Ashen incelemesi
Kimileri “Dark Souls benzeri” oyunlar görmekten oldukça sıkılmış olabilir. Özellikle son dönemde bu tarz oyunların sayısında ciddi bir artış gerçekleşti. Ancak bizler gibi bu türün aşığı insanlar için oyun dünyası hiç olmadığı kadar güzel belki de. Ashen, sen de hoş geldin.
2018 yılı bağımsız oyunlar için ne kadar bereketli geçti gerçekten de. Bu türü hayatımıza sokan ve sonrasında sektörde sağlam bir yer edinmelerini sağlayan Braid, Limbo ve Bastion gibi oyunların ardından belki de ilk kez bu kadar güçlü bir indie kataloğu ile karşılaşıyoruz. Şu listeye bir bakar mısınız; Celeste, Dead Cells, Return of the Obra Dinn, Into the Breach, Minit, The Messenger, Florence ve çok daha fazlası… Hayır, bu liste yeterince mükemmel değilmiş gibi, senenin sonunda 3 büyük oyun daha geldi. Uzun zamandır beklediğimiz Below ve son yıllarda oynadığımız belki de en duygu yüklü oyun olan Gris’e ne yazık ki kısıtlı alan sebebiyle bu sayfalarda yer veremiyoruz (Belki önümüzdeki ay bu şansı yakalarız). Ancak ne yapıp edip Ashen’dan sizlere bahsetmeliydik. Çünkü bir “Soulslike” sevdalısı olarak, bundan daha iyi bir indie sezon finali hayal edemezdik sanıyoruz ki.