BİR ÇAĞIN KAPANIŞI
Oyunun çarmıha gerilmesini gerektirecek kusurlarından ileride bahsedeceğiz ancak önce hayranlık uyandıran noktalarına değinelim. Bu sayfaları düzenli olarak takip ediyorsanız sık sık Assassin’s Creed II’deki karakter gelişiminin mükemmelliğinden dem vurduğumuza denk gelmiş olmalısınız. Ezio karakterinin bu denli sevilmesinin en önemli sebebi, kişiliğinin oyuncuya kusursuzca yansıtılmış olmasıydı. Unity’nin ana karakteri olan Arno, Ezio’dan bu yana çizilmiş en doğru AC karakteri. Çocukluk döneminde başlayan hikaye, etrafta koşturan ve babasının sözünü dinlemeyen haylaz bir velet koyuyor önümüze. Assassin kıyafetini üzerine geçirene kadar Arno’nun aile trajedilerine, aşkına ve söz dinlemeyen asi ruhuna tanıklık ediyoruz. Dikkat ettiyseniz, isim vermemiş olsak Ezio’dan bahsettiğimizi düşünebilirdiniz.
Ubisoft, Arno’yu yaratırken Ezio’dan oldukça feyzalmış ancak kopyalama hatasına asla düşmemiş. Karizma, hırs, yetenek gibi her unsurda Ezio’nun bir tık altında kalan ama tamamen şahsına münhasır bıçkın bir Fransız genci var elimizde. Ancak Unity’nin ana karakterinin Arno olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz, hayır, bu oyunun başrolünde kesinlikle Fransa var. Oyunun yapımcı firması Fransız olunca, gösterilen özenin sebebini de anlayabiliyorsunuz doğal olarak. Karşımızda bugüne dek bir Assassin’s Creed oyununda gördüğümüz en detaylı, en gerçekçi ve en canlı şehir duruyor. Yanlış anlaşılmasın; çiçeklerin böceklerin gezdiği huzur dolu bir dünyadan bahsetmiyoruz. Ancak Fransız Devrimi dönemi Paris’inin bir Floransa estetiğinde olmasını da bekleyemezsiniz zaten.
Halk fakirlikten kırılıyor, zenginlerle aradaki uçurum almış yürümüş ve adımınızı attığınız her sokakta bu durumun izlerini çok net olarak görebiliyorsunuz. İnsanların yaşam standartlarına tanıklık ettiğinizde aralarına katılıp sizin de isyan edesiniz geliyor ancak bu mümkün değil. Çünkü unutmamanız gereken bir intikamınız, her ne kadar ihtiyacı olmasa da korumanız gereken bir sevdiğiniz, yolunda ilerlemeniz gereken bir kardeşliğiniz ama en önemlisi de, çözmeniz gereken bir entrika yumağınız var önünüzde.
Eğer serinin sıkı bir takipçisiyseniz, her yeni oyunla birlikte Tapınakçıların düşündüğümüz kadar kötü, Assassinlerin ise gözü kapalı takip edebileceğimiz kadar temiz olmadıklarının mesajlarının verildiğini biliyor olmalısınız. Unity, bu mesajın en net şekilde ortaya koyulduğu oyun oluyor. Klasik Templar – Assassin mücadelesi olarak başlayan hikaye, zaman içinde iki tarafın da çocukluğu bırakıp tek yumruk olması gerektiğini gösteren olaylara dönüşüyor. Aslında hayal kırıklığı yaşatan ögelerden biri burada kendisini gösteriyor. Dürüst olmak gerekirse Fransız Devrimi’nin ana hikaye içinde daha etkin kullanılmasını beklerdik. Ancak bu devasa olaya temas eden durumlar genellikle yan görevlerde kendisini gösteriyor. Neyse ki bu görevler o kadar güzel ki, şikayet etmeye tenezzül dahi etmiyoruz.
Assassin’s Creed: Unity
► GİRİŞ
► BİR ÇAĞIN KAPANIŞI
► YAN GÖREVLERİ BOŞLAMAYIN
► SEN… SEN EĞİLEBİLİYORSUN!
► KENDİ DÜŞEN AĞLAMAZ
► DETAYLAR
► PUANLAMA