Castlevania: Lords of Shadow 2 incelemesi

SABRIN SONU SELAMET
Yazının bundan sonrasını en azından Lords of Shadow’u oynamış olduğunuzu kabul ederek devam edeceğiz, öbür türlü işin içinden çıkamayız ne yazık ki. Hatırlayacağınız üzere son olarak karakterimiz Gabriel Belmont’u Dracula’ya dönüşmüş bir şekilde bırakmıştık. Savaştığı şeye dönüşmesi oyunu alabildiğine ironik bir yapıya büründürmüştü. Lords of Shadow 2 ise yüzyıllardır uyumakta olan Dracula’nın günümüzde gözlerini açmasıyla başlıyor. Dracula olmanın getirdiği bir avantaj olan (Bunu bir de Belmont’a sormak lazım tabii ne kadar avantaj olarak görüyor) ölümsüzlük sayesinde günümüze kadar gelen karakterimiz, gözlerini açmasıyla birlikte ilk oyunda fazlasıyla canımızı sıkan Zobek’le karşılaşıyor.

Problem çıkarma niyetinde olmayan Zobek, Dracula’ya Satan’ın geri döndüğü müjdesini veriyor ve ondan kurtulmamız gerektiğini söylüyor. Elbette Zobek’in isteğini “hay hay” diyerek yerine getirecek değiliz ancak Zobek’in karşılığında önerdiği şey Dracula’nın fazlasıyla ilgisini çekiyor; huzurlu bir ölüm! Bunun sonucunda Satan ile olan mücadelemiz için yola koyulmamız oyunun hikayesini oluşturuyor.

Açık konuşmak gerekirse Lords of Shadow 2’nin hikaye derinliği ilk oyunun bir tık altında kalmış hissi veriyor. Bunun en temel sebebi ise, karşımıza aldığımız hedefin bizim değil bir başkasının düşmanı olması. Ucunda huzurlu bir ölüm vaadi bulunuyor olsa bile Satan’ın peşine başkası istediği için düşmüş olmamız yeterli motivasyonu sağlamıyor. Bu durumu karımızı ve çocuğumuzu öldürmüş bir adamın peşinden intikam isteğiyle koşmakla, ucunda para ödülü olduğu için koşmamız arasındaki farka benzetebiliriz. Sonuç aynı olsa bile oyuncuya verdiği hissiyat farklı bu nedenle. Lords of Shadow 2’nin ilk falsosu burada karşımıza çıkıyor ve ne yazık ki tek hatası bu değil.

Evet yazının ilerleyen kısımlarında oyun hakkında olumsuz bulduğumuz başka noktalara da değineceğiz ancak burada bir konunun altını çizmek istiyoruz. Eğer internette biraz dolaşırsanız, Lords of Shadow 2 hakkında yazılmış oldukça kötüleyici incelemelerle karşılaşacaksınız. Sizden isteğimiz bu incelemelere çok fazla itibar etmemeniz yönünde olacak. Ne yazık ki ilk Lords of Shadow da benzer bir duruma kurban gitmiş ve olumsuz incelemeler nedeniyle hak ettiği değeri görememişti.

Şunu çok net olarak söyleyebiliriz ki, Lords of Shadow 2 kesinlikle oynanmayı hak eden bir oyun. Hikayesi belki çok etkileyici ve derin değil ancak sürükleyici olmadığını söyleyemeyiz mesela. Hele hele sonlara doğru öyle bir açılıyor ki, soluksuz bir şekilde bu güzel masala bir nokta koyma isteğine sahip oluyorsunuz. Zaten karşımızdaki oyunun eksilerinin büyük çoğunluğu ilk başlarda oyuncuyu rahatsız eden unsurlardan oluşuyor. Görevlerin en sıkıcı olanları da başlarda, konuya zerre faydası dokunmayan gereksiz hikaye ögeleri de. Ancak sabırlı olur ve kendinizi akışa bırakırsanız, çok geçmeden oyun sizi saracak ve son derece leziz bir oyun deneyimi yaşatacak. Yani anlayacağınız Lords of Shadow 2’ye sadece bir şans vermeniz değil, biraz da sabırlı yaklaşmanız gerekiyor ne yazık ki.