O bir kuş… Hayır bir uçak… Hayır, hayır. O Captain Marvel. Açılın, karşınızda Marvel Sinematik Evreni’nin en güçlü süper kahramanı duruyor.
8 Mart’ta vizyona girmeye hazırlanan Captain Marvel, omuzlarında çok büyük yükler taşıyor. Onlardan biri şüphesiz Avengers Endgame filmi için “kurtarıcı” gibi gösterilmesi. “Bunca olay olurken bu zamana kadar neredeydi bu Captain Marvel” diyenlerin cevabı Nick Fury’i canlandıran Samuel L. Jackson tarafından paylaştığı açıklamada saklı aslında. Captain Marvel öyle bir telefon açıp küçük işler için çağırabileceğiniz biri değil çünkü. Yazımızın açılışından da anlayacağınız üzere Captain Marvel, teknik olarak Marvel Sinematik Evreni’nin Superman’i konumunda. Ancak Captain Marvel’ın omuzlarındaki tek yük bu değil. Gelin biraz filmden bahsedelim ve neyi ne kadar başarılı iletmiş irdeleyelim.
Captain Marvel filmiyle ilgili beklentilerinizi bilemiyoruz, ancak filme gitmeden önce şunu bilmeniz gerekiyor. Bu bir orijin filmi. Yani kahramanımızın olduğu haline nasıl dönüştüğünü anlatan bir film. Bu da bizi geçmişe, 90’lara götürüyor. Nick Fury’nin S.H.I.E.L.D.’daki ilk zamanlarına, Ajan Coulson’un daha çaylak olduğu yıllara. Peki bu ne demek? Bu, ortada öyle süper kahraman falan yok demek. Hatta Fury’nin hayatı boyunca gördüğü ilk kahraman da Captain Marvel demek. Bu da filmi sadece bir orijin filmi olmaktan çıkarıyor bir başlangıç filmi yapıyor. Ancak konusu gereği de filmi sinematik evrenin diğer filmlerinden bağımsız yargılamak pek de mümkün olmuyor.
Captain Marvel’ın omuzlarında taşıdığı bir diğer yük ise, Marvel Sinematik Evreni’nin kendi filmine sahip ilk kadın karakteri olması. Ne kadar süper kahraman olursa olsun Captain Marvel’ın geçmişinde ve günümüzde hemen her kadının günlük hayatında gün aşırı yaşadığı problemlerle karşılaşması onu daha insani gösterirken; aynı zamanda da izleyiciye de güçlü bir mesaj veriyor. Vazgeçmemek, eksik hissetmemek, kendini kanıtlamak zorunda hissetmeden adım atabilmek konusunda sadece genç yaştaki izleyiciye değil her yaştan kadına ilham olabilecek seviyede bir karakter olduğunu gösteriyor. “Bir süper kahraman filmi işte” diye düşünmeden olayların bu tarafına da yoğunlaşmak gerekiyor. Çünkü Captain Marvel tüm bunları, daha bir kahramana dahi dönüşmeden yaşadığını gösteriyor. Geçmişinde de hangi yaşta olursa olsun hayatını “Sen yapamazsın”larla değil “Neden yapamayayım”larla şekillendiriyor. Bir kadının ayakkabıları içine girdiğinizde bu mesajın önemi daha çok anlaşılıyor. Bu mesajın şüphesiz bazı izleyenleri rahatsız edeceği açık. Ancak film bunu olağan akışında sunuyor. Bir kadının hayatında karşılaştığı sorunları abartmadan sergiliyor. Ne yazık ki bunlar bazılarının düşündüğünden çok daha sık oluyor.
Hikayeyi genel olarak ele aldığımızda karşımızda ortalama bir orijin hikayesi duruyor. Bir Marvel filminden ne bekliyorsanız onu sunuyor. Aksiyonsa aksiyon, ciddiyetse ciddiyet, komediyse komedi. Zaman zaman şakaların bazıları konusunda “Olmasa da olurmuş” desek de Captain Marvel, işleri çok abartmadan götürüyor diyebiliriz. Skrull ve Kree çatışmasının ortasında kaldığımız film Carol Danvers’ın geçmişini hatırlamaya çalışması ve galaksiler arası savaşın ortasında kalmasıyla devam ediyor. Fury ise Danvers’ın “sağ kolu” oluyor. Yer yer “Yıldız Savaşları” hissini dahi yakalayacağınız filmde Captain Marvel’ın en çok beğendiğimiz Mohawk hali ise mest ediyor. Tabii kahramanımızın Avengers üyelerini utandıracak kadar güçlü olması gelecek yapımlar için biraz can sıkıcı olabilir. Zira bir noktadan sonra “Peki Captain Marvel’ın kriptoniti nedir?” diye sorgularken buluyoruz kendimizi.
Hikaye tüm bu misyonlarının yanı sıra bir de tabii Marvel Sinematik Evreni’nde kalan boşluklara cevap buluyor. Avengers nasıl ortaya çıktı? Nick Fury gözünü nasıl kaybetti? gibi sorular bu filmde yanıtlanıyor. Ancak bundan da önemlisi Sonsuzluk Taşları ile bağlantılı geçmişe yönelik bir bilgi öğreniyoruz. Avengers Endgame’de bizi neler bekliyor bilemiyoruz ancak spoiler olmaması için veremediğimiz bu detay ileride kullanılabilecek bir öneme sahip diyebiliriz.
Bir de küçük anmalar var tabii. Film Stan Lee’yi anan bir açılışla başlıyor. Yine Stan Lee’nin küçük bir rolü de filmde yer alıyor. Filmin sonunda ise bizi 2 tane ek sahne bekliyor. Marvel, her zaman olduğu gibi bu çift sahnelerden birini “komedi” unsuruyla ekrana sunuyor. Bu çok da önemli olmayan esprili sahne tüm jenerik aktıktan sonra yayına giriyor. Ancak herkesin beklediği asıl ek sahne elbette Avengers Endgame sahnesi. Bu ek sahne film biter bitmez yayınlanıyor. Ve Avengers Endgame için duyulan heyecanı kesinlikle ikiye katlıyor. Brie Larson’ın başrolü üstlendiği filmde oyuncuya Samuel L. Jackson eşlik ediyor. Filmin uzunluğunun da 2 saat 10 dakika olduğunu ekleyelim.
Genel olarak baktığımızda Captain Marvel sadece kendisiyle ilgili değil Marvel Sinematik Evreni’yle ilgili merak edilen soruları yanıtlayan, bir orijin filminin ötesinde Avengers Endgame öncesi evrenle ilgili eksik kalanları tamamlayan bir yapım olmuş. Keyifle izleyeceğiniz yapımın taşıdığı ve aktarmak istediği ikinci mesaj ise kesinlikle çok yerinde ve olması gerektiği şekilde.
Filmin fragmanı