reklamı kapat

POPÜLER

Detroit: Become Human incelemesi

TAHMİN EDİLEBİLİR HİKAYE

Ne yazık ki oyun mükemmel olmaktan oldukça uzak bir seviyede. Her ne kadar iyi bir hikayeye ve ilgi çekici bir işlenişe sahip olsa da, çok önemli kusurları da barındırıyor bünyesinde. En büyük günahı ise; kamera ve eylem görevini aynı çubuğa atamış olması. Yani etrafa bakmak için de, bir aksiyonu gerçekleştirmek için de aynı çubuğu kullanıyorsunuz. Bu da bir şeyi almak isterken tavana bakmanıza, hızlı hareket etmeniz gereken durumlarda saçma sapan aksiyonlar gerçekleştirmenize neden oluyor. Yapımcı ekip böylesi bir acemiliği nasıl göstermiş anlamak mümkün değil inanın ki. Oyunun bir başka kusuru; her ne kadar yapay zeka-insan ilişkisini ilginç bir yönden ele alsa da, her şeyi son derece tahmin edilebilir bir şekilde icra etmesi. Oyunun büyük bölümünde birazdan ne yaşanacağını ve hatta sonunda nasıl bir noktaya bağlanacağını kestirebiliyorsunuz. Hikayenin bu denli kör göze parmak olması bizim oyun deneyimimizi ciddi ölçüde olumsuz etkiledi ne yazık ki. Ama diğer taraftan da teknik anlamda oyunun harikalar yarattığını belirtmemiz gerekiyor. Grafikler mükemmel, yüz animasyonları muazzam, ışıklandırmalar dillere destan… Uzun zamandır PS4 üzerinde oynadığımız en güzel görünen oyunun Detroit: Become Human olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

DAHA İYİSİNİ BEKLEMİŞTİK

Şurası bir gerçek ki; kontrolü ele geçiren yapay zeka hikayelerini seviyoruz. Bu yüzden Detroit: Become Human tartışmasız pek çok insan için albenisi yüksek bir oyun olacak. Hele de köleleştirilmiş androidlerin, duygular edinerek sivil haklarını talep etmesi gibi bir yaklaşım söz konusu olduğu düşünülünce. Buna rağmen üzülerek oyunun Quantic Dream standartlarının altında kaldığını da kabul etmemiz gerekiyor.