Intel’in geliştirdiği Ultrabook konseptinin belirli kriterleri var ve bu kriterleri karşılayan bilgisayarlar Intel’in de onayıyla Ultrabook olarak adlandırılıyor. Pazarda halihazırda bütün büyük markaların ürünleri var. Ancak konsept henüz çok yaygınlaşmış olmadığından yerli üreticilerin birçoğu halen Ultrabook pazarına girebilmiş değil. Aktör sayısı az olduğu için de fiyatlar istenen seviyelere inemedi. Çok daha ucuz fiyatlı Ultrabook’lar görmek için iki yıl kadar daha beklememiz gerekecek gibi görünmekte. Gelelim incelememizin konusu olan Dell’in XPS 13 modeline. Öncelikle başlıkta yazdığımızın arkasında olduğumuzu söyleyelim. Bir iki yönden daha beklentilerimizi karşılayabilmiş olsa XPS 13 bizim için mükemmel Ultrabook olabilirdi. Kıl payıyla bunu kaçırdı.
ALÜMİNYUM VE KARBONFİBER KASA
Adetimiz olduğu üzere yine tasarımdan bahsederek başlayalım. Dell’in Ultrabook’u, Asus Zenbook’tan bu yana gördüğümüz en etkileyici kasaya sahip. Alüminyum kapaklı kasanın alt yüzeyi, kadifemsi ve damalı bir dokuyla kaplı. Bu dokunun altında yatan malzeme ise karbonfiber. Bilgisayar, birçok rakibinden daha ince ve onlara kıyasla çok daha estetik görünüyor. Görünüm olarak MacBook Air’den de izler taşıyor elbette ama artık bu kabullendiğimiz bir gerçek haline geldiğinden fazla üstünde durmuyoruz. Kasanın üzerinde sayılı bağlantı noktası bulunuyor. Sağ yanda USB girişi ve Mini-Display Port yer alıyor. Bunların biraz önünde de MacBook’larda görmeye alışık olduğumuz ufak bir tuş ve nokta şeklindeki LED’lerden oluşan pil durumu göstergesi mevcut. Sol tarafta ikinci bir USB girişi ve güç bağlantısı duruyor, hepsi bu. HDMI, Ethernet veya kart okuyucu yok. İnceliklerinden ötürü Ultrabook’larda soğutma için kullanılan fanların konumu oldukça önem taşıyor. Dell, bizim pek tercih etmeyeceğimiz bir seçim yapmış ve fan çıkışlarını kasanın alt kısmına yerleştirmiş. Bu nedenle bilgisayarı dizinizin üzerinde kullanmak isterseniz bir süre sonra sıcaklıktan rahatsız olabilirsiniz. İç taraftan bahsedecek olursak; ilk söyleyeceğimiz estetik görünümün aynen korunduğu. Magnezyum alaşımlı ve yumuşak bir dokuyla kaplı bilek bölgesi ile rahat yazmaya izin veren ayrık tuş takımı oldukça hoş görünüyor. Önemli bir artı olarak XPS 13’te iki kademeli tuş aydınlatması bulunuyor. Touchpad alanı, bilek bölgesiyle aynı dokuda. Özel fare tuşları atanmamış olması, her tıkladığınız yerde çift tık yapmanıza neden olduğu için alışması zaman alabiliyor. Bunun dışında, özel jestleri algılayabilen touchpad gayet kullanışlı. XPS 13’ün ekranından söz edelim biraz da. 13,3 inçlik ekran, çerçeve olarak oldukça küçük, bu da bilgisayarın boyutlarının ufalmasına yardımcı olmuş. Parlak ekran, aydınlık ortamlarda biraz yansıma ve görme zorluğuna neden olabiliyor. Bir de kafanızı doğru bakış açısından birazcık saptırsanız renkler hafiften bozuluyor. Siyahlar grileşiyor, renkler soluyor. Yazının girişinde bahsettiğimiz beklentilerimizin karşılanamama nedenlerinden biri de bu ekran. Kesinlikle kötü değil ancak bu fiyatla satılan bir bilgisayar için biraz zayıf kalıyor. Gorilla Glass’la kaplı ekranın çözünürlüğünün bu boydaki ekranlar için standart sayılabilecek 1368×786 piksel olduğunu da ekleyelim. Ses kalitesi olarak XPS 13 bizi şaşırtmayı başaran ender Ultrabook’lardan oldu. Küçük hoparlörlerin verdiği ses gerçekten yüksek. Tam seste hafif patlamalar ve bozulmalar oluyor tabii ki ve bas da yeterli değil ancak genel olarak ses iyi.
SSD FARKI
Performans anlamında Dell XPS 13 şimdiye kadar deneme fırsatı bulduğumuz Ultrabook’ların en iyilerinden biri. Intel’in ikinci nesil Core i7-2637M işlemcisini kullanan bilgisayarda 4 GB RAM ve 256 GB SSD hafıza bulunuyor. Bildiğiniz üzere SSD’nin en önemli avantajı hız. XPS 13 bu noktada vadettiği gibi 8 saniyede açılma ve 1 saniyede uykudan uyanma süresi sunmuyor ama yine oldukça hızlı. Bizim yaptığımız testlerde açılış süresi 15 saniye, uykudan uyanma süresi ise 2 saniye kadardı. 1,7 GHz hızında çalışan işlemci ve 4 GB RAM, günlük birçok işlev için oldukça yeterli. Ekran kartı olarak dahili Intel HD 3000’i kullanan XPS 13, bu nedenle tam bir grafik canavarı değil. Ancak çok yüksek teknik özellikler istemeyen oyunları rahatlıkla oynayabilmeniz mümkün. Ayrıca XPS 13’ün Dell’in ilk Ultrabook’u olduğunu hatırlatalım. Bu nedenle ilerleyen dönemde çıkacak cihazlar hem Dell’in yaptığı geliştirmeler hem de Intel’in Ivy Bridge mimari yapısını kullanan işlemcileri sayesinde çok daha yüksek performans ve çok daha yüksek pil ömrü sunacaktır. Pil ömrü demişken, bilgisayarın teknik özelliklerinde 8 saat 53 dakika olarak geçen sürenin uzun olduğunu ekleyelim. Biraz internet, biraz video ve müzik biraz doküman işlemesiyle ortalama 5-5,5 saati görmeniz mümkün. Daha fazlası için bilgisayara çok hassas davranmanız gerek. Dell, içerik anlamında fazla kabalık yapmamayı tercih etmiş ve bizce doğru bir karar olmuş. Masaüstünde kullanılabilen ve Mac’lerdeki Dock’u andıran Dell Stage, işe yarar bir widget. Buradan hızlı bir şekilde dosyalarınıza ve internet kısayollarınıza erişebiliyorsunuz. Dell Audio ses arayüzü de sese ince ayar yapmak için yeterli ayarları sunuyor. Sonuç olarak, XPS 13 birkaç eksiğine rağmen gördüğümüz en iyi Ultrabook’lardan biri. Ancak fiyat sizin için önemli bir kriterse durum değişir.