Merdiven tipi şasiye sahip olan G-Serisi bugüne kadar Mercedes-Benz’in en konforsuz yol otomobiliydi ve hala da öyle! Evet, G-Serisi yeni neslinde de Mercedes-Benz SUV gamının en konforsuz otomobili, ancak önceki neslinden çok daha konforlu olduğu da daha ilk kilometrelerde dahi hissediliyor. Bağımsız arka süspansiyon sayesinde gövde salınımı azalan ve daha dengeli bi karaktere kavuşan araç, ayrıca bozuk zeminlerde de artık daha az sarsılıyor. Yüksek hızlarda duyulan rüzgar sesi de konforu törpülemekte. Ancak eğer G-Serisi’ni seviyorsanız bu zayıflıklar sizi rahatsız etmeyecektir. Çünkü bu karakter de otomobilin ikonik özellikleri arasında yer alıyor. Yine de Mercedes-Benz mühendisleri yeni G’yi daha konforlu hale getirmek için çokça mesai harcamış gibi görünüyor.
Yeni G-Serisi’nin öndeki görüş açıları çok iyi. Otomobilin köşelerinin nerede bittiğini tam olarak kestirebiliyorsunuz. Ancak arka bölümdeki görüş, hem küçük arka cam hem de bagaj kapağındaki yedek lastik sebebiyle oldukça kısıtlı. Neyse ki; geri manevralar için arkada bir kamera sunuluyor. Üstelik bu kamera için, çamurlu zeminlerde kirlenmemesi açısından, menüden aktive edilen bir kamera koruma seçeceği de düşünülmüş. Ayrıca 360 derece kamera sisteminin de hem şehir sokaklarındaki manevraları hem de arazi kullanımı desteklediğini söylemeliyiz. Manevraları zorlaştıran tek şey 13,6 metrelik dönüş çapı oluyor ki bu da dar bir sokakta manevra yapacağınızda fazladan iki ya da üç direksiyon hareketi daha yapacağınız anlamına geliyor.
G-Serisi asfalt üzerinde hala salınımlı bir karaktere sahip. Buna karşılık sert fren anında selefine göre öne doğru daha az yığılıyor ve ani ağırlık transferlerinde daha stabil kalabiliyor. Yine de yeni G, markanın GLE veya GLS gibi modellerinin dinamik becerilerine sahip değil. Opsiyonel olarak sunulan sertlik ayarlı adaptif süspansiyonlar ile asfalt üzerinde daha becerikli olacağına şüphe yok.
Yeni G-Serisi şu an için ülkemizde, her ikisi de benzinli V8 motora sahip olan G 500 ve G 63 AMG versiyonlarıyla sunuluyor. 422 bg güç ve 610 Nm maksimum tork verileri sunan G 500’deki çift turbolu 4.0 litrelik V8 motor, 9 ileri tork konvertörlü 9G-TRONIC şanzıman eşliğinde, yaklaşık 2,4 ton ağırlığındaki devi 0’dan 100 km/s hıza sadece 5.9 saniyede ulaştırmayı başarıyor. Üstelik Dynamic Select kumandasından ECO, Normal ve Spor modlarından sonuncusunu tercih ettiğinizde gürül gürül bir V8 sesi ve egzoz patırtıları duyuyorsunuz. Bu modda gaz tepkisi de fazla keskin bir hale geliyor. Aslında normal modda dahi gaz pedalına biraz hassas davranmanız gerekiyor, çünkü yanlış bir gaz girdisiyle birlikte bu 2,4 tonluk otomobil, burnunu kaldırarak ani bir şekilde öne atlayabiliyor. Bu noktada, motor gamına dizel seçenek olarak kısa süre içerisinde eklenecek olan G 350 d’nin daha uysal ve tabii ki çok daha ekonomik olacağını düşünüyoruz.
Her ne kadar selefinden 170 kg daha hafif olsa ve kaputunun altında yeni nesil bir V8 barındırsa da, G 500’ün önceliği tutumluluk değil. Zaten otomobilin ikonik tasarımı da aerodinamik açıdan tutumluluğa müsait değil. Fabrika verisi tüketim değerlerine baktığımızda ortalama tüketimin 12.1 lt/100 km olarak verildiği görülüyor. Biz ise günlük kullanımda 14 lt/100 km’lik bir tüketimle karşılaştık. Bu rakam her ne kadar yüksek gibi görünse de, aerodinamik açıdan kusurlu 2,4 tonluk gövde ve sekiz silindirli benzinli motor göz önüne alındığında yine de çok yüksek sayılmaz.