Ninja Theory, Dante’nin sadece tipini değil varoluşunu da değiştirdi. Yarı insan olarak bildiğimiz karakterimizin aslında bir Nephilim, yani bir melek ve bir şeytandan doğma olduğunu öğreniyoruz. Sanırız bu firmanın cennet-cehennem, melek-şeytan konseptleri ile bir alıp veremediği var. Heavenly Sword sonrası şimdi de Hellblade yaptıkları düşünülürse obsesif bir çalışanın şirketi ele geçirdiğini düşünmek yanlış olmayacaktır.
Babasının zaten bir şeytan olduğunu bildiğimiz Dante’nin bunun yanında bir de melek özellikleri kazanması gücüne güç katmış doğal olarak.
Lakin öyle her şey armut piş ağzıma düş şekilde karakterimizin önüne koyulmuyor. Geçmişini ve kim olduğunu öğrenmesi için çetrefilli bir yolculuğa çıkması lazım. Ne yazık ki, onun hiç de öyle bir niyeti yok. Dante’nin tipi ve damarlarında akan kanı değişmiş olabilir ancak karakteri hiç zarar görmemiş, aynen bildiğimiz gibi. Umursamaz, ağzı çok çalışan ve bol bol laf sokan Dante için gereksiz bir mücadele bu. Ancak kardeşi Vergil’in çabaları ile oyuna dahil olarak kim olduğunu hatırlıyor ve yeni güçlerini kazanarak iblis ordularını birer birer ait oldukları yere gönderiyor.
Bunu yaparken en büyük yardımcısı tabii ki Rebellion oluyor. Serinin ikonik kılıcı Rebellion’a eşlik edenler ise en az onun kadar ikonik olan ikiz tabancalar Ebony ve Ivory. Buraya kadar olan kısımda bir sıkıntı yok, zaten bildiğimiz şeyler. Ancak ne zaman ki melek ve şeytan güçlerini kazanıyoruz o zaman işin rengi değişiyor. Tek bir tuşa basarak geçiş yaptığımız bu güçlerin kendi silahları ve etkileri bulunuyor. Melek modunda çok daha hızlı ve alan etkili saldırılar yaparken, şeytan modunda ise yavaş ama oldukça güçlü vuruşlar gerçekleştiriyoruz. İnsan, melek ve şeytan moduna saldırıların ortasında dahi geçiş yapabiliyor olmamız muazzam bir seyir zevki çıkarıyor ortaya.