Macera oyunlarının usta ismi Tim Schafer, yılların birikimini üzerinden atma fırsatı bulduğu Broken Age’in kapanış senaryosu ile bizlerle. Bu oyun onun ustalık eseri mi, yoksa aradan geçen bunca zaman onu birazcık paslandırmış mı gelin hep birlikte görelim Bundan tam 15 ay önce bu sayfalarda Broken Age’in ilk bölümünün incelemesini yayınlamıştık. Hikayenin devamı için biraz beklememiz gerektiğini söylemiş olsak da, söz konusu sürenin bu kadar uzayabileceğini tahmin etmemiştik. Oyunun bizi hayal kırıklığına uğrattığı ilk nokta burası oldu. Bu “Beklemeye hiç gelemeyiz!” tarzı bir isyan değil. Aradan o kadar zaman geçti ki, ilk oyunda ne yaptığımızı unuttuk. Normal bir devam oyunu olsa bu süreyi oldukça makul karşılayabilirdik. Ancak söz konusu iki parçaya bölünmüş tek bir oyunken, verilen bu molanın fazla olduğunu düşünüyoruz. Telltale Games oyunlarının her bir bölümünü bir sene arayla oynadığınızı düşünün. Ortada ne hikayeyi takip etme isteği kalırdı, ne de bir sonraki bölümü beklemeye yönelik bir şevk. Eğer bu süreyi çok daha iyi bir oyun ortaya koymak için kullansalardı anlayışla karşılanabilirdi, ancak sonuç bize göre hiç de öyle değil. SESSİZ GÖRDÜK SENİ Yazının bu noktadan sonrasına Act 1’i oynadığınızı varsayarak devam edeceğiz. Eğer hala oynamadıysanız okumayı bırakmanız gereken yer tam olarak burası. Broken Age, Shay ve Vella isimli iki gencin sıkışıp kaldıkları hayatları içinden sıyrılmalarını konu alan bir oyun. İlk bölümde her ikisinin de bu sıyrılma mücadelesini ve sonunda kesişen yollarını görmüştük. Shay hikayenin bilim kurgu ögeleri barındıran tarafını üstlenirken, Vella ise daha fantastik ögelere sahip bir atmosfer yansıtıyordu. Birisi tek bir oyun alanı ve minimum karakterli bir oynanışa sahipken, diğeri farklı bölgeler ve sürüsüne bereket yan karaktere sahipti. Kısacası, ikisi de kabuklarını kırmaya çalışan iki genç olmasına rağmen çok farklı temalara sahip oynanışlar yansıtmıştı. İlk oyunun bittiği noktada iki karakter yer değiştirmişti. Yaşanan kaza sonrası Vella kendisini uzay gemisinde bulurken, Shay ise mistik toprakların kokusunu ciğerlerine çekiyordu. İkinci bölümün başlangıcını yaptığı bu an, içinde inanılmaz bir potansiyel barındırıyordu. Act 1 için Tim Schafer’ın bugüne dek en fazla mesaj verme, alt metin kullanma derdinde olduğu oyun demiştik. Eski oyunları kadar komik değil ama anlatacak ve söyleyecek çok şeyi olan bir oyundu ve bu haliyle harikaydı. İkinci oyunun başlangıcı bu sistemin devamı için mükemmel olabilirdi. Hayatının tamamını bir yapay zeka tarafından korunarak ve kısıtlanarak geçirmiş olan Shay’in özgür topraklara, insanlara, doğaya ve sahip olamadığı her şeye kavuşma öyküsü çok güzel mesajlarla süslenebilirdi. Ha keza Vella’nın canı pahasına savaştığı imgeyle karşılaşma anı da bunun için çok müsait görünüyordu ama olmadı. Act 2 maalesef ki, ilk bölümün söylemek istediklerinin yarısına bile yaklaşamayan, potansiyelini hunharca harcayan bir devam niteliğinde olmuş. E BEN BURALARI BİLİYORUM? Karakterlerin yer değiştirmiş olması, iki bölüm arasında ciddi bir fark oluşmasını sağlıyor. Mesela bu bölümde karakter iletişimi ve diyalogları sınırlı olan Shay’in insan ilişkilerini görme şansımız oluyor. Vella ile farklı kişiliklere sahip oldukları için de diğer karakterlerle olan etkileşimi daha değişik şekillerde gerçekleşiyor haliyle. Fakat ne yazık ki bu değişkenlik fazlasıyla sınırlı kalıyor. Çünkü Act 2, ilk bölümün sahip olduğu oyun alanlarında, aynı karakterler üzerinden ilerliyor. Vella ile gittiğimiz her noktaya bu kez Shay ile gidiyoruz ve diğer tarafta da aynısı yaşanıyor. “Aaa bakalım Shay’in bu karakterle iletişimi nasıl olacak?” merakı en fazla birkaç diyalog kadar oyunu götürebiliyor. Sonrasında sürekli aynı yüzlere dönüp dolaşıp gelmenin huzursuzluğu baş gösteriyor. Bu oyun hiç ikiye bölünmeseydi ve tek seferde buralara gidip gelseydik bu kadar rahatsız olacağımızı düşünmüyoruz. Ancak yapımı için bu kadar zamana ihtiyaç duyunca ister istemez yeni içerikler üretilmesini bekliyor insan ve olmayınca da hayal kırıklığı yaşıyor. Sanıyoruz ki Broken Age: Act 2 ile ilgili genel anlamda bir hayal kırıklığına sahip olduğumuzu artık anlamışsınızdır… NE İSTEDİĞİNİZE DİKKAT EDİN Oyuncular tarafından ilk bölüme getirilen en büyük eleştiri fazla kısa olması ve bulmacaların çok kolay olmasıydı. Yapımcı ekibin adeta bu eleştirilere cevap olsun diye bu bölümü hazırladıklarını tahmin ediyoruz. Act 2, ilkine göre iki kat fazla oyun süresine ve çok daha zor bulmacalara sahip. Bulmacaların zorluğunu etkileyen şey ise iki farklı etmenden kaynaklanıyor. Birincisi, bu bölümde Tim Schafer eski alışkanlıklarına dönerek “saçmalıktan çözüm üretme” sistemini uygulamış. Bir bulmacanın çözümü mantık sınırlarıyla değil ne kadar absürt olduğuyla ilintili. Monkey Island ve Maniac Mansion gibi oyunlara çok yakışan bu sistem Broken Age’de biraz sırıtıyor. Belki de iki bölüm arasında bir tutarsızlığa sebep olduğu için böyle hissediyoruz. Diğer etmen ise bazı bulmacaların çözümü için iki karakterin de bilgisine ihtiyaç duymamız. Hatırlarsanız ilk bölümde bir karakterin hikayesini tamamen bitirip diğerine geçiş yapabiliyorduk. Bu bölümde ise bu mümkün değil. Her iki karakterle de ilerlemeli ve çözümler için iki tarafta da elde edeceğiniz bilgileri kullanmalısınız. Bize göre bu da yanlış bir tercih olmuş. Bir öyküyü yarım bırakmak ve diğerine geçmeye zorlamak birazcık oyunun akışının baltalanıyor. HER ŞEYE ATLARSAN OLACAĞI BU Bütün bu yazdıklarımızdan oyunun çok kötü, oynamaya değmez olduğunu falan çıkarmayın sakın. Broken Age: Act 2 hala güzel bir oyun çünkü hala bir Tim Schafer oyunu. Diyaloglar yine tadına doyumsuz, yine yer yer çok komik ve yine ortada masalsı bir anlatım var. Tek sorun, Act 1 ile yüksek bir çıtada başlanmış ve çok daha yukarılara tırmanılacağının işaretlerinin verilmiş olması. Act 2’nin üzerinde 15 aydır (ki aslında öncesi de var) çalışıldığına dair bir işaret görmekte zorlanıyoruz. Bize soracak olursanız bunun en büyük sebebi, Double Fine Productions’ın Act 1 sonrası koltuğunun altına çok fazla karpuz sıkıştırmaya çalışmış olması. Oyun üretmek için Kickstarter kampanyasına ihtiyaç duyan firma, Act 1 ile 2 arasında tam 5 oyun çıkardı. Hal böyle olunca Act 2’nin üzerine yeteri kadar düşülmediğini, savsaklandığını ve sadece getirilen eleştirileri yanıtlamaya yönelik gayret gösterildiğini hissediyoruz. Fakat ne yazık ki daha uzun ve zor bulmacalara sahip bir oyun daha iyi bir oyun anlamına gelmiyor hiçbir zaman. Keşke Tim Schafer olgunluk emareleri gösterdiği ilk bölümdeki tavrını burada da devam ettirebilseydi. ÇAMURDAN DA OLSA TIM SCHAFER Oyun görsel anlamda aynı kaliteyi devam ettiriyor. Zaten sanatsal anlamda harika bir iş çıkarıldığından bir gelişmeye de ihtiyacı yoktu. Seslendirme kadrosunda bulunan Elijah Wood, Jack Black ve Will Wheaton’ın harika işçiliği de tekrar kendisini gösteriyor. Özellikle Shay’in daha fazla diyaloğa sahip olması, Elijah Wood’un ön plana çıkmasını sağlamış. Broken Age: Act 2, çok iyi bir başlangıcın ortalama bir devamı niteliğinde. Ancak genel resme baktığımızda önümüzde kesinlikle çıkılması gereken bir serüven uzanıyor. DETAYLAR Eğer ilk bölümün bulmacalarına burun kıvıranlardansanız, bu bölümde aradığınız mücadeleyi bulacaksınız. Tim Schafer absürtlüğü üstünüze yığılacak. Oyun ilginç bir şekilde ortak algı sistemini kullanıyor. Yani Vella ile öğrendiğiniz bir şeyi Shay de öğreniyor ve tam tersi. Shay’in bu yılana gülümsemesi de ondan. Her ne kadar ikinci bölüm ilkinin sahip olduğu oyun alanlarında geçiyor olsa da özellikle uzay gemisinin hırpalanmış olması tekrar hissini bir nebze azaltıyor. Shay’in başka insanlarla diyalog kurması yeni bir durum. Bu konuda biraz zorlansaydı, sanki yıllardır buralardaymış gibi hareket etmeseydi çok daha oturaklı olabilirdi. PUANLAMA