Death’s Gambit incelemesi
ÖNCE TATLI, SONRA ACI
Öncelikle Death’s Gambit’in ağzımızda acı-tatlı bir his bıraktığını belirtelim. Oyuna başladığımızda çok yoğun bir heyecan ve merak duygusunun içine sürüklendik. Atmosfer harika görünüyordu, sanat tasarımı muhteşemdi ve oynanış hiç de fena değildi doğrusu. “Souls-like” türüne getirilen bazı farklı yaklaşımları gördükçe ekrana tatminkar bir yüz ifadesiyle bakar olmuştuk. Ancak oyunda ilerledikçe ve tüm detaylarına hakim oldukça, kusurları ciddi anlamda gözümüze batmaya başladı. Finale geldiğimizde ise karşımızda pek çok iyi ama aynı zamanda bir o kadar kötü özelliği bulunan bir oyun duruyordu. Ancak biz başından alalım; Death’s Gambit’te ölümden döndürülen Sorun isimli bir karakteri yönetiyoruz. Bu işin arkasında Ölüm’ün ta kendisi bulunuyor. Ölüm olup bitenlerden rahatsız çünkü dünyada ölümsüzlüğe neden olan bir güç kaynağı bulunuyor. Hiç kimsenin ölememesi demek, Ölüm için işlerin kesat olması anlamına geliyor. Sözde “ölümlü” dünyaya doğrudan müdahale edemediği için de, karakterimizi diriltip kendisi için çalışmasını talep ediyor. Karakterimizin Ölüm’ün sunduğu bu teklifi kabul etmek için bazı özel sebepleri var, bunları oyunda ilerledikçe parça parça öğreniyoruz. Bu nedenle oyunun hemen başında Sorun ve Ölüm bir anlaşma imzalıyor ve kontratın verdiği güçle karakterimiz ölümsüz hale geliyor. Tam bu noktada oyun ilginç bir özelliğini karşımıza çıkarıyor. Söz konusu kontrat fiziksel olarak envanterimizde bulunuyor ve istediğimiz herhangi bir noktada yırtıp atabiliyoruz. Bunu yaptığımız taktirde karakterimiz ölümlü hale geliyor ve ilk ölümünün ardından kayıt dosyamız tamamen siliniyor. Acımasız evet ancak yapımcılar bu tarz oyunları sevenlerin nasıl mazoşistler olduğunu da iyi anlamış.
SINIF AYRIMI
Oyuna 7 farklı sınıftan birini seçerek başlıyoruz. Her sınıfı birbirinden ayıran en belirgin özelliği, başlangıç karakter puanlarının farklı dağılmış olması gibi görünüyor. Yani bir sınıf daha en baştan yüksek bir Güç puanına sahipken, bir başkası daha yüksek bir Zeka puanı ile oyuna başlıyor. Ancak bu farklılığın oyuna yansıması çok da önemli değil aslında. Çünkü her sınıfı kendi arzu ettiğiniz şekilde geliştirebiliyor ve alakasız yollara sürükleyebiliyorsunuz. Bu bağlamda sınıf farklılığı anlamsız gibi görünse de, hepsinin kendisine ait çok önemli avantajları bulunuyor. Örneğin oyunda kullanabildiğiniz silah türüne özel yetenekler bulunuyor ve bu güçlü saldırılar başarılı olmanız adına son derece önem taşıyor. Bu yetenekleri kullanabilmeniz için tıpkı sağlık gibi bir bar bulunuyor ve eylemleriniz sonucu doldukça yeteneklerinizi gerçekleştirebiliyorsunuz. İşte her sınıf için, bu barın dolma şekli değişiyor. Biri saldırıları blokladığında puan alırken, bir diğeri saldırılardan doğru zamanda kaçındığında puan alıyor. Bir başkası öldürdüğü her düşman için puan alırken, bir başka sınıf ise darbe aldığında hızlı bir şekilde karşılık verirse sağlığının bir kısmını geri kazanıyor. İşte sınıflar arası farkı yaratan asıl unsurları bunlar oluşturuyor çünkü her biri, oynayış şeklinizi tamamen etkiliyor.