Beyond Two Souls incelemesi

İki ruh bir olursa… Heavy Rain’in ardından oyun dünyasını ikinci kez sarsan davıd cage, dramatik anlatım dilini yine konuşturuyor. Bedenine bağlı bir ruhla gezen genç Jodıe’nin hikayesi, herkesi derinden etkileyecek. Beyond, uzun yıllar aklınızdan çıkmayacak kadar iyi bir hikayeye ve bir o kadar derin karakterlere sahip

Ezber bozmaya çalışmak, bilineni uygulamaktan her zaman daha zordur. Konfor alanının dışında hareket etmek, ön yargılara karşı savaşmak ama alınan bu gibi tüm risklerin karşısında insanları şaşırtmak sanıyoruz oyun yapmanın en büyük ödüllerinden biri olsa gerek. David Cage ve ekibi yıllar önce Fahrenheit ve sonrasında Heavy Rain ile bunu hep başardı. Bizi içine çeken ve sürprizlerle dolu sürükleyici öyküleri, çok değişik etkileşim yöntemleriyle anlattılar.

Ekrandaki dijital karakterle, oyuncu arasındaki bariyerleri kırmak için tüm yaratıcılıklarını kullandılar. Özellikle Heavy Rain’de, oynadığımız karakterlerle adeta bir bütün olduk: Acılarını, streslerini, korkularını ve mutluluklarını paylaştık. Bunun en büyük sebebi Cage’in kullandığı kontrol yöntemleri. Tüm o dramatik sahne ve oyunculuk kurgularının yanında David Cage, öylesine akıl dolu kontrol şemaları kullanıyor ki, ekrandaki karakterin duyguları olduğu gibi size de geçiyor. İşte tüm bu nedenlerden ötürü Quantic Dream oyunları bizim için her zaman özel olmuştur. Onlara farklı bir gözle bakmış ve saygı duymuşuzdur. Beyond: Two Souls’u da heyecanla bekliyorduk. Cage’in yine özel bir hikaye yarattığını biliyor ve bunu bize nasıl anlatacağı konusunda merak duyuyorduk. Eh, oyuna kavuşur kavuşmaz müthiş bir tutkuyla oynamaya daldık.

BAĞLI RUHLAR
Beyond, Jodie adlı talihsiz bir genç kızın hikayesini konu alıyor. Çok sevdiğimiz Ellen Page tarafından canlandırılan Jodie, yaşıtlarından oldukça farklı, sıra dışı bir genç kadın. Onun hem şansı hem de şanssızlığı bedenine bağlı bir “varlık” ile birlikte yaşamaya çalışması. Aiden adındaki bu varlığın kim olduğunu, neden Jodie’nin bedenine bağlı yaşadığını bilmiyoruz. Jodie de bilmiyor ancak ikisi ortak bir yaşam geliştirmişler. Bu yaşam onları çok farklı durumlara sürüklemiş. Tahmin edebileceğiniz gibi Jodie’nin herkes gibi bir yaşamı bir türlü olamıyor. Arkadaş edinemiyor, hatta aile yaşantısında bile sıkıntılar yaşıyor. Sonunda, bir araştırma merkezine bırakılıyor ve inceleme altına alınıyor. Aslında bir nevi hapis hayatı bile diyebiliriz buna. Sürekli bilim adamlarının gözetimi altında bir hayata mahkum oluyor Jodie. Yine de orada usta aktör Willem Dafoe’nun canlandırdığı Dr. Nathan Dawkins ile bir baba bağı kuruyor.

Nathan, Jodie’nin her şeyiyle yakından ilgileniyor ve Jodie bir anlamda Nathan’ın ellerinde büyüyor. Bu noktadan sonra gerisini size oyunun kendisi anlatsın ancak hikaye boyunca sizi daha önce deneyimlediğiniz hiçbir video oyununda görmediğiniz sürprizler bekliyor. David Cage yine ve yeniden, iyi bir hikaye anlatabilmek için tüm parçaları, özenli bir işçilikle bir araya toplamayı başarmış. Örneğin, oyunun başrollerini paylaşan Ellen Page ve Willem Dafoe’nun gerçek performanslarını izliyorsunuz. Artık oyuncuların sadece hareketleri değil, tüm mimikleri de dijital ortama son derece isabetli bir şekilde aktarılabiliyor. Bu nedenle ekranda izledikleriniz büyük oranda bir sinema filminden farksız.

Oyunun grafiklerine zaten diyecek yok ancak tüm bunların ötesinde oyuncuların performansları o kadar inandırıcı ki kaptırıp gidiyorsunuz. Bunda profesyonel seslendirmenin de payı son derece büyük. Cage’in oluşturduğu her sahne, özenle işlenmiş. Hatırlayacak olursanız, geliştiricinin önceki oyunlarında bazı sahneler arasında kopukluklar vardı. Bu kopukluklar kimi zaman hikayede boşluklar yaratabiliyordu. Bu kez, sahneler birbirine çok daha ustaca bağlanmış. Hikaye çizgisel olarak anlatılmasa da, bu kez boşluklar çok daha anlamlı bir şekilde kapatılıyor. Hikaye kırık bir kurguyla ilerliyor, yani bir sonraki bölümün hikayenin başından, sonundan ya da ortasından olabiliyor. Hikayenin parçaları yavaş yavaş oturuyor ancak oyunun sonuna geldiğinizde cevaplanmamış bir soru kalmıyor geriye. David Cage ve ekibi hikaye oluşturma noktasında artık çok daha usta işi çalışmalar çıkarabildiklerini kanıtladı. Özellikle sonlara doğru tempo arttıkça bunu çok daha net bir şekilde gözlemleyebiliyorsunuz. Kısacası Beyond’un en güçlü yanı hikayesi ve oyunculukları. Unutamayacağınız bir hikaye dinleyeceğinize emin olabilirsiniz.