reklamı kapat

POPÜLER

Deus Ex: Mankind Divided incelemesi

 - Güncelleme: 21 Eylül 2016 13:10

deus-ex-mankind-divided-ek-3

ROBOT DA OLSA, İNSAN İNSANDIR!

Hatırlayacağınız üzere, Human Revolution’da insanların artırılmış özelliklere sahip olabilmek adına robotik eklentilerin peşinde koştuğu bir gelecek dünyasındaydık. Günümüzde, ampüte insanların hayatlarını kolaylaştırabilmek için kullanılan bu teknolojinin, çok daha yetkin olmak isteyen insanlar tarafından arzu edilmesiyle seri üretime geçildiği bir dönemden bahsediyoruz. Daha yükseğe sıçramak isteyen insanların bacaklarını, her şeyi görebilmek isteyen insanların gözlerini robotik eklentilerle değiştirdiği bu dönemde, elbette bu teknolojiyi elinde tutan devasa bir şirketin varlığını tahmin etmek de zor değil. İşte ilk oyun, bu şirketin her bir eklentiye dahil ettiği çipleri aktive ederek bu teknolojiye sahip insanların kontrolden çıkması ve istemeyerek de olsa milyonlarca insanın ölümüne sebep olmasıyla sonuçlanmıştı. Düşünün, kendi istekleri dışında çalışan robotik eklentileri sebebiyle ölümlere sebep olan insanlar kısa sürede eski hallerine dönüyor. Her ne kadar şirketin eylemi durdurulsa da, geriye öldürülen taraf ve öldüren tarafın yan yana yaşamak zorunda olduğu bir dünya kalıyor.

İşte, Mankind Divided tam olarak burada devreye giriyor. Her ne kadar normal insanlar yaşananların istem dışı olduğunu bilse de, “yeniden yaşanabilme” korkusuyla “cyborg” insanlardan uzak duruyor. Kimileri dini sebeplerle, kimileri korkuyla, kimileri de intikam hırsıyla karşı tarafa savaş açıyor. Sonuç olarak da insanlık iki tarafa bölünüyor ve bir iç savaş çıkıyor. Tabii insanlık diyoruz ancak bir de işin felsefi kısmı var. Bir insanın; kolunu, bacağını, gözlerini, iç organlarını ve bunun gibi parçalarını robotik eklentilerle değiştirirseniz, o kişi hala bir insan mıdır? İşte Deus Ex: Mankind Divided bu denli önemli konuların üzerine düşen ve insanı yaşadığı toplumu sorgulamaya iten sorular soran bir oyun.