Bağımsız bir tasarımcı tarafından geliştirilen Dacia Duster tasarım projesi, içerisinde BMW geçmişinin izlerini taşıyan çizgiler taşıyor.
Geçirdiği makyaj operasyonunun ardından sokaklarda gördüğümüz formuna kavuşan Dacia Duster için artık yeni bir jenerasyon isteği var. Markasının satış adetleri bazında en başarılı iki otomobilinden birisi olan bu önemli isim için resmi kaynaklardan henüz bir adım atılmadı. Makyajın ardından daha çok modifikasyon projeleriyle farklı formlara bürünerek adaptasyon sürecinin tamamlandığı Duster için bağımsız tasarımcıların bakış açıları da paha biçilemez nitelikler oluşturabiliyor. Tıpkı şu anda karşımızda duran fütüristik konseptte olduğu gibi. İlk bakıldığı andan bir su altı aracına benzetme ihtimaliniz olan bu karakteri sokaklarda görmek çok farklı bir tat olmaz dersek de yalan olur.
Artyom Trofimenko isimli bir tasarımcı tarafından hayata geçirilen Duster projesinin bir tema üzerine oturtulduğunu söyleyebiliriz. Aracın genel karakterini belirlerken daha çok dikdörtgen formunu merkeze alan tasarımcı bunu ön ve arka bölümlerin yanı sıra kokpitte uygulayı yapıyla hissettiriyor. Yakın vade için pek mümkün görünmeyen bu karakterin dış bölümünden çok içerisindeki hatlarının daha muhtemel olduğunu söyleyebiliriz. Nitekim burada çok daha kabul edilebilir çizgilerin varlığı söz konusu. Trofimenko’nun yaşam alanı oluştururken BMW Gina konseptinden esinlenmiş olması da değerlendirilmesi gereken noktalar arasında. Teknik özellik konusunda herhangi bir ön görüsü paylaşışmayan bu tasarım projesi, tasarımcısının bitirme tezi olarak kayıtlardaki yerini alacak.