reklamı kapat

POPÜLER

Batman: Arkham Knight incelemesi

 - Güncelleme: 03 Temmuz 2015 22:13

batman-arkham-knight-ek-01

GOTHAM SEN Mİ BÜYÜKSÜN BEN Mİ?

Arkham Knight serinin açık ara en büyük oyunu. İyi yaptığı her şey çok daha iyi, sahip olduğu her şey çok daha şatafatlı… Bir kere oyunun haritası serinin standartlarının çok üzerine çıkarılmış. İlk iki oyunda (Arkham Origins’i seriye dahil etmiyoruz) Arkham sınırları içindeyken, bu kez tüm Gotham’ın pelerinimizin altına serildiğini görüyoruz. Arkham City’nin getirdiği açık dünya havasını bu oyunda akciğerlerimiz patlayacakmışçasına hissediyoruz. Çok büyük bir haritanın kullanılmış olması beraberinde pek çok avantaj ve dezavantaj getiriyor. Bir kere artık kanatlarımızı açarak süzülebileceğimiz, özgürce dolaşabileceğimiz daha çok alan var. Batman’in hareket kabiliyetini artıran yeteneklerin geliştirilmiş halleri de bu yolculukları çok daha keyifli kılıyor.

Büyük alan çok daha fazla görev, yan görev ve peşinde koşturulabilecek ödül anlamına da geliyor. Tüm bunlar harika ama madalyonun bir de öteki yüzü var.

batman-arkham-knight-ek-03
BORAZANLARI ÇALIN, BATMAN GELİYOR!
Rocksteady haritanın büyümesiyle birlikte etraf boş gözükmesin diye her yere milyon tane düşman serpiştirmiş. Bu kadar çok düşmanı teker teker avlamanın işkenceye dönüşeceğini bildiği için de Batman’in yeteneklerini iyice güçlendirmiş. Tek seferde sizi fark etmeyen 5 düşmanı alaşağı etmek gibi fantastik hareketleriniz var mesela. “E tamam ne güzel işte?” dediğinizi duyar gibiyiz. İyi diyorsunuz güzel diyorsunuz da, Batman zaten önceki oyunlarda da düşmanlarına karşı “fazla” güçlüydü. Gücünün bu kadar artırılmış olması ortada ciddi bir dengesizlik oluşmasına ve en kalabalık grupların arasına dalarken dahi oluşabilecek endişe bulutlarının minik pembe toz zerreciklerine dönüşmesine neden olmuş.

Tamam söz konusu adam Batman, ama sen oyuncunun elinden tedirginliği aldığın anda oyunun tüm heyecanını da öldürmüş oluyorsun.

Tüm bunların arasında, serinin en büyük yeniliği ve çalkantının asıl sebebi olan Batmobile var. Kara Şövalye’nin imza niteliği taşıyan bu zırhlı aracı, Arkham serisinde ilk kez kullanılabilir olarak oyuna eklendi. Şehrin büyümesi nedeniyle ortaya çıkan ulaşım problemlerini toplu taşıma ağları ile çözmek yerine bireysel araçlanma teşvikiyle gidermeye çalışan Gotham Belediyesi, seçim kazandıran duble yollarıyla Batman’e yeni bir oyun alanı yaratmış. Sürati, işlevselliği ve karizmasıyla havalı gençlerin kafe masalarında anahtarıyla rahatlıkla caka satabileceği enfes bir taşıt Batmobile. Normal halindeyken peşine takılanlara toz yutturan, tank moduna geçtiğinde ise çevresine dehşet saçan durdurulamaz bir yardımcı. Tüm bunlar ne kadar da çekici ve bir o kadar da Batman’e uzak duruyor öyle değil mi?

Gizlenerek ve plan yaparak ilerlediğimiz serinin tüm oyunları sonrası asfalt ağlatarak görevlere koşmak, son teknoloji silahlarla düşmanları havaya uçurmak Arkham serisi ile hiç bağdaşıyor mu? Batmobile’ı kullanması oldukça keyifli kabul ediyoruz ancak sevdiğimiz oyun tarzına hiç yakışmadığını da kabul etmek durumundayız.