Black Mirror 4. sezon bölümleri nihayet yayınlandı. Peki bu sezon bizde nasıl bir etki bıraktı? Gelin tartışalım.
Black Mirror 4. sezon bölümlerini izledikten sonra genel incelemeyi yazmak için bir süre bekledim. Zira önce sezonu hazmedip düşüncelerimin tam oturmasının daha iyi bir sonuç çıkaracağına inanıyordum. Her bir bölümü ayrı ayrı yazıp inceledikten sonra bir sıralama yapmak için de biraz zaman tanımak istedim bölümlere. Aradan geçen sürede hala etkileyiciliklerini koruyorlar mı yoksa hikaye geçip gitmiş mi anlamak için zamanın iyi fikir olduğunu düşündüm.
UYARI!
Devam etmeden önce uyaralım; incelemenin bundan sonraki kısmı Black Mirror 4. sezona dair spoiler içermektedir. Okuyacağınız detaylar izleme keyifinizi kaçırabilir.
Black Mirror bu sezon aslında geçtiğimiz sezondan çok da farklı hareket etmiyor. Ancak bu sezon ağırlıklı bir şekilde dizinin bir “rahatlatma” amacına girdiği hissine kapıldım. Bildiğiniz gibi Black Mirror konu olarak kendine teknolojik distopyaları alıyor. Yani izlerken biliyorsunuz ki bir süre sonra bölümde bir şeyler yanlış gitmeye başlayacak ve teknolojinin o karanlık yüzüne dair bir örnek göreceğiz. Sayısız sorgulama da cabası. Bu açıdan dizinin güncel durumlara ince ince yaptığı eleştiriler de yine beğeni kazananlardan. Ancak son iki sezondur dizide bir eksiklik var: rahatsız edici hikayeler. İnternette Black Mirror’ın ilk sezonlarında diziyi bırakan pek çok kullanıcı genelde aynı eleştiriyi yapıyor “Çok karanlık, çok rahatsız edici.” hatta bazı kullanıcılar dizinin neredeyse fazla depresif olduğunu düşünüyor. Ancak Black Mirror’ın sunmak istediği de tam olarak bu “karanlık” gelecek olasılığı. Var olanı anlatsa sıkıcı olmaz mıydı?
İşte son iki sezondur sanki bu sorunun cevabını veriyor gibi Black Mirror. Bir kere dilinin bir parça yumuşadığını düşünüyorum. Öyle fazla uç, rahatsız edici, bölümü kapattıktan sonra bir iki gün ara verme hissi uyandıran bir bölüm ne bu sezonda rastlamadım. Güncel konulara yapılan eleştiriler ise arttı. Bu sezon aklıma gelen ilk örnek Arkangel bölümündeki mahremiyet eleştirisiydi. Her adımımızı internette umarsızca paylaştığımız günümüzde gerçekten her adımımızı insanların görmesini ister miydik? Annemiz de olsa istemezdik. Cevap çok basit aslında ve dizi de bu cevap üzerine ilerliyor. Küçük bir çocuğu koruma amaçlı beynine yerleştirilen küçük bir çip çocuğun gözlerinden görmemizi dahi sağlıyor. Ancak bu teknolojinin yanlış olduğu başından beri öyle belli ki dizinin ilerleyen zamanlarında projenin iptal edildiğini öğreniyoruz. Peki neden? Madem bir distopya anlatıyoruz neden yaygınlaşmıyor? Hayatlarını canlı yayın şeklinde sundukları bir gelecek düşünsenize… Korkutucu. Ancak bu bölümde yer almıyor. Aksine bunun yanlış olduğu vurgusu yapılıyor. Sonuç ise başından belli. Kim hayatına böyle bir müdahaleyi kabul eder ki?
Ya da ilk bölüm U.S.S. Callister. Gerçekten kötü adamın cezalandırılıp diğerlerinin ödüllendirilmesi gerekli miydi Black Mirror çerçevesinde. Çok klişe bir son değil miydi bu? Ya da Black Mirror gerçekten başından beri böyle miydi sahi? Bu arada bir dip not ekleyeyim, U.S.S. Callister en beğendiğim bölümlerden biri. Sezonu onunla açmalarına da hayli sevindim zira başka bir bölüm düşünemiyorum bu sezon açılış için.
Hang the DJ konusunu dahi açmıyorum. Bence Black Mirror çizgisinin tamamen dışında bir bölüm bu. Bölüme herhangi bir bilim kurgu kısa filmi olarak baktığımda beğendiğimi söyleyebilirim. Ön incelemesini kaleme alırken de buna göre yazdım. Ancak kimse bu bölümün bir Black Mirror bölümü olduğuna beni ikna edemez. Diğer bölümleri yumuşak dili sebebiyle eleştirirken Hang the DJ’in bu eleştiriden yırtmasının tek sebebi de bu.
Crocodile ile yine bir parça daha Black Mirror havasına dönen dizide bu sezon Black Mirror diline en yakın bölüm Metalhead’di. Vahşet sahneleri, çaresizlik ve teknolojiyle harmanlanmış bir distopyayı önümüze sunmayı başardı. Sezon finali de yine başarılı bir sondu. Ancak diyorum ya o Black Mirror tadını almak giderek zorlaşmış gibi görünüyor.
Peki bu kötü bir şey mi? Bu soruya hangi pencereden bakarak cevap verdiğinize göre değişir. Dizinin bu yeni tarzını “rahatsız olan” izleyici kitlesi için yumuşattığını düşünüyorum. Herkese hitap etmeyen tarzını biraz daha herkese hitap edebilir bir noktaya getirerek daha geniş bir kitleye ulaşma amacında gibi hissediyorum. Öte yandan Black Mirror’ı Black Mirror olduğu için seven hayranlar eldekiyle yetinmek zorunda gibi görünüyor.
Son sezona dair bir sıralama yapmam gerekirse birinci sıraya Metalhead’i koyarım diye düşünüyorum. Sonra Black Museum ve U.S.S. Callister geliyor benim için. Crocodile ve Arkangel da onları takip ediyor. Hang the DJ’i elimden gelse bu listeye koymam, ancak sezonun bir parçası olduğu için onu da altıncı sıraya yerleştiriyorum. Gelecekteki Black Mirror hikayelerinin nasıl olacağını ise merakla bekliyorum…
– Black Mirror 4. sezon incelemesi
– Black Mirror 4. sezon 1. bölüm “U.S.S. Callister” ön incelemesi
– Black Mirror 4. sezon 2. bölüm “Arkangel” ön incelemesi
– Black Mirror 4. sezon 3. bölüm “Crocodile” ön incelemesi
– Black Mirror 4. sezon 4. bölüm “Hang the DJ” ön incelemesi
– Black Mirror 4. sezon 5. bölüm “Metalhead” ön incelemesi
– Black Mirror 4. sezon 6. bölüm “Black Museum” ön incelemesi