Devil May Cry 5 incelemesi

09 Nisan 2019 21:15

Aynı ay içinde Sekiro ve Devil May Cry 5 gibi birbiriyle taban tabana zıt iki oyunu oynamak oldukça ilginç bir deneyim. Bir tarafta oturaklı, her dövüşü sabır ve plan gerektiren bir oyun oynarken, DMC’de ise hiçbir şeyi umursamaksızın şevkle ölüm yağdırdığınız bir kaos ortamına gireceksiniz

Devil May Cry ismi 2001 yılında hayatımıza girdiğinden beri ondan ne beklememiz gerektiğini çok iyi biliyoruz. Bu o; “Acaba tüm bunları hangi amaçla yapıyoruz?” diye sorma ihtiyacı duyduğunuz yapımlardan biri değil. Çok merak ederseniz arkada kendine yetecek kadar bir hikayesi var elbette ancak günün sonunda karşınıza çıkacak her şeytani yaratığı yok etmekten fazlası umurunuzda olmayacak. Çünkü Devil May Cry bu işi o kadar iyi yapıyor ki, neredeyse öldürmeyi bir sanat formu haline getiriyor. Yaratıkların arasına daldığınızda devreye giren müzikle birlikte, ekrandaki kaosun mimarı olarak kılıç ve mermilerinizi peşi sıra devreye sokuyorsunuz. Zaten oyun da tüm bunları neden değil, nasıl yaptığınıza daha önem verdiğini ekrana eklediği kombo metresi ile belli ediyor. O yaratıkları herkes kesebilir, ancak S rank alarak paramparça edebildiniz mi önemli olan bu oluyor. Devil May Cry’da her şey imajda bitiyor…

Sayfa: 1 2 3 4 5

Paylaş