Oyunda sevdiğimiz kısımlar da olmadı değil tabii ki. Yedi Ölümcül Günah’ı temsil eden boss tasarımlarını oldukça beğendik örneğin. Özellikle Dark Souls’a bu denli öykünürken bosslarda bekleneni verememesi oyunu ciddi anlamda olumsuz etkilerdi ancak hiç olmazsa bu kısımda sınıfı geçmeyi başardığını söyleyebiliriz. Hem şekil, hem dövüş stilleri, hem de günahların yansıtılma şekli olarak iyi işlenmişler. Zorluk seviyeleri de hiç fena olmamış üstelik. Benim diyen Dark Souls oyuncusunu dahi ciddi anlamda zorlayacak bosslar bulunuyor oyunda (Özellikle de üst seviye zorluklarda). Ancak tüm bu “Soulslike” hava içinde bir konuyu inanılmaz hatalı ele almış oyun. Dark Souls’un “bonfire” mekaniğinin bir benzerini kullanmış, ki bunda bir sorun yok, ancak bu mekaniğin nasıl kusursuz işlenmesi gerektiğini anlayamamış. Bildiğiniz üzere Souls serisinde her öldüğünüzde düşmanlar yeniden canlanır ve bonfirelardan tekrar yola koyulursunuz. Ancak yerleşim noktaları çok iyi ayarlanmıştır ve kısa yollarla devamlı birbirlerine bağlanırlar. Burada ise yeri geldiğinde boss alanına gidebilmek için tekrar ve tekrar 10 dakikalık mücadelelere girmek zorunda kalıyorsunuz. Bir mekanik ancak bu kadar yanlış anlaşılabilirdi herhalde.
TAM YAZIN YOKLUKTA OYNAMALIK
Darksiders III’ü çıktığı gün inceleseydik bu yazının içeriği çok daha farklı olurdu. Çünkü o an itibarıyla oyun oynanabilir seviyede bile değildi. Tam bir hata festivali noktasından yamalarla durumu birazcık toparladılar ancak hala çeşitli sıkıntılar karşınıza çıkabilir. Darksiders III’ü sizlere gönül rahatlığı ile önerebilirdik, eğer fiyat etiketi biraz olsun haddini bilseydi. İçeriği bu denli törpülenmiş bir yapımın, fiyatı da buna göre konumlandırılmalıydı bize göre. En az wbir yüzde 50 indirim görmeden almanızı tavsiye etmiyoruz.