Önceki oyunun yaptıkları ve bu oyunun hikaye olarak barındırdıkları ile beklediklerimiz buydu en azından. Ancak Mankind Divided, çok daha fazlasını yapabilecekken ne yazık ki biraz tökezliyor. Özellikle oyunda ilerledikçe, hikayenin çok hızlı akmaya başlaması ve sormak istediklerinde yeterince net olamaması sebebiyle bir önceki oyun kadar etkileyici olamadığını kabul etmemiz lazım. Hala çok iyi bir oyun ve hala hikayesi son derece başarılı. Sadece, yine kendisinin belirlediği çıtanın biraz altında kalıyor hepsi bu. Bir de karakterlerin mimikleri bizi çok rahatsız etti, diyaloglara kendimizi kaptırmakta çok zorlandık ki bunun da etkisi olabilir bu düşüncemizde.
Yani karakterlerin seslendirmeleri bu kadar başarılı iken, karakter animasyonlarının bu kadar çiğ olmasına akıl sır erdiremedik. Bazen dünyanın en mühim konusu konuşulurken, ekrana bakıp kıkır kıkır gülerken kendinizi yakalamanız işten bile değil. Grafiksel anlamda genel bir “eskiden kalma” hissiyatı mevcut zaten. Hani oyun iki yıl önce bitmiş de, bu sene çıkarmışlar gibi bir hali var.
YAN GÖREVLER ROL ÇALARSA
Her ne kadar ana senaryo etkileyicilik olarak önceki oyunun gerisinde kalmış olsa da, yan görev ve hikayelere mutlaka değinmek zorundayız. Sayısız şunu getir, bunu götür tarzı yan görevle bizleri isyan ettirmiş oyundan sonra Mankind Divided ilaç gibi geldi. Her bir yan görevin kendi hikayesi, dinamikleri ve oyun dünyasına etkisi bulunuyor. Hiçbiri öylesine yerleştirilmemiş ve hiçbiri kolaylıkla çözüme kavuşmuyor. Matruşka bebekleri gibi açtıkça yeni bir parçasıyla karşılaştığınız bu görevler, oyundan alacağınız zevki inanılmaz bir seviyeye çıkarıyor.
O nedenle oyunun ana haritası olan Prag’da gezinirken girebileceğiniz her yere göz atmanızı, konuşabileceğiniz herkesle konuşmanızı tavsiye ediyoruz. Hiç beklemediğiniz bir yerden, başka bir oyunun rahatlıkla ana hikayesi olabilecek seviyede bir yan görevle çıkmanız son derece muhtemel çünkü. Lakin tüm bu yan görevlere rağmen oyunun süresinin aşağı yukarı 25 saat olduğunu görmek bizim için biraz üzücü oldu. Deus Ex seviyesindeki bir yapımdan çok daha fazlasını beklediğimizi saklamayacağız. Belki de Witcher 3 şımarttı bizi bu kadar, bilemiyoruz…