Başlangıçtaki bir iki istisna dışında, yaklaşık son 10 yıldır her Kasım ayında mutlaka bir Call of Duty oynuyoruz. Kimi zaman bundan şikayetçi olsak da, bir sene oynamazsak bir şeyler eksilecekmiş gibi hissediyoruz. Serinin geldiği nokta düşünüldüğünde ise, oynadığımız oyun ne kadar Call of Duty; işte ondan emin değiliz Sizi bilmiyoruz ama biz Call of Duty’yi takip etmekte zorlanır hale geldik. İkinci Dünya Savaşı ve sonrasında gelen Modern Warfare üçlemesinde bir sıkıntı yoktu ancak giderek firmalara bölünen yapı kontrolü kaybetmemize neden oldu. İlk önce iki firma arasında senelik paylaşılan isim, şu an üç firmanın eline bırakılmış durumda. Hatırlarsanız iki sene önce Ghosts etiketi ile Infinity Ward yapımını oynamışken, geçtiğimiz sene ise Advanced Warfare ile seriye giriş yapan Sledgehammer Games bizlerle olmuştu. Şimdi ise, uzun süredir devam ettirdikleri Black Ops serisi ile sıra yeniden Treyarch’a gelmiş durumda. Açıkçası bu firmanın başarısını göz ardı etmek mümkün değil. Call of Duty 3’ten itibaren, Infinity Ward’un yedeği pozisyonunda sene doldurması istenen Treyarch, şu an Call of Duty külliyatının ana yapımcısı konumunda. Bunu da elbette, Black Ops serisi ile birlikte ortaya koydukları kendilerine has dokunuşla elde ettiler. İÇERİK ZENGİNLİĞİ CoD isminin yanında Black Ops takısı varsa beklememiz gereken şeyleri az çok biliriz. Üzerinde durulmuş ve emek harcanmış bir senaryo, hikaye örgüsünde parlamayı başaran ana kötü karakter ve olmazsa olmaz final twisti. Oynanış olarak tüm firmalar aynı düsturu takip ettirdiğinden, senaryoda farklılığı ortaya koymak Treyarch’ı önemli kıldı. Modern Warfare özlemini dindirmeye en fazla yaklaştığımız oyunlar da hep bunlar oldu. Tüm bunların altını çiziyoruz çünkü Black Ops III, Treyarch’ın ustalık eseri olduğunu belli eden bir işçilik barındırıyor. Bugüne dek öğrendikleri ve yapabilecekleri her şeyi burada hayata geçirmek istediklerini hissediyorsunuz. Bunun hem çok iyi hem de çok kötü sonuçlar doğurduğunu belirtmemiz lazım. Çok iyi çünkü Black Ops III şimdiye dek yapılmış en büyük, en dolu ve en zengin Call of Duty oyunu. Yapabilecekleriniz asla bitmiyor, her yerden uğraşmanız gereken farklı bir detay fırlıyor. “Her yıl aynı oyuna bu kadar para verilir mi?” şikayetlerini kesmek için önemli bir adım bu. Black Ops III, içerik, farklılık ve doluluk anlamında paranızın karşılığını fazlasıyla veren bir oyun. Sıkıntı, tüm bu doluluğun her parçada aynı kaliteyi gösteremiyor olmasında. Yani evet çok şey var, ancak hepsi sizi memnun edecek diye bir garanti yok. Üzülerek söylemek durumundayız ki en büyük hayal kırıklığını yaşayacağınız yer senaryo olacak. Yıllardır klişe dahi olsa kendini keyifle oynatan, hatta ve hatta Black Ops serisinde bunu kaliteli de kılmayı başaran senaryo, bu sefer oyunun en zayıf halkası haline gelmiş. Unutmayın ki diğer parçalar ne kadar sağlam olursa olsun, bir zincir en zayıf halkası kadar güçlüdür. Hele de söz konusu halka senaryoyu temsil ediyorsa… BAŞARISIZ SENARYO Black Ops III bizleri yakın geleceğe, ancak Advanced Warfare’dan biraz daha uzağa götürüyor. Black Ops II’de yaşananlardan 40 yıl sonra, 2065 senesinde buluyoruz kendimizi. Teknolojinin tam anlamıyla üstünlüğü ele aldığı ancak küresel ısınmanın yaşanacak bir hayat bırakmadığı topraklardayız. Karakterimiz (Evet bir ismi yok, oyunda “The Player” olarak geçiyor) başarısızlıkla sonuçlanan bir operasyon sonrası ağır yaralanıyor (Ağır derken kollarının ve bacaklarının kopmasından bahsediyoruz) ve gözünü bir hastanede açıyor. Teknoloji sağ olsun kendisine yeni robotik uzuvlar ve çok daha önemli olan DNI entegre ediliyor. DNI, bu sisteme sahip diğer kişilerle doğrudan iletişimi sağladığı gibi aynı zamanda robotlar, teknolojik cihazlar ve hatta diğer insanlara zihinsel müdahale sağlıyor. Kısacası fikrimiz dahi sorulmadan bir süper asker haline getiriliyoruz ama, diğer seçeneğin ölüm olduğu düşünülürse pek de şikayet edebileceğimiz söylenemez