Brink incelemesi

18 Temmuz 2011 12:05


Adı ilk açıklandığında çok dikkat çekmemişti fakat etrafta oyunun özelliklerini duymaya başladıkça meraklanmaya başlamıştık. Söylenen, oyunun multiplayer ağırlıklı olacağı, parkur tarzı hareket etmemize izin vereceği ve görülmemiş düzeyde bir takım oyununa imkan tanıyacağıydı. Brink, vadedilen hemen her şeyi yerine getiriyor fakat teoride. Oyunun iyi ya da kötü yanlarına geçmeden önce Splash Damage’ın çalışmasının son derece iyi niyetli olduğunu belirtmek durumundayım. Söyledikleri gibi gerçekten son derece yenilikçi bir yapım ortaya koymaya çalışmışlar. Ne Call of Duty’nin, ne de başka bir FPS oyununun izinden gitmemişler. Oyunları gerçekten bir ilk fakat pratiğe gelince ne yazık ki fena çuvallıyor.

SU DÜNYASI
Brink, The Ark adı verilen bir distopyada geçiyor. Dünyanın neredeyse tamamı sular altında kaldıktan sonra insanlık The Ark dedikleri mükemmel bir yüzer şehir inşa etmiş. The Ark, geri dönüştürülebilir enerji sistemleri ve tertemiz havasıyla adeta bir ütopyadır. Fakat bir süre sonra nüfusun artmasıyla birlikte işler çığırından çıkmaya başlar. The Ark resmen bir hapishane haline gelmiştir. Kimileri buradan kaçmaya, kimileri de The Ark’ı korumaya ve güveni sağlamaya çalışmaktadır. Oyunun hemen başında bu iki taraftan birini seçerek işe başlıyorsunuz. Taraf seçmenin oyunun gidişatına öyle çok da büyük bir etkisi yok. Sadece dış görünümünüze yansıyor o kadar. Fakat dış görünümünüzü istediğiniz gibi değiştirebildiğinizi belirteyim zira oyunun yapımcıları bu konuda hiç de cimri davranmamışlar. Son derece geniş bir yelpazede kıyafet, dövme, aksesuar vb. seçenekler bulunuyor. Bu ekranda en az yarım saatinizi harcayabilirsiniz. Hemen ardından aksiyona dalabiliyorsunuz. Bu noktada, tek kişilik görevlerin, çok oyunculu moddan hiçbir farkının olmadığını söylemeliyiz. Oyunun tek kişilik görevleri, multi kısmına hazırlanmaktan ibaret. Zaten oyun menülerinden, kontrollerine kadar online için hazırlanmış hissini veriyor size. Tek kişi oynadığınız zaman yanınıza ve karşınıza botlar alarak oynuyorsunuz ki bunun hiçbir tadı yok. Zira botların yapay zekası kesinlikle berbat. Fakat tek kişi oynarken görevlere ve haritalara alışıyorsunuz ki tek artısı bu. Harita tasarımları oyunun bize göre en güçlü olduğu yan çünkü görevlerin kendi içinde çeşitlilik sunmasını sağlamış. Nasıl yani? Şöyle ki aynı harita içinde kimi zaman bir noktayı korumanız, kimi zaman bir rehineye çıkışa kadar eşlik etmeniz, kimi zamansa bir terminalden bilgi çekmeniz gerekiyor. O nedenle oyunu oynarken farklı sınıflar ön plana çıkıyor. Haritalar farklı yollarla birbirine bağlandığından oynarken ciddi anlamda taktik geliştirmeniz gerekiyor. Peki, oyunda ne gibi sınıflar var? Brink’te dört adet sınıf bulunuyor: Asker, sıhhiye, ajan ve mühendis. Asker, en iyi ateş eden karakterimiz, silahlarla arası çok iyi. Sıhhiye, hızlı hareket eden sağlık uzmanı. Ajan sessiz ve derinden giden, düşmanın kılığına girebilen operasyon uzmanı. Mühendis ise otomatik tüfek yuvaları kurabilen ve alet edevat ile arası iyi olan karakterimiz. Takım olarak oynamalısınız diyoruz çünkü takımınızda bu sınıflardan her biri mutlaka olmak zorunda. Yoksa, görevlerde başarılı olmayı unutun. Çünkü dediğimiz gibi tek bir görevin içinde bu sınıfların hepsine işinizin düştüğü oluyor. Elbette ki bizim tavsiyemiz Brink’i arkadaşlarınızla birlikte oynamanız. Tanımadığınız insanlarla oynadığınızda oyunun pek tadı kalmıyor. Kimse koordine olamadığı için keklik gibi avlanıyorsunuz. Bir diğer tavsiyemizse mutlaka bir kulaklık setiyle oynamanız. Oyunun içinde sesli olarak haberleşmek çok faydalı oluyor.

ZARAR ZİYAN
Brink’te bir de kilo olayı var. Karakterinizin kilosunu ayarlayabiliyorsunuz. Üç tip sıklet bulunuyor: Hafif, orta ve ağır. Hafif bir karakter yarattığınız zaman daha hızlı hareket ediyor, daha yükseğe tırmanabiliyor ve vurulması daha zor bir karakter haline geliyorsunuz. Fakat kurşunların hedefindeyken daha kolay ölüyorsunuz. Ağır bir karakter yarattığınızda bir tank gibi yavaş hareket ediyor ancak daha dayanıklı oluyorsunuz. Orta sıkletse bu ikisinin bir karışımı gibi. Bu ağırlıklar oyundaki silah seçimlerine de etki ediyor. Karakterinizin ağırlığına göre silah seçimleri yapmak oldukça mantıklı sonuçlar doğuruyor. Örneğin, ağır bir asker, hafif ajan ve sıhhiye ve orta sıklet bir mühendis takımı en ideali.

HER ŞEYE RAĞMEN
Buraya kadar oyunun yeniliklerine olan saygımızdan eksi yönlerinden pek bahsetmedik ancak oyun sırf multiplayer için geliştirilmiş olmasına karşın fena halde lag’e sahip. Oyunun server’larından mıdır, yoksa başka ağır bir aksaklık mı var bilemiyoruz. Oyun bir süre sonra neredeyse çökme noktasına gelecek kadar lag’e giriyor. Hani, Bethesda’nın oyunlarının genelde hatalı olmasına alışığız ancak bu kez bir online oyunun en temel özelliğinin adam gibi çalışmadığını görüyoruz. Gerçekten çok yazık etmişler. Çünkü oyun gayet güzel olabilecekken bu ağır lag problemi yüzünden gümlüyor.

DİSTOPİK HAYALLER
Yiğidi öldürdükten sonra bile hakkını vermeliyiz, değil mi? Brink iyi olabilecek bir oyun fakat doğru düzgün bir yama çıkartıp şu online problemlerini gidermedikleri takdirde önermemiz çok zor. Eğer online oyun seviyorsanız ve sürekli birlikte takıldığınız arkadaşlarınız varsa, onları toplayıp bir iki el atın, bırakamayacaksınız. O kadar zevkli bir oyun. Ancak dediğimiz gibi, teknik sorunlarını bir an önce çözmeleri gerekiyor. Yoksa işleri oldukça zor…

► Detaylar ve puan tablosu sayfa 2‘de

Sayfa: 1 2

Paylaş