BMW, elektrikli otomobil dönüşümüyle paralel yürütülen tedarik anlaşmasıyla 2030 yılından itibaren operasyonel bazlı emisyonları da önemli oranda aşağı çekecek.
Elektrikli otomobillerle birlikte filolarındaki emisyon oranlarını kademeli olarak aşağı çekmeye devam eden markalar, çevre odaklı bu hamleleri tedarik tarafında yansıtma konusunda da önemli adımlar atıyor. Lojistik ve daha pek çok alanda, aracın üretiminde son kullanıcıya ulaşımındaki tüm süreçlerde minimum salınım odağında şekillenen bu adımlardan birisi de hammadde tedariğinde. Geçtiğimiz günlerde bu konuyla ilgili yeni br anlaşmaya imza atan BMW, çelik tedariğinde “yeşil üretim” sürecini benimseyen Salzgitter AG ile çalışacak. H2 Green Steel sonrasında ikinci kez benzer bir anlaşma imzalayan marka, 2030 yılında yüzde 40’ın üzerinde daha az karbon salınımının yakalanacağını paylaştı.
Süreçle ilgili açıklamalarda bulunan BMW Satınalma ve Tedarik ekibinden Joachim Post; “Bu tedarik ağı kaynağındandan gelen karbon emisyonunu düşürme konusunda çok önemli bir adım. Amacımız, kapsamlı bir yaklaşımla araçların tüm döngüsünde karbon ayak izini azaltmak.” ifadelerine yer verdi. 2030 yılında itibaren emisyon oranlarını yıllık 400 bin ton azalmayı hedefleyen BMW’nin bu anlaşmalar uzantısındaki somut kullanımları için de tarih verildi. 2021’de İsveç merkezli H2 Green Steel ile gerçekleştirilen anlaşmayla elde edilecek düşük karbon döngülü çelikler, 2025 yılından itibaren Avrupa’daki üretimde kullanılacak. Salzgitter AG’den gelecek çelikleri ise 2026 yılından itibaren tesislerde işlenirken göreceğiz. BMW dışında Volvo ve Mercedes gibi üreticiler de birkaç yıldır bu alanda önemli yatırımlar gerçekleştirerek örnek oluyor.