herhalde. Tamamı süper askerlerden oluşan ekibimizle birlikte teknolojiyi kötü emellerine alet eden hainlere karşı vereceğimiz amansız mücadele de hikayenin temelini oluşturuyor. Ama dediğimiz gibi bu bir Black Ops oyunu, elbet bir yerinde twist bekleyin yine siz. GÖSTERMELİK ÖZGÜRLÜK Oyuna başladığınız andan itibaren Treyarch’ın gelen eleştirileri susturmak gibi bir çabaya düştüğünü hemen fark ediyorsunuz. Alıştığımız o lineer yapının esnetilmiş bir hali kullanılıyor yapımda. Bu ne demek? Başlangıç ve bitiş noktamız arasındaki güzergahta lineer yapı korunurken, savaş alanlarının genişletişmiş olması demek. Karşınızda çok daha geniş alanlara yayılmış düşmanlar ve haliyle daha kalabalık gruplar bulacaksınız. Bunlarla mücadelede hem yol hem de yöntem bazında seçenekleriniz genişletilmiş durumda. Saldırıya geçebileceğiniz farklı yollar ve uygulayabileceğiniz farklı savaş taktikleri bulunuyor. Bunu da DNI özelliklerinize borçlusunuz. Üç farklı başlığa bölünmüş bu sibernetik özellikler ile düşman robotları hackleyebiliyor veya saldırgan minik drone arılar oluşturabiliyorsunuz. Hikayede ilerledikçe kazandığınız puanlar ile tercih ettiğiniz başlık altındaki seçenekleri teker teker açmanız gerekiyor. Aynı puanlarla silahlarınızın ekipmanlarını ve ek özellikler sağlayan perkleri de açıyorsunuz. Yani neyi nereye harcayacağınız büyük önem taşıyor. Bir Call of Duty oyununda bölüm öncesi detaylarla bu kadar haşır neşir olmak alışık olmadığımız bir durum. CALL OF DUTY: ZOMBIES Yapacağınız geliştirmeler seçeceğiniz oynayış şeklini doğrudan etkiliyor. Etkilemesine etkiliyor ancak senaryo kof işte, ne yaparsınız? Neyse ki oyunun keşfedilmeyi bekleyen iki önemli parçası daha bulunuyor. Multiplayer gerçekten çok başarılı olmuş. Şöyle harita var, böyle oyun modu var gibi konularla sizi sıkmayacağız. Son derece hızlı, akıcı ve dikeyde aktif bir oynanış bulacaksınız. Buradaki en önemli yenilik “Specialist”ler. Multiplayer için seçebileceğiniz dokuz Specialist ve her biri için de iki farklı karakteristik özellik bulunuyor. Ya karaktere özel bir silah ya da özel bir yetenek ile maçlarda yer alabilirsiniz. Black Ops’un bizleri alıştırdığı ve parladığı yer olan Zombies modu ise tek kelimeyle mükemmel olmuş. Her biri oturaklı ve ayrı bir hikayeye sahip dört karakterin, 40’lı yıllar atmosferinde kapışmaları çok eğlenceli. Artık kısa süreliğine canavara dönüşmenizi sağlayan noktalar da bulunuyor ki çılgınlık iyice tavana vursun. Şunu da belirtmek gerekiyor ki görsel anlamda Bioshock esintisi yakalanmasıyla oyunun en çekici yeri bu kısımlar olmuş. PARANIZ BOŞA GİTMEYECEK Senaryoyu bitirdiğinizde açılan “Nightmares” ise bambaşka bir lezzet. Normal senaryo görevlerini, yepyeni bir hikaye ile zombilere karşı oynamanıza olanak sağlayan bu mod, ana hikayenin kendisinden çok daha başarılı olmuş. Senaryo modunda bu hikaye kullanılsaymış puan daha yüksek bile olabilirmiş. Multiplayer ve Zombies modları ile gerek tek başınıza, gerekse de arkadaşlarınızla uzun soluklu bir eğlence sunan Black Ops III, en büyük beklentimiz olan senaryoda ise maalesef sizleri hayal kırıklığına uğratacak. Fakat büyük resme baktığımızda, paranızın karşılığını verecek bir oyunla karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz. DETAYLAR Hem senaryo hem de çoklu oyuncu modlarında karakterinizi özelleştirme imkanınız var. Birbirinden ilginç kıyafet ve kask seçenekleri ile Bu Tarz Benim jürisini etkileyebilirsiniz. Oyunun genel çerçevede kullandığı renk paleti oldukça fütüristik. Ancak bazı haritalar bu ortamlardan kurtulmanıza ve doğanın tadını çıkarmanıza olanak sağlıyor. Bu özel bir tercih mi yoksa tamamen tesadüf mü bilmiyoruz ancak Zombies modunun görselliği fazlasıyla Bioshock’u andırıyor. Tabii ki bu durumdan şikayetçi değiliz. Yapılan özel bir anlaşma gereği Lara Croft oyunda gizli bir karakter olarak yer alıyor! Şaka şaka, üstteki karakter çoklu oyuncu modunda yer alan karakterlerden birisi sadece. PUANLAMA