SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİNDE SAVAŞ DÖNEMİNDE GEÇEN VE ETKİLEYİCİ HİKAYESİLE UNUTULMAZ BİR TAT BIRAKAN İLK BLACK OPS‘UN DEVAMI OLAN BU İKİNCİ BÖLÜM, SERİDE İLK KEZ GELECEK ZAMAN SAVAŞLARINI KONU ALIYOR. DÜNYA HALKLARINI ÖZGÜRLEŞTİRECEĞİNİ İDDİA EDEN ANCAK GİZLİ BİR AJANDAYA SAHİP DİKTATÖR MENENDEZ‘İN PEŞİNE DÜŞÜYORUZ
Call of Duty markası ilkin İkinci Dünya Savaşı’nı, ardından Modern Warfare ile şimdiki zaman komplolarını, son olarak da Black Ops ile Soğuk Savaş dönemini konu aldı. Açıkçası bunların içinde Black Ops girift senaryosuyla dikkat çekiyordu. Oyunun senaryosu Christopher Nolan’ın Batman üçlemesinin de senaryosunu kaleme alan David Goyer tarafından yazılmıştı. Oyunun hikayesi tamamen kurgu olsa da Castro, Kennedy, McNamara gibi tarihi karakterlerle karşılaşıyor ve kimi zaman tarih boyunca yaşanmış bazı olayların arkasında kendimizi buluyorduk. Bu kez yıl 2025 ve ilk Black Ops’un kahramanı Alex Mason’ın oğlu David Mason olarak iniyoruz sahaya… İlk oyunun kahramanlarından Woods’un da oldukça yaşlanmış olarak karşımıza çıktığı oyunda, Alex Mason ve ilk oyundan da hatırlayabileceğimiz CIA ajanı Jason Hudson’ın, Woods’u kurtarmaya çalıştıkları bir operasyonda karşılarına çıkan Menendez’in yükselişini ve bir devrim gerçekleştirmesini izliyoruz. Menendez’in herkesten sakladığı bir ajandası var ve hiçbir şey göründüğü kadar basit değil. Alex’in oğlu David, yaşlı kurt Woods’tan istihbarat alırken kulağına “nadir bulunan mineraller” gibi bir kelime öbeği çarpıyor. Evet, Menendez’in asıl amaçlarından biri, dünya üzerinde nadir bulunan ancak askeri teknoloji üretiminde çok önemli bir yere sahip olan nadir mineral yataklarını ele geçirebilmek. Ancak daha önce de söylediğimiz gibi: Hiçbir şey göründüğü gibi değil. Aile bağları devreye girmeye başladığında, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
BİLGİ SAVAŞLARI
Black Ops II şimdiye kadar oynadığımız Call of Duty oyunlarından oldukça farklı. Öncelikle oyun ağırlıklı olarak 2025 yılında geçiyor ve prototip ekipmanları kullanma şansını buluyoruz. Robot, drone gibi istihbarat teknolojilerinin yanı sıra bilindik silahların modifiye edilmiş hallerini görüyoruz. Mesela, otomatik bir tüfeğin üzerine, sert cisimlerin ötesine yüksek frekanslı ses dalgası gönderen ve bu sayede duvarların öte tarafındaki düşman hareketlerini izlememizi sağlayan bir aparatı takabiliyoruz. Yine oyunun temaları arasında sibersavaş ve insansız araçlar da bulunuyor. Oyunun bu fütüristik teması, tüm detaylara ve oynanışa sinmiş durumda. Bunun dışında iki önemli değişiklik daha bulunuyor: Oyundaki görevlerden önce hangi silahı, hangi ekipmanı kullanacağınızı seçebiliyor ve hemen hemen tüm silahlarınızı modifiye edebiliyorsunuz. Birincil silahınızın üzerindeki ekipmanı, ateş modlarını, bomba tiplerinizi belirleyebiliyorsunuz. Başlangıçta tüm ekipman ve silahlar açık olmasa da, görevler tamamlandıkça yeni oyuncaklar açılmaya başlıyor. Oynanışı kökten değiştiren bir diğer yenilikse hikayenin çizgisel olmaması. Seriyi uzunca bir zamandır takip ediyorsanız bunun Call of Duty markası için bir ilk olduğunu bilirsiniz. Oyun boyunca verdiğiniz kararlar hikayenin gidişatını değiştiriyor olacak. Evet, oyun genel olarak gelecekte geçiyor ancak bazı bölümleri dönüşümlü olarak Soğuk Savaş’ın son yıllarında geçiyor. Genelde Alex Mason, Jason Hudson ve Frank Woods ile geçmiş görevleri yaparken, gelecekte geçen görevlerin önünü açıyor olacaksınız. Bu kırık kurgu oyunun akışını oldukça zenginleştirmiş. Genel olarak bir FPS oyunundan, hatta bir Call of Duty’den bekleyebileceğiniz bir senaryo ve sunumun çok üzerini alıyorsunuz Black Ops II’den. Peki, oyun nasıl oynanıyor? Elbette her zamanki akıcılığında. Call of Duty kendinizi bir aksiyon filminin yıldızı gibi hissedebileceğiniz bir seridir ve Black Ops II buna bir istisna değil. Tabii oyundan üst düzey bir gerçekçilik beklentinizin olmaması gerekiyor ancak Black Ops II’deki gaz sahneler de çok az oyunda vardır. Çatışmalar her zamanki gibi epik sahnelerin yaşanmasına sebep oluyor ve bir yandan hikaye akarken, diğer yandan eliniz silahları kullanmaya daha çok alışıyor. Tam bu noktada bir itirafta bulunmak istiyoruz. Oyuna başlarken aklımızda, geliştirici ekip Treyarch’ın kendini tekrar edeceğine ve ilk oyunun altında kalan vasat bir prodüksiyona imza atacağına dair ciddi bir şüphe vardı. Ne yalan söyleyelim, daha ikinci bölümde “senden şüphe ettiğimiz için kusura bakma Treyarch” gibi bir cümle sarf ettik. Bunca oyun sonra bile halen bizi şaşırtan ve “aaa ne iyi düşünmüşler” dediğimiz şeyler bulabildik Black Ops II’de.
► GİRİŞ
► UÇALIM MI?
► DETAYLAR
► PUANLAMA