Geçmişin tarihe damga vurmuş oyunlarını günümüze taşımak riskli bir iş. Bu oyunları kendine değerli bellemiş dinozorları kızdırmak ve tepki toplamak işten bile değil. Crash BandIcoot gibi bunu milyonlara taşımış bir karakter içinse, risk tahmin ettiğinizden bile daha büyük. Platform türü, video oyun tarihinin en eski ve günümüzde popülerliğini hala korumayı başaran nadir alt başlıklarından biri. Bu türün içinde Mario gibi sektörü kökünden değiştiren isimler de var, Braid gibi bağımsız oyunların önünü açan isimler de… Bu aynı zamanda ilginç bir şekilde, ana karakterini de ikonlaştıran bir tür. Oyun tarihinin en ikonik karakterlerine şöyle bir baktığımızda; Rayman, Spyro, Banjo, Donkey Kong, Ratchet & Clank ve daha nicesi anında zihnimizde canlanabiliyor. Ancak Mario ve Sonic’i bir kenara ayırdığımızda, belki de bu türün en ön plana çıkan ismi hiç kuşkusuz Crash Bandicoot. Hindistan taraflarında yaşayan Bandikut faresinden yola çıkılarak yaratılmış olan karakterimiz, muazzam bir platform oyununda başrol olmakla kalmadı, aynı zamanda şapşal halleriyle de eğlencenin ekran yüzü olmayı başardı. İşte Crash Bandicoot N. Sane Trilogy, böylesi önemli bir ismi tekrardan bizlerle buluşturuyor. DARK SOULS YOKKEN CRASH VARDI Naughty Dog pek bir nevi şahsına münhasır bir firmadır. PlayStation konsolunun bugünlere ulaşmasında emeği en çok geçen firmalardan da biridir aynı zamanda. Son zamanlarda kendilerini daha ziyade dillere destan Uncharted ve The Last of Us ile tanıyor olsak da, hayatımıza temas etmelerini sağlayan tür platform olmuştu aslında. PlayStation 2 konsolu için Jak and Daxter gibi muazzam bir işi ortaya koymuş ancak bunun geleceğini aslında PlayStation 1 zamanında yaptıklarıyla belli etmişlerdi. 1996 yılında piyasaya sürdükleri Crash Bandicoot, aynı yıl piyasaya çıkan Super Mario 64 ile birlikte 3 boyutlu platform türünü şekillendiren isim olmuştu. Hoş, Super Mario 64 özgür bir yapı sunarken, Crash Bandicoot 3 boyutlu görsellik üzerine daha 2D bir oynanış mekaniği barındırıyordu ya neyse. Bir önceki oyunlarının bir Mortal Kombat çakması olan ve rezilliklerden rezillik beğenen Way of the Warrior olması, Crash’ın firma için ne denli önemli bir kırılma noktası olduğunu anlamak için de anahtar diyebiliriz. Dönemi için görenlerin inanamadığı bir grafik kalitesi sunması, alışılmadık mekanikleri ve en önemlisi Crash gibi gören herkesi anında kendisine aşık eden bir ana karaktere sahip olmasıyla başarı merdivenlerini tırmanması pek de zor olmadı. Lakin çok konuşulup, bir fenomen haline dönüşmesinde barındırdığı zorluk derecesinin de önemini göz ardı edemeyiz. Çünkü yakın tarihimiz için Dark Souls neyse, o dönemin insanları için de Crash Bandicoot oydu. Tabii benzer bir zorluktan söz etmiyoruz ancak tekrar tekrar ölmek ve aynı yeri yüzlerce kez oynamak zorunda kalmak dersek, benzerlik daha net anlaşılabilir sanıyoruz ki. NAUGHTY DOG’UN EMANETİNE HIYANET YOK! Farkındaysanız yazının bu kısmına kadar N. Sane Trilogy hakkında bir şey söylemedik. Bunun sebebi, oyunun piyasaya çıkmış olan ilk üç Crash Bandicoot’un “remake” versiyonlarını bünyesinde barındırıyor olması. Kısacası, bu oyun ile ilgili konuşurken öncelikle eski versiyonlarından dem vurmak, ardından da yeniden yapım versiyonuyla birlikte üzerlerine ne ekleniyor irdelemek gerekiyor. Çünkü sonradan değineceğimiz teknolojik dokunuşların dışında, oyunlar oldukları gibi korunmuş ki gözümüzde bu bir artı. Paketin içinde Crash Bandicoot, Cortex Strikes Back ve Warped oyunları yer alıyor. Bu noktada şunun altını çizmek durumundayız; her ne kadar oyunları Naughty Dog yapmış olsa da, bu yeniden yapımlar başka bir firmanın, yani Vicarious Visions’ın ellerinden çıkma. Bu bilginin endişe verici olduğunu bildiğimiz için inceleme henüz noktalanmadan içinizi rahatlatalım; Crash Bandicoot N. Sane Trilogy şu ana kadar yapılmış belki de en iyi remake olabilir. SEN GİBİSİ GELMEDİ BE CRASH Hem genel kanı hem de bizim şahsi düşüncemize göre söz konusu üç oyun içinde en iyisi Cortex Strikes Back olmuştur daima. İlk oyun 3 boyutlu platformun doğum anına denk geldiği için pek çok sorunu da bünyesinde barındırıyordu haliyle. Özellikle “derinlik algısı” noktasında son derece tutarsızdı ve bu nedenle zıplamak istediğiniz bir noktaya ekseriyetle zıplayamazdınız. Oyunun zaten bir noktadan sonra pik yapan zorluk derecesi, bu sıkıntının da eklenmesi ile birlikte çileden çıkaran bir seviyeye ulaşırdı. İkinci oyun ise firmanın ustalık eseriydi diyebiliriz. Oynanışa yönelik sorunlar giderildiği gibi, içerik olarak da dudak ısırtan bir zenginliğe ev sahipliği yapıyordu. Birbirinden farklı ve değişken oyun alanları, sürekli evrilen oynanış sistemleri, gizli yollar, bulunması imkansıza yakın toplanabilir eşyalar vesaire derken başından kalkmaz olmuştuk. Üçüncü oyun da çok iyiydi ancak yenilik olsun diye eklenen pek çok içerik (su altı, motor kullanımı…) biraz oyunun ruhundan uzaklaştırıyordu sanki. Kesinlikle kötü değildi, ancak bir Cortex Strikes Back de değildi hani. Bugün tekrardan başlarına oturup oynadığımızda, günümüzde dahi çok az oyunun bu kalite seviyesine ulaşabildiğini görüyoruz. Ve hala zorlanıyoruz, hala ölüyoruz, hala çileden çıkıyoruz… ZORLUĞUMA DOKUNMA! N. Sane Trilogy için belki de şimdiye dek yapılmış en iyi remake olabilir dedik (Monkey Island’ın da hakkını yemeyelim tabii). Vicarious Visions; dokuları toparlayalım, köşeleri törpüleyelim, ışıklandırmayı kökleyelim diyerek kesinlikle işin kolayına kaçmamış. Üç oyunun tamamı baştan aşağı elden geçirilmiş, grafikler günümüze yakışır hale çekilmiş ve bilmeyene dün çıkmış gibi yedirebilir hale getirilmiş. Oyun içi sinematikler baştan çizilmiş, bir animasyon filmi kalitesine yaklaşılmış ve oyundaki tüm seslendirmeler, aynı sanatçılarla tekrar yapılmış. Yeni müzikler bestelenmiş, Crash’in bastığı yerin yapısına uygun olacak şekilde çıkacak ayak seslerine kadar sıfırdan ses kayıtları alınmış. Kısacası; Crash Bandicoot N. Sane Trilogy, isminin ağrılığına yakışır bir kaliteyle günümüze taşınmış. İçerik anlamında ise, oyunlar daha önce de söylediğimiz gibi neredeyse eskisiyle aynı. Üçüncü oyunla birlikte seriye eklenen zaman yarışları hepsine dahil edilmiş ve Crash’in kız kardeşi Coco ile hemen hemen tüm bölümleri oynama imkanı sunulmuş. Yapılan yeniliklerde bizim keyfimizi kaçıran tek unsur; istediğiniz zaman kayıt edebilme imkanının eklenmesi oldu. Crash Bandicoot’un sahip olduğu zorluk derecesinde, kayıt noktalarının birbirlerinden uzak olması çok önemli bir etmendi. Günümüz oyuncu kitlesinin kolaya alışan hali düşünülerek eklenen bu özelliği anlayabiliyor lakin kabul etmiyoruz. ELALEM PLATFORM OYUNU GÖRSÜN Yazının girişinde söz ettiğimiz dinozorlar aslında biraz da bizleriz. Çocukluğumuza temas etmiş önemli yapımlar günümüze uyarlandıklarında, yaşanabilecek olumsuz sonuçlarla hatıralarımıza leke sürülmesinden pek bir korkuyoruz. Ancak tıpkı Monkey Island ve Grim Fandango’da olmadığı gibi, Crash Bandicoot için de korktuğumuz olmadı. Hem bizler böylesi harika oyunları 20 yıl sonra tekrardan oynama imkanına sahip olduk, hem de yeni nesil oyuncuların Crash ile tanışma imkanı oluştu. Keşke paket içinde Crash Bash de olsaydı diyeceğiz ancak o kadar da şımarmayalım hadi… DETAYLAR Crash Bandicoot’u önceden oynamış olanlar bilir, bir noktadan sonra platformlar arası yolculuk öyle bir hale gelir ki çıldırmamak mümkün olmaz. Bu kısmı aynen korumuşlar. Şöyle bir karşılaştırma görseli koyalım ki ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılsın. Şu değişimi görünce, köşeleri törpüleyip önümüze sunan diğer oyunlara iyice gıcık oluyoruz. Crash’i elbette çok seviyoruz ve her zaman kalbimizde ayrı bir yeri olacak. Ancak olur da kardeşi Coco ile de oynamak isterseniz, bu paketle onu da gerçekleştirebiliyorsunuz. Crash Bandicoot oyunlarını bitirdikten sonra, arkadaşlarla iddialaşıp bölümleri en hızlı şekilde bitirmeye çalışmak adettendir. Paketin güzelliği, her oyuna zaman yarışlarını eklemişler. PUANLAMA