reklamı kapat

POPÜLER

Destiny incelemesi

destiny

GÜVEN EKSİKLİĞİ
Mantık da bunu söylemez mi zaten? Sonuçta her firma, ortaya koyduğu üründen maksimum geliri elde etme amacıyla yola çıkıyor. Giderleriniz ne kadar az olursa, elde edeceğiniz kar oranı da o derece fazla olacaktır. Hal böyle iken, oyunun yapımı için harcanan miktar düzeyinde bir pazarlama bütçesini neden tercih edersiniz? Kaliteli oyunlar oyuncuları yaptıklarıyla konuşturur. Destiny ise insanları neler yapacağının sözlerini vererek konuşturdu. Hal böyle olunca, ister istemez daha fazla temkinli yaklaşmaya başladık oyuna karşı. Söyledikleri kadar büyük bir oyunla karşılaşmayabilirdik. Ne yazık ki karşılaşmadık da. Destiny kesinlikle kötü bir oyun değil ancak asla yaratılan beklentileri karşılayacak bir oyun da değil. “Beklenti yoksa hayal kırıklığı da yoktur” diye bir söz vardır. Beklentiyi kendi ellerinizle yükseltiyorsanız, sonrasında karşılaşacağınız hayal kırıklığı ile de yüzleşmeniz gerekir.

destiny
Ancak tabii oyunun arkasındaki firmalar an itibariyle bunu çok sorun etmiyordur. Çünkü ön siparişler ve ilk gün satışları sayesinde harcanan parayı çıkarmış durumdalar. Fakat Destiny, çıkışını yapıp sonrasında kenara çekilen oyunlardan biri değil. 10 yıl süreyle aktifliğini devam ettirmesi planlanan, oyuncularına devamlı yeni içerikler sunacağı söylenen uzun vadeli bir proje. Bu nedenle başlangıçta kazanılan paralar ne Bungie’yi, ne de Activision’ı uzun vadede mutlu edecektir. Destiny’den ilk etapta ne bekliyorduk? Yaratılan uçsuz bucaksız evreni keyifle dolaşmayı ve keşfetmeyi elbette. Oyunun çuvalladığı ilk noktanın bu olması da oldukça manidar açıkçası. Destiny, oldukça büyük görünen ancak gidebileceğiniz yerleri fazlasıyla kısıtlayan bir oyun. Dahası, gittiğiniz yerleri keşfedebilmeniz için hiçbir ekstra motivasyon sunmuyor olması da cabası. Bu tarz oyunlarda yeni bir bölgeye gittiğiniz zaman her parçasını araştırmak ve neler bulacağınızı merak etmek istersiniz. Ancak Destiny bunu size sunmuyor. Bölgelerin kendini tekrar etmesi bir yana, ne gizli alanlar ne de toplanabilir eşyalar ile sizi mutlu edecek bir yapısı yok oyunun. Dünya’dan yola çıkıp Venüs’e gidiyorsak, açıkçası etrafa karşı biraz ilgi duymayı bekliyoruz normal olarak.

destiny
Bungie, kendi yarattığı enfes dünyanın neler sunabileceğini hesaplayamamış anlaşılan. Ya da hesaplamışlar ancak hepsini daha sonra parayla satmayı düşünerek kendilerine saklamışlar. Şu an için bunu bilme şansımız yok, bekleyip görmemiz gerekiyor. Bu iç karartan kısmı geride bırakıp diğer unsurlara dönelim. Yukarıda Dünya ve Venüs’ten bahsettik. Oyunda Dünya, Ay, Mars ve Venüs olmak üzere dört gök cismi bulunuyor oynanabilir olarak. Elbette bu rakam oyunun mevcut hali için geçerli, ilerleyen zamanla birlikte bu sayı artacaktır. Ancak an itibariyle de oynanabilir alan anlamında fazlasıyla tatmin edici durumda Destiny. Yine de yeni gezegenlerden önce mevcut gezegenlerin ulaşılamayan alanları açılırsa daha hoş olacaktır. Ufukta görünen ancak erişemediğimiz noktalar gerçekten merak uyandırıyor. Zamanla tüm bunların rayına gireceğini düşünüyoruz. En azından uzun vadeli projelerde olması gereken budur.

destiny
SİZ DE Mİ PARTİDEN SIKILDINIZ?
Oyunun hikayesine baktığımızda ise şaşırtıcı olmaktan uzak klişe parçalarla karşılaşıyoruz. İnsanlık uzayda yaşamı mümkün kılan bir keşif sonucu yaşam alanını büyütüyor ancak uzayın derinliklerinde yer alan kötü bir güç (hadi ama!) bu keşfi ele geçirmeyi amaçlıyor. Sonunda mağlup düşen insanlık, Dünya üzerindeki son şehirde yeniden toparlanarak eski gücüne yeniden kavuşmayı amaçlıyor. Senaryo genel hatlarıyla bu çerçeveye oturuyor. Ne yazık ki, her sayfasını keyifle çevirmemizi sağlayacak bir öykü barındırmıyor oyun. Ancak daha üzücü olanı, iyi kötü sahip olduğu hikayeyi bize başarılı bir şekilde aktaramıyor olması. Oyunlarda senaryo ne kadar önemliyse, onun nasıl aktarıldığı da bir o kadar önemlidir. Destiny, karşısındaki insanı söyledikleriyle sıkan, bir an önce ortamı terk etmeye zorlayan kişiler gibi biraz. Belki hoş şeyler söylüyor ama o kadar sıkıcı ki insanın hiç dinleyesi gelmiyor. Üstelik, seslendirme ekibinde Game of Thrones’un Tyrion Lannister’ı olarak tanıdığımız Peter Dinklage gibi enfes bir isim olmasına rağmen. Dinklage’ı dinlerken sanki oraya zorla oturtulmuş olduğunu, okuduğu her bir kelimeden çok sıkıldığını hissedeceksiniz. Bu durum, Destiny’nin hemen hemen her parçasına bulaşmış bir hastalık gibi adeta.