıyor ve bir kredi kartıyla en fazla iki adet iPad alabiliyorsunuz. Daha fazlasına izin yok. iPad’e bir şekilde ulaştıktan sonra Apple’ın dipsiz kuyu uygulama dükkanı App Store’a girebilmek için Amerika’dan bir kredi kartına ihtiyacınız var. Türkiye’den aldığınız Amerikan Express Card’lar bile ne yazık ki geçmiyor. Bu noktada düşünebileceğiniz bir diğer ihtimal ise iTunes Gift Card’lar. Amerika’da bir tanıdığınızın size bunlardan göndermesini isteyebilirsiniz. Yine bunları yalnızca Amerika’da kayıtlı olan kredi kartlarıyla alabiliyorsunuz. En iyisi Türkiye’ye gelene kadar beklemek fakat biz bu satırları yazarken henüz Avrupa’ya bile satışa sunulmamış olan cihazın ne zaman Türkiye’ye geleceği bilinmiyor. Şimdi sıra geldi bundan iki ay önce Türkiye’de ilk kez duyurduğumuz ve teknik özelliklerini detaylıca aktardığımız iPad’in gerçekte nasıl bir cihaz olduğuna. İşlerimizi aksatma pahasına elimizden bırakamadığımız iPad’i ve çılgın iPad maceralarımızı gelin sizlerle paylaşalım.

ELDE TUTUŞ
Tutuş aynı reklamlarda gördüğünüz gibi. En ideal tutuş ve kullanış, rahat bir koltuğa hafifçe uzanıp dizlerinizi büküp üzerine iPad’i yerleştirdiğiniz an. Bu anda iPad’in hakkını vererek saatlerce (10 saatlik pil ömrünü tüketene kadar) iPad keyfi yapabilirsiniz. Bu açıdan bakarsanız iPad tam bir aylaklık cihazı. Bu pozisyondayken kucağınızda asla bir laptopla rahat edemezsiniz. Denedik ve gördük ki iPad bu pozisyon için yaratılmış adeta. İlk elinize aldığınızda tok bir tutuşu var. Kısa sürede yormayacak kadar hafif ve tam ihtiyacınız olan boyutlarda. Ne daha büyük, ne daha küçük. İlk tanıtımı yapıldığında çerçeve kalınlığına takılmıştınız ya… Bunu da unutun. Çünkü iPad elinize geçtiği anda bunu görmüyorsunuz. Aslını söylemek gerekirse cihazı elinize aldığınız anda iPad ile ilgili tüm fikirleriniz değişecek.

UÇUŞA GEÇİYORUZ
iPad’i tuttunuz, evirip çevirdiniz ve o tanıdıklık hissini tattınız. Az da olsa iPhone ya da iPod touch kullandıysanız, elinizdeki zaten tanıdığınız bir cihaz demektir. Şimdiye dek böyle bir cihaz kullanmadıysanız bile ğer iki yaşından büyükseniz, cihazı çözmeniz 10 dakika sürmez. Tecrübeyle sabittir. Home tuşuna bastınız ve tanıdık ekran geldi karşınıza. Küçük bir farkla. Ekranda minik bir buton var. Üzerinde de bir ayçiçeği ikonu. Tahmin edebileceğiniz gibi bu ikona basınca iPad’iniz anında bir fotoğraf çerçevesine dönüşüyor. İki yaşında olmak yeterli demiştik. iPad’i ilk kullanmaya başladığımız anda en çok dikkatimizi çeken şey hızı oldu. iPhone’dan alışık olduğumuz hızı beklerken bir anda elimizdeki cihazın ‘uçtuğunu’ fark ettik. iPhone’daki uygulamalarımızı iPad’e yükleyince yaptığımız testlerde de gördük ki iPad, iPhone 3GS’i hem yüklenme zamanı, hem uygulama içi kullanış, hem de internet deneyimi anlamında fena halde geride bırakıyor. Bu hıza alıştık bir kere.

BÜYÜLEYİCİ EKRAN
iPad’in en güçlü yönü ekranı. Geniş yüzeyi sebebiye doğal olarak oldukça fazla parmak izi tutan ancak oleophobic kaplaması sayesinde anında silinebilen iPad’in 9.7 inç LED arka aydınlatmalı IPS ve çoklu dokunma teknolojisine sahip, 132 ppi (inç başına düşen piksel sayısı) değerinde 1024×768 piksek çözünürlük sunan kapasitif parlak geniş ekanı kullanıcıyı anında büyülüyor. En başarılı dokunma teknolojisine sahip olan iPhone’dan dokunma teknolojisi alanında bir farkı yok fakat sanırız boyutlar büyüdükçe hipnotize etkisi artmış. Biz büyülendik.

SABAHA kADAR ŞARJ ŞARJ ŞARJ
Pili bir sünger misali emen bu ekran sayesinde kitap da okusanız, en canavar oyunu da oynasanız pil ömrünüz 10 saat. Yani pili harcayan tek kayda değer birim ekran. Bu sebeple iPad’i kullanırken USB kablosuyla bilgisayardan şarj etmek mümkün olmuyor. Ekranı kapattığınızda ise bilgisayardan şarj olması oldukça uzun sürüyor. iPad’i şarj etmek için en etkili yöntem, kendi şarj cihazını kullanmak. Volt olarak iPhone ve iPod’larla aynı olan bu şarj cihazının amper değeri diğer cihazlardan farklı. Bu yüzden biz iPad ile diğer cihazlarımızın şarj aletlerini ayırdık.

16 32 64
İşte en kafa kurcalayan bölüm. Hayır. LOST’un mistik rakamları değil. Alacağınız iPad’in kaç GB olacağı sorusu. Türkiye’de Hulu, ABC gibi online video servisleri olmadığı için videoları stream ettirme şansınız yok. Bu yüzden eğer film izlemek istiyorsanız mecburen videoları iPad’e indirmek zorunda kalacaksınız. Bu durumda 16 GB’lık iPad’i pek tavsiye etmiyoruz. Çünkü iPad’in uygulamaları iPhone’un uygulamalarının yaklaşık 3-4 katı büyüklüğünde. 200-300 MB’lık uygulamalar indirdik ve uyuglamalar yüksek çözünürlüklü oldukları için küçük boyutlarda uygulama yok diyebiliriz. 32 GB normal bir kullanıcı için ideal olacaktır. Eğer uzun seyahatlere çıkıyor ve yanınıza birkaç film almak, bilgisayarınızdan PDF’ler, dokümanlar, müzik ve fotoğraflar almak istiyorsanız size 64 GB versiyonunu tavsiye ederiz. iPhone’un ve iPod touch’ın aksine bu cihazın kapasitesini doldurma ihtimaliniz oldukça yüksek.

KULLANIŞLI SANAL KLAVYE
iPad’in pek çok netbook kullanıcısının kalbini çalan klavyesini sizler için bol bol anında mesajlaşma servizleri üzerinde, Pages uygulamasında ve e-posta göndermek için kullandık ve test ettik. Apple’ın kablosuz klavyesine oldukça yakın olan tuş ebatları ve tuş aralıkları çok hızlı yazmanızı sağlıyor. Hatta klavyenin tuş seslerini de kapattığınızda hiç ses çıkarmadan çok keyifli bir şekilde yazılarınızı yazabiliyorsunuz. Yatayda çok kullanışlı olan kayveyi dikeyde de kullanmak mümkün. iPhone’la kıyas kabul etmeyecek kadar hızlı yazmanızı sağlayan klavyede yazma deneyimimiz yine de kablosuz klavyeyle karşılaştırıldığında daha yavaş kalıyor. Üç-dört sayfalık yazılar, günlük e-posta gönderimleri, kısa raporlar, anında mesajlaşma servisleri ve sosyal ağlar için oldukça kullanışlı olan sanal klavye gerçek bir klavye bağlamanıza fırsat vermeyecek kadar başarılı.

UYGULAMA CENNETİ
Eğer bir iPhone’unuz varsa ‘teknik olarak’ iPhone’unuza yüklemiş olduğunuz tüm uygulamaları iPad’inize ücretsiz olarak yükleyebiliyorsunuz. iPad bunları iPhone boyutunda görüntüleyebiliyor. Yani etrafında dev bir siyah boşluk bırakarak. iPad burada size bir seçenek daha sunuyor. 2x özelliği. Özel bir algoritma ile uygulama arayüzünü büyüterek iPad ekranına uygun boyutlara getiren bu özelliği inanıyoruz ki birkaç kez denedikten sonra bir daha elinizi bile sürmeyeceksiniz. Görüntüleri rahatsız edici boyutta bozuyor. Bunu özellikle yazılarda fark ediyorsunuz. En iyisi uygulamanın varsa iPad versiyonunu yüklemek. Şu an için iPad için özel olarak geliştirilen uygulamalar biraz sorunlu ve bu sorunlar büyük bir hızla düzeltiliyorlar. Bu sorunların en büyük sebebi, Uygulama geliştiricilerin yazdıkları uygulamayı gerçek cihaz üzerinde değil de Apple’ın sağlamış olduğu ve bilgisayar üzerinde çalıştırdıkları simülatörlerde test etmeleri oldu. Bu sebeple iPad piyasaya çıktığı anda ilk satışa sunulan uygulamalarda çökmele r yaşanması, programda hatalar olması oldukça doğal bir süreç olarak kabul edilmeli. Tekrar söylemeliyiz ki bu sorunlar neredeyse ışık hızıyla düzeltiliyor. App Store’a her girdiğimizde altı, yedi update ile karşılaşıyoruz. iPad uygulamalarında en büyük trend iPhone uygulamalarının HD versiyonları. Daha büyük ekran ve daha yüksek çözünürlükten en az yararlanan ‘akıllı geçinen’ uygulama geliştiriciler üç dolarlık uygulamayı yüksek çözünürlükle üzerinde hiçbir değişiklik yapmadan on dolara satıyorlar. Bu sebeple App Store’daki yorumları iyice okumak gerekiyor. Bazı uygulamalar ise iPad için güncelleme yayınlıyorlar. Eğer uygulamanın iPhone versiyonuna sahipseniz, hiçbir para ödemeden iPad versiyonuna da sahip oluyorsunuz. Sevdiğimiz uygulama geliştiriciler işte bunlar. Bir de iPad için geliştirilen yepyeni uygulamalar var. Bunların bir kısmı oldukça başarılı. Genel olarak yüksek fiyatlı ve yüksek MB’lı olan iPad uygulamalarını satın almadan önce mutlaka ücretsiz uygulamalara bakmanızı öneririz. Aynı iPhone’da olduğu gibi, hatta iPhone’a oranla belki daha fazla, uygulamaların demo versiyonları bulunuyor. Genenllikle ‘Lite’ ibaresiyle belirtilen  bu uygulamaları denedikten sonra dilerseniz ücretli versiyonunu satın alabilirsiniz. İşinizi görebilecek ücretsiz uygulamalar da bulunuyor. Ücretli uygulamalar satın almaya mahkum değilsiniz. Uygulamaları önümüzdekli aylarda detaylıca inceleyeceğiz ve deneyimlerimizi aktaracağız. İncelememizi istediğiniz özel bir uygulama ya da kendi geliştirdiğiniz uygulamalarınız varsa info@log.com.tr adresine e-posta gönderebilirsiniz.

KİTAP KURDUNUN DÜNYASI
iBooks iPad’in kalbi demeyi isterdik fakat iPad’in o kadar özelliğinin arasında yaramaz çocuklar gibi aklımızı çelen oyunlar ve uygulamalar varken kitap okumaya pek vakit bulamadık doğrusu. Ama bu “iPad kitap okumak için kötü bir araç,” demek anlamına kesinlikle gelmiyor. iPad üzerinden kitaplar arasında gezinmek, seçim yapmak ve okumak oldukça keyifli ve rahat. Arkadan aydınlatmalı ekran sizi kesinlikle endişelendirmesin. Kitap okumaya bir kez başladığınız zaman iPad gerçekten bir kitap haline geliyor ve elinizde bir ekran tuttuğunuzu unutuyorsunuz. iBooks Store iPad’i aldığınızda kurulu olarak gelmiyor. Bu ücretsiz uygulamayı iPad’inizi alınca kendiniz kuruyorsunuz. iBooks’un içerisindeki iBooks Store’da saatlerinizi harcıyorsunuz. Eğer kitaplara ufacık bir ilginiz varsa, kitap okumaya harcayacağınız zamanın çoğunu kitaplara bakmak, kategoriler arasında gezinmek, en çok satanlar hakkında yapılan yorumları okumak, yazarın diğer kitaplarına, hatta audiobook, yani sesli kitaplarına bakmakla geçiriyorsunuz ve bir fark ediyorsunuz ki gecenin saat 3’ü olmuş. Bütün bu güzel özellikler diğer e-kitap okuyucularda olmadığı için onlarda doya doya kitap okuyabilirsiniz. iPad yaramaz bir çocuk gibi eğlenceli özellikleri ile sürekli ilginizi dağıtacaktır. iPad’de dergilerin kendi uygulamaları bulunuyor. Umarız bizler de LOG Dergisi olarak önümüzdeki günlerde sizlerle müjdeli haberlerimizi paylaşacağız. Her derginin kendi uygulaması olduğu için iPad’inizin bir sayfasını yalnızca dergilere ayırmanızı tavsiye ederiz. Yakında son kullanıcı ile buluşacak olan OS 4.0’dan sonra uygulamalar ekranınızda yer kaplamak yerine sakince ait oldukları klasörde toplanabilecekleri için an a ekranınız uygulama çöplüğü olmaktan kurtulacak merak etmeyin. Dergiler iBooks Store’un içerisinde bir bölüm olsaydı daha kullanışlı olacağı görüşündeyiz. Özellikle dergilerde uygulamalar çöküyor. iPad için henüz tam olarak optimize edilememiş dergi uygulamaları çileden çıkarmasa da can sıkıcı olabiliyor.

PRATİK AkSESUARLAR
iPad’in pek çok aksesuarı yok satıyor, bu nedenle elimizle dokunup inceleyebildiğimiz kısmıyla yaşadığımız deneyimleri size aktaralım. Öncelikle iPad’in aslında pek bir aksesuara ‘ihtiyacı’ olmadığını gördük. Eğer iMac’lerden çıkan siyah kare ekran temizleme mendiliniz varsa onu yanınızdan ayırmayın, kimselere kaptırmayın. Eğer yoksa en yakın gözlükçüye gidip bir gözlük temizleme mendili alın çünkü en çok ihtiyaç duyacağınız aksesuarınız bu olacak. iPad’i iPhone kullanırken yaptığımız gibi pantolona sürtme yöntemiyle ekranını temizlemek için oldukça büyük. Bu nedenle ekrana nazik davranacak bir mendile ihtiyacınız olacak. Eğer Apple kablosuz klavyeniz varsa harika. Çünkü uzun soluklu yazılarda ihtiyacınız olabilir. Eğer yoksa ve almayı da düşünmüyorsanız, ki bizce eğer iMac ya da Mac Pro kullanıyorsanız kablolu klavyeden çok daha başarılı, o zaman klavye bağlayabileceğiniz iPad Dock’unu tavsiye ederiz. Kablosuz klavyeyi bağladığınızda Türkçe karakterleri tanımadığını üzülerek belirtelim. iPad Türkiye’de satılmaya başladığında bu desteğin geleceğini düşünüyoruz. Orijinal iPad kılıfını da denedik. Üzerinde çok fazla toz tutuyor ve malzemesi de kalitesiz bir his uyandırıyor. Daha başarılı olabilirmiş. Arkaya doğru katlayıp stant haline getirdiğinizde oldukça kullanışlı fakat malzemesini çok şık bulmadık doğrusu. iPad’in boyutları sebebiyle henüz uygun bir kılıf bulamadık. 10 inç’lik netbook’lar için üretilmiş kılıfları deneyebilirsiniz ya da iPad çılgınlığının Çin’deki üreticileri harekete geçirmesini bekleyebilirsiniz. Daha önce iPhone ve iPod için üretildiğinde komik bulduğumuz çorap şeklindeki kılıflar iPad boyutlarına geldiğinde gözümüze uzaktan hoş gözüktüler. Yakından görene kadar beklemedeyiz. iPad için üretilen SD kart okuyucu ve mini USB’li kamera bağlantı kit’ini henüz denemeye fırsatımız olmadı. Çok önemli bir açığı gidereceğini düşünmesek de bir grup kullanıcının ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik pratik bir aparat olduğu düşüncesindeyiz.

KUTUDA NELER VAR?
iPad, USB bağlantı kablosu, 10W’lık güç adaptörü, kullanım klavuzu

SANAL KLAVYE
Yatay ve dikey olarak kullanabileceğiniz tam Q klavyesi oldukça rahat kullanılıyor

APP STORE
App Store’da iPad için özel olarak geliştirilmiş uygulamalar bulunuyor

IBOOKS
iPad için kitaplarınızı iBooks Store’dan alıyorsunuz

AKSESUARLAR
iPad’in aksesuarları kullanıcı deneyimini zenginleştiriyor

DÖNÜŞ KİLİDİ
iPad’de ekran pozisyonunu kilitleyebilmenizi sağlayan tuş bulunuyor

PUANLAMA
-5YILDIZ-

ARTILAR
Yanınızdan ayırmak istemeyeceğiniz eksiksiz bir cihaz.

EKSİLER
Wi-Fi üzerinden internet bağlantısı zaman zaman dalgalanma yapabiliyor.

SONUÇ
iPad hayal ettiğimizden çok daha başarılı ve eksiksiz bir cihaz. Yeni bir segment yaratmasıyla öne çıkan iPad’i siz de elinizden bırakamayacaksınız.

TEKNİK ÖZELLİKLER

İşlemci
• 1 GHz Apple’ın özel üretim A4 çip

Ekran
• 9.7 inç LED arka aydınlatmalı IPS ve çoklu dokunma teknolojisine sahip kapasitif parlak geniş ekran
• 132 ppi 1024×768 piksek çözünürlük
• Oleophobic koruma katmanı

Kapasite
• 16 GB, 32 GB ve 64 GB flash bellek

Dil desteği
• desteklenen diller ve klavyeler arasında henüz Türkçe bulunmuyor.

Bağlantılar
• Wi-Fi (802.11 a/b/g/n)
• Bluetooth 2.1 + EdR teknolojisi

Pil ömrü
• Wi-Fi üzerinden 10 saate kadar internette gezinme, video izleme ya da müzik dinleme

Boyutlar
• 242.8 × 189.7 × 13.4 mm

Ağırlık
• 680 gram Wi-Fi modeli
• 730 gram Wi-Fi + 3G modeli

Paylaş