Dark Souls II: Scholar of the First Sin incelemesi

12 Mayıs 2015 22:06

SERİNİN EN VASATI

Souls serisi ilk olarak Demon’s Souls ile başladı ve ardından da Dark Souls I-II ile devam etti. Bu üç oyunu öne çıktıkları özelliklerle değerlendirmemiz gerekirse; Demon’s Souls’un serinin en iyi atmosferine, Dark Souls’un serinin en iyi mekanik ve bölüm tasarımlarına, Dark Souls II’nin ise bu ikisinin bir karışımına sahip olduğunu söyleyebiliriz. Her ne kadar son derece iyi bir oyun olduğunu kabul etmemiz gerekse de, serinin en kötü oyunuydu. Bölüm tasarımları kendisinden önce gelen oyundan çok daha başarısız hazırlanmıştı ve modellemeler ciddi ölçüde rahatsızlık veriyordu. En kötüsü de ilk gösterilen haline göre görsel olarak büyük oranda seviyesi düşürülmüş olarak piyasaya çıkmasıydı. Tüm bunlar, Demon’s ve Dark Souls oyunları sonrası ister istemez, ufak da olsa, bir hayal kırıklığı ve burun kıvırma yaşanmasına sebep olmuştu.

Fakat tabii ki bu durum mazoşist Souls oyuncularını yıldırmadı. Sonuçta ortada hala güzel bir serüven ve sonuna kadar yeteneklerini zorlayan bir oyun vardı. Dark Souls II, serinin diğer parçalarının aksine oyuncuyu direkt cehenneme atıp, çekirdek çitleyerek yanmalarını seyretmiyor. Aksine daha dengeli ve oyunda ilerledikçe yükselen bir zorluk eğrisi var. Dark Souls ile hiç bağdaşmayan “Aaa kolaymış yahu!” tepkisiyle yapılan bir başlangıç sonrası oyunun ortalarına doğru alıştığımız noktaya gelirken, sonlarına doğru ise beyaz bayrak sallar hale geliyoruz.

EL PENÇE DİVAN 

Oyunun genel ortalaması Dark Souls I ile aynı kabul edilse de, çok daha zor olduğu yerler barındırıyor. Bunda en büyük etmen tabii ki serinin ikonlaşmış bosslarından ileri geliyor. Lakin tek sebep bu değil. Dark Souls II, önceki oyuna göre mekaniklerinde ufak değişikliklere giderek oyuncuyu daha çaresiz hissettirme sanatını kullanıyor ki asıl acımasızca olan da bu. Örneğin ilk Dark Souls’da içtiğinizde enerjinizi artıran Estus Flask’tan 15 kez faydalanabiliyordunuz. İkinci oyun bu sayıyı yarıya indiriyor ve aradaki farkı Lifegem’lerle kapatıyor. Lifegem, kullandığınızda çok yavaş bir şekilde enerjinizi dolduran bir eşya. Ancak o kadar yavaş dolduruyor ki işlevselliğini sorgulamadan yapamıyorsunuz.

Estus Flask bu konuda hala mantıklı olan çözüm ve sayısının yarıya indirilmiş olması çok büyük bir dezavantaj. Estus Flask dışındaki diğer tüm eşyalar için de bu kısıtlama hali devam ediyor. Hayır zaten karşınızda çok acımasız düşmanlar var, bir de onlara karşı elinizin ayağınızın bağlandığını hissetmeniz durumu iyice içinden çıkılmaz hale getiriyor. Oyunun en kritik mekaniği olan ölmek bile burada çok daha acımasız. Öldükten sonra sahip olduğunuz can limiti düşüyor ki bunun ne anlama geldiğini tahmin ediyorsunuzdur. Öldüğünüz her an bir sonraki ölüme daha çok yaklaşmanız demek ve bol bol öleceğinizden hiç endişeniz olmasın. Çünkü Dark Souls II’nin düşmanları sadece daha güçlü değil, hem daha akıllı hem de daha hızlı hareket ediyor.

Sayfa: 1 2 3 4 5 6

Paylaş