Black Mirror 4. sezon 2. bölüm “Arkangel” ön incelemesi
Teknolojiyle yoğurulmuş modern bir distopyadan hikayeler anlatan Black Mirror 4. sezon geldi çattı. Bakalım Arkangel beklentilerimizi karşılayabilmiş mi?
U.S.S. Callister incelemesinde de değindiğim gibi; açıkçası geçtiğimiz sezon Black Mirror’ın kendi adıma bir parça hayal kırıklığı yarattığını söylemeliyim. Çünkü daha önce bahsettiğim “uç” durumları çok az gördük. Sezonun ikinci bölümü hepimizin bildiği hatta yaşadığı bir durumun gelecekte kurgulanmış bir eleştirisiydi mesela. Ancak dördüncü sezon için heyecanımın bir an dahi azalmadığını söyleyebilirim.
Black Mirror macerasına Arkangel bölümüyle devam ediyoruz. Bu yazıda dizinin bölümüne ait çok az detay vereceğim. Zira 29 Aralık’ta yayınlanacak olan bölümden önce keyif kaçırıcı bir detay duymak istemezsiniz. Haliyle tartışılması gereken bazı içerik detayları için ne yazık ki ay sonunda yayınlanacak esaslı incelemeyi beklemek gerekecek. Şimdi size bu bölümün önce neden çok başarılı bir bölüm olduğunu sonra da beni neden bir Black Mirror bölümü olarak hayal kırıklığına uğrattığını anlatacağım.
Anne-çocuk ilişkisi
Arkangel’ın hikayesini hiçbir spoiler vermeden özetlemek gerekirse bir anne ve çocuk hikayesi diyebiliriz. Fragmandan da görebileceğiniz üzere neredeyse bebek diyebileceğimiz yaşlarda bir kız çocuğu ve annesi ile başlayan bölüm, annesinin bir anlık dikkatsizliği sonucu, çocuğun kaybolmasıyla geriliyor. Tüm mahalleyi ayağa kaldıran anne çocuğunu kısa sürede buluyor ancak bu travmatik kaybolma anneye “daha iyi bir ebeveyn” olma yolunda bir adım attırıyor. Bu noktada devreye diziye ismini veren Arkangel giriyor. Fragmanda kafasına bir şeylerin enjekte edildiğini gördüğünüz çocuğa haddinden fazla gelişmiş bir denetim/gözetim sistemi yükleniyor. Hikaye ise tam olarak bu kontrol endişesiyle başlıyor.
Diziye ismini veren Arkangel, İngilizce Başmelek (arcangel) kelimesinden devşirilmiş. Bu da size bir ipucu veriyor olmalı elbette. Diziyi izlerken oldukça ilginç bir hisse kapıldığımı söyleyebilirim. Zira ekranda gördüğüm kadın benim annemdi aslında. Bu yüzden ana karakterle empati kurmakta zorlanmadım. Eve geç kaldığınızda sizi sık sık arayan bir anneniz varsa, küçük bir travmatik deneyim sonucu bu kararı alan karakteri ilk etapta anlamakta siz de zorlanmayacaksınız.
Öte yandan kendimi evin küçük çocuğu yerine koymakta da zorlanmadım. “Böyle bir sistem üstümde kullanılsa nasıl hissederim?” sorusunu bana sordurabilen bir bölümdü. Ancak aynı zamanda çok içimizden her gün karşılaştığımız bir durumun modern bir eleştirisiydi Arkangel. Bunun detaylarına dizi ekranlara geldiğinde yayınlanacak olan asıl incelemede değineceğim. Ne yazık ki keyif kaçırmamak için daha fazla detay veremiyorum. Ancak Arkangel, çok bilindik bir argümanı masaya yatıran, bunu eleştiren ve durumun nelere yol açabileceğini gösteren çok başarılı bir bölüm. Eminim ki pek çok teknolojik distopya hayranı bölüm sonunda etkilenecektir. Teknolojinin hayatımıza kattığı güzelliklerin yanında getirdiği karanlıkları yansıtan Black Mirror için “yine yapmış yapacağını” diyenler de elbette olacaktır. Zira gerçekten iyi bir hikaye anlatıyor Arkangel. Ancak Black Mirror çatısı altında beni ne yazık ki hayal kırıklığına uğrattı.
Sebebi ise aslında çok açık. Yazının başında da belirttiğim gibi Black Mirror, bizi rahatsız eden, uç noktalara götüren, dizi bittiğinde sadece dizinin karakterlerine değil izleyicilere de tüyleri diken diken eden bir deneyim yaşatan bir yapım. Black Mirror ceza olarak aynı çaresizliği bir hükümlüye tekrar tekrar yaşatan, Belediye Başkanı’nı bir domuzla aynı odaya sokan, bambaşka insanları hackleyerek hayatlarıyla oynayanları anlatan bir yapım. Bu hikaye ise son derece lineer, tahmin edilebilir, zaten var olanı anlatan bir hikaye. Var olan bir duruma çok güçlü ve başarılı bir eleştiri. Ancak daha fazlası değil. Çok daha rahatsız edici bir bölüm olabilecekken hem de! Bölümü izlerken aklıma gelen senaryo için “Nolur öyle olmasın” derken gerçekten öyle olmamasıyla şaşırdığım bir bölüm Arkangel. Ki en başta bana “Böyle olmasın!” diye düşündürten de Black Mirror’ın geçmişteki bölümlerinin cüreti aslında. Şaşırmamın sebebi ise açık; bu bölüm çarpıcı değil, uç değil, izleyici için travmatik değil. Öylesine etkileyici bölümlerden sonra Black Mirror’dan daha fazlasını beklemek hayranların hakkı diye düşünüyorum. Arkangel, yaşadığımız bu teknolojik yozlaşmanın gelecek yansıması sadece. Üstelik en kötü tarafı, bölüm bunun farkında. Bu cümleyi not alın, bunu da size detaylı incelemede açıklayacağım.
Yönetmen koltuğuna Jodie Foster’ın oturduğu Arkangel, çok başarılı bir hikaye anlatıyor. Ancak Black Mirror hikayesi mi anlatıyor, işte ondan emin değiliz.
Video
TÜM İNCELEMELER
– Black Mirror 4. sezon 1. bölüm “U.S.S. Callister” ön incelemesi
– Black Mirror 4. sezon 2. bölüm “Arkangel” ön incelemesi
– Black Mirror 4. sezon 3. bölüm “Crocodile” ön incelemesi
– Black Mirror 4. sezon 4. bölüm “Hang the DJ” ön incelemesi
– Black Mirror 4. sezon 5. bölüm “Metalhead” ön incelemesi
– Black Mirror 4. sezon 6. bölüm “Black Museum” ön incelemesi