Her sabah uyanıyor, kahvaltı bile yapmadan apar topar üzerinizi giyiniyor, işe gidiyor, homurdanarak mesainizi dolduruyor, iş çıkışı kendinize ufak bir zaman ayırıyor ve sonunda tekrar yatağınıza dönüyorsunuz. Bu rutin, nadiren değişkenlik göstermekle birlikte devamlı olarak kendisini tekrar ediyor.
Birilerinin sizin için uygun gördüğü hayatı, onların doğrularına göre yaşamaya çalışarak son kum tanesinin de düşeceği o ana doğru ilerliyorsunuz. Neyi yapıp neyi yapamayacağınızı söyleyen daima birileri oluyor. Buna ister sistem deyin, isterseniz de sosyal hayatı oluşturan genel yargılar. Aile, patron, devlet, din, sevgili, sosyal bilinç vb. pek çok “yol gösterici” ile kuşatılmış hayatımızda gerçekte ne kadar özgürüz? Bütün bunların bilincinde olmamıza rağmen ve doğuştan özgür olma güdüsüne sahipken, saat gibi işleyen bu düzeni durdurmak için “gerçekten” ne kadar çaba sarf ediyoruz